Sürekli babasına gidip, onunla yaşamak istiyor ama o istemiyor. | Open Subtitles | انها تتحدث باستمرار عن والدها متمنية العيش معه ولكنه لا يريد |
Tokyo'ya dönüp, onunla yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | اني اريد الانتقال الى طوكيو و العيش معه |
Bu dünyada onunla yaşamak isteyen bir erkeğin hâlâ varolduğunu bilsin. | Open Subtitles | وأعلمها أن هناك رجل يستحق العيش معه |
Onunla yaşamayı öğreniyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | انا فقط احاول ان اتعلم العيش معه |
Onunla yaşamayı seçen çocuk kadar değil. | Open Subtitles | ليس بجنون الشخص الذي وافق على العيش معه |
onunla yaşamak zorlaşmıştı. | Open Subtitles | اصبح من الصعوبه العيش معه بسبب , انت تعلم [لا ما أعلم] |
onunla yaşamak zorunda olan sizler değilsiniz. | Open Subtitles | نحن"؟ " لستم أنتم من عليك العيش معه |
onunla yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أريد العيش معه |
Roland'la mutlu değil misin, beni sıkıcı bulup onunla yaşamak isteyen sendin? | Open Subtitles | ألستي سعيدة في منزل (رولاند)؟ لقد كنتي تتحدثين كثيراً عن العيش معه بدلاً مني أنا المملة. |
onunla yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد العيش معه |
Abartmayı çok sever; Onunla yaşamayı denemelisin. | Open Subtitles | يحب المبالغة، عليكِ أن تحاولي العيش معه |