"العيش معي" - Translation from Arabic to Turkish

    • benimle yaşamak
        
    • birlikte yaşamak
        
    • benimle yaşamaya
        
    • benimle yaşamanı
        
    • birlikte yaşanması
        
    • yanımda kalabilirsin
        
    • benimle yaşayabilirler
        
    - Bundan zamandır benimle yaşamak istermiş gibi mi davranıyordun? Open Subtitles كل هذا الوقت كنت فقط تدعي أنك تريد العيش معي
    benimle yaşamak zormuş. Savaşsız yaşayamıyormuşum. Open Subtitles قالت باني صعب العيش معي ,قالت باني لم استطع تدبر الحياة بدون تهديد الحرب العالمية
    Evet, benimle yaşamak çok kolay. Open Subtitles نعم، في واقع الأمر أعتقد أن العيش معي سهل
    Dur bakalım. Bunu annenden öcünü almak için değil de gerçekten benimle yaşamak istediğin için istediğine emin misin? Open Subtitles تمهل, هل انت متأكد أنّك تود فعل ذلك لأنك تريد العيش معي
    benimle yaşamak istemiyorsan neden söylemiyorsun? Open Subtitles و انت استخدمتني لتنتقم منه ان لم تكوني تريدين العيش معي
    Bana aşık olduğunu söyledi, sonsuza kadar benimle yaşamak istiyormuş. Open Subtitles لقد قالت بأنها تحبُني وأنها تريد العيش معي للأبد.
    benimle yaşamak yerine onlar için ölmeye hazırsın. Open Subtitles أستعدي للموت لأجلهم بدلاً من العيش معي
    Artık benimle yaşamak istemiyor. Open Subtitles لم يعد يرغب في العيش معي بعد الآن
    benimle yaşamak mı demek istiyorsun? Open Subtitles هل تقصدين العيش معي ؟
    Babam benimle yaşamak istiyor. Open Subtitles والدي يريد العيش معي.
    Sen... benimle yaşamak istemediğini söyledin. Open Subtitles لقد ... لقد قلت أنك لا تريد العيش معي
    benimle yaşamak istiyorsun! Open Subtitles تريد العيش معي!
    O zaman tekrardan, benimle birlikte yaşamak istemediğini de farketmemiştim. Open Subtitles إذا مجددا, أنا لم ألاحظ أنكِ لاتريدين العيش معي أيضا
    benimle yaşamaya karar vermemenin sebebi de bu değil mi? Open Subtitles ذلك لماذا لم تقرري ما ان اردتي العيش معي او لا ، أليس كذلك؟
    Ya gelip benimle yaşamanı istesem? Bütün bunları bırakmanı? Open Subtitles ماذا إذا طلبت منكِ العيش معي و تنسي كل هذا.
    Büyük babanla aynı fikirdesin galiba, birlikte yaşanması imkansız biriyim senin için. Open Subtitles أعتقد أن رأيك هو من رأي جدك و تعتبر أنه من المستحيل العيش معي
    Bu evi sattığımda, gelip yanımda kalabilirsin. Open Subtitles ،بمجرد أن أبيع هذا المكان يمكنك العيش معي
    Çok daha iyisini! Annesiyle birlikte gelip, burada benimle yaşayabilirler. Open Subtitles يمكنه هو وامه العيش معي في المركز الاجتماعي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more