"العيش هكذا" - Translation from Arabic to Turkish

    • şekilde yaşayamam
        
    • böyle yaşayamam
        
    • Böyle yaşamak
        
    • şekilde yaşamak
        
    • Böyle yaşamayı
        
    • Böyle yaşamaya
        
    • böyle yaşayabilir
        
    • şekilde yaşamaktan
        
    • böyle yaşar
        
    • şekilde yaşamaya
        
    • şekilde yaşamayı
        
    • yaşayamam böyle
        
    • böyle yaşamaktan
        
    • Böyle yaşamaktansa
        
    • bu şekilde yaşayabilir
        
    Bu şekilde yaşayamam. Open Subtitles لا يمكننى العيش هكذا أنت تعرفين منذ البداية
    böyle yaşayamam. Gidip onunla konuşacağım. Open Subtitles لا يمكنني العيش هكذا, عليَّ الذهاب للتحدّث إليه.
    Evimdeki pencereler, kurşun geçirmez camla mühürlenmiş durumda. Böyle yaşamak istemiyorum. Open Subtitles النوافذ في منزلي محمية بزجاج مضاد للرصاص، لا أريد العيش هكذا
    Buyruğa tam anlamıyla itaat ediyorken... 14.5 milyon. ...neden bu şekilde yaşamak istediğini anlıyorum. Open Subtitles اردت العيش هكذا عندما كنت تذعن للاوامر حرفيا
    Böyle yaşamayı tercih ediyorsan o zaman gerçekten deli olmalısın. Open Subtitles إذا ,أنتَ هو المجنون إذا حسبت أني سأختار؟ العيش هكذا
    Böyle yaşamaya devam edersek, her gün tırnaklarımız sökülüyormuş gibi aynı acıyı yaşayacağız. Open Subtitles كل يوم سوف يجعل منا نريد ان نمزق اظفارنا ان كان علينا ان نحافظ على العيش هكذا
    böyle yaşayabilir miyim, bilmiyorum! Open Subtitles لا أدري إذا كنت سأستطيع العيش هكذا
    Ve bu şekilde yaşamaktan bıktım, bir kasabadan diğer kasabaya, gözlerinin olması gereken yerde delikler olan, ruhları yaralanmış köşelerde dikilen insanlar. TED وقد سئمت من العيش هكذا اتنقل من بلدة الى بلدة و اناس يقفون حول الاركان يحملون ثقوبا مكان اعينهم، ارواحهم معطوبة.
    Bu şekilde yaşayamam, sürekli aynı rutinin içinde. Open Subtitles لا يمكننى العيش هكذا نفس الروتين مراراً و تكراراً
    Yiyecek hiçbir şey bulamadım. Bu şekilde yaşayamam. Open Subtitles لم أجد أي شيئاً آكله لا يمكنني العيش هكذا
    Yapamam. Bu şekilde yaşayamam. Open Subtitles أنا لا أستطيع أنا لا أقدر على العيش هكذا
    Evet, artık böyle yaşayamam. Open Subtitles هل أنت جاد؟ أجل, لا يمكنني العيش هكذا بعد الآن
    Yüzünü bile görmek istemiyorum! böyle yaşayamam! Open Subtitles لا أريدُ حتى أن أنظر إليكِ لا أستيطع العيش هكذا
    Ona hakkettiği gibi davranmalıydın o zaman Böyle yaşamak zorunda kalmazdık. Open Subtitles يجب عليكِ جعله يعطينا ما نستحقه حتى لا يكون علينا العيش هكذا
    Böyle konularda bazı sınırlar yaparak bu sınırları geçmeyeceğimize emin olarak sorumluluk almayacağımızı düşünerek çok fazla zaman geçirdik ve ben artık Böyle yaşamak istemiyorum. Open Subtitles قضينا الكثير من الوقت في خلق هذهِ الحدود ونتأكد من أن لا نقتصر في مسؤوليتنا ولا أريد العيش هكذا بعد الآن
    Bunun senin için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ama kocan bu şekilde yaşamak istemiyordu. Open Subtitles لا يمكنني تخيل صعوبة هذه اللحظة بالنسبة لكِ لكن زوجك لم يكن يريد العيش هكذا
    Artık Böyle yaşamayı istemiyorum. Open Subtitles و لم أعد أريد العيش هكذا
    Böyle yaşamaya devam edemem diye düşündü. TED وكانت تشعر مثل، لا يمكنني العيش هكذا.
    Bu şekilde yaşamaya dayanamıyorum. Pis bir daire, yemek niyetine hamburger... Open Subtitles أنا فقط لا احتمل العيش هكذا شقة فقيرة , هامبورحر للعشاء
    * Seviyorum bu şekilde yaşamayı * Open Subtitles يعاملني هكذا ? ? أحب العيش هكذا ?
    Troy, böyle yaşayamam. Böyle yaşamayacağım. Open Subtitles لن أعيش هكذا لا يمكنني العيش هكذا
    Belki... Başlatma polisinden, böyle yaşamaktan usandım artık. Open Subtitles فلتأتِ الشرطة، سئمتُ من العيش هكذا
    Böyle yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. Open Subtitles ...إن كان علي العيش هكذا فأنا أفضل الموت
    Sence ben bu şekilde yaşayabilir miyim? Open Subtitles وتظنين أني أستطيع العيش هكذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more