"العينات" - Translation from Arabic to Turkish

    • örnekler
        
    • örnekleri
        
    • örnek
        
    • numune
        
    • numuneleri
        
    • numuneler
        
    • örneği
        
    • örneklerin
        
    • numuneyi
        
    • örneklere
        
    • örneklerini
        
    • örnekleme
        
    • örneklerden
        
    • örneğe
        
    • örneklerine
        
    Bilgi toplamak için zamana ihtiyacım var. Oraya inmeli ve bazı örnekler toplamalıyım. Open Subtitles أنا فى حاجة للحصول على معلومات، يجب علىّ الهبوط إلى هناك وجميع العينات
    Benim gibi yaşlı bir Eisbiber'dan daha iyi örnekler vardır. Open Subtitles هناك الكثير من العينات الأخرى أفضل من شخص عجوز مثلي
    Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. TED تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج.
    Hedef bölgeye doğru yürürüm ve ihtiyacımız olan örnekleri toplarım. Open Subtitles سأترجل نحو المنطقة المستهدفة و سأحصل على العينات التي نريد
    Bak, dostum, örnek topluyoruz ve enkazı inceliyoruz... yani bir numara al, sıraya gir ve yarın raporu sana yollayalım. Open Subtitles انظر يا صديقى نحن نجمع العينات ونحلّل الحطام لذا فلتحصل على رقم وانتظر فى الصف ونحن سيكون عندنا التقرير غدا
    İşte burada bizi o mercanı vakum sistemiyle alırken görüyorsunuz ve bir numune kabına koyuyoruz. TED و هنا تروننا نجمع المرجانات بواسطة نظام للشفط، و نضعها في حاوية لحفظ العينات.
    Bas bilimsel danisman olduguma göre takimin getirdigi... numuneleri incelemem gerek, eger numuneleri kendim toplarsam çok daha etkili olacaktir. Open Subtitles , كمستشارك العلمي احتاج الي تحليل عينات , التي سيجلبها الفريق وسيكون الامر اكثر كفاءة اذا قمت باحضار العينات بنفسي
    numuneler toplayıp bazı yoğun taksonomi yapmak gerekir. TED سيكون عليكم جمع العينات و القيام بتصنيف كثيف.
    Böylece bu fırsatı Jonas'ın tümöründen ve bedeninin diğer kısımlarından örnekler toplamak için kullandım. TED ﻟﺬﺍ ﺍﺗﺨﺬﺕ ﻫﺬﻩ ﺍﻟﻔﺮﺻﺔ ﻷﺟﻤﻊ ﺑﻌﺾ ﺍﻟﻌﻴﻨﺎﺕ ﻣﻦ ﻭﺭﻡ ﺟﻮﻧﺎﺱ وايضا بعض العينات من اماكن اخرى بجسده
    doğru soruları sorarak, bu türlerin populasyon büyüklükleri, alt populasyonları ve populasyon yapıları hakkında bilgiler verebiliyorlar. Ama eldeki örnekler çok az. TED ويمكنهم ان يطرحوا أسئلة جيدة ويُمكنهم اخبارنا عن التعداد والقطعان والهيكلية لكنهم مُقيدين بنٌدرة العينات
    Bu yoldan bir sürü örnekler aldık ve laboratuvarda test ettik. TED و قد أخذنا مجموعة من العينات من هذا الطريق و أخضعناها للاختبار في المعمل
    Onun, bu taş örnekleri yüzünden heyecanlandığını düşünmek kalbimi kırıyor. Open Subtitles يُحطّم فؤادي التفكير به مأخوذاً بالحماس بشأن تلك العينات الصخرية.
    Ancak daha sonra bu örnekleri şehirdeki merkez laboratuvarlarına götürüp test etmek zorundadırlar. TED ولكن بعد ذلك سيتعين عليهم العودة مرة أخرى للمدينة لفحص العينات في المختبر المركزي.
    Bugün çiftçiler bu örnekleri kendileri alabiliyorlar. TED بإمكان المزارعين اليوم أخذ العينات بأنفسهم.
    İyi bir jeolojik örnek ve bir çarpma kraterine benziyor. Open Subtitles نجمع العينات الجيولوجيه مما يبدو أنها فوهه ناتجه من إصطدام
    yani, yeterince örnek toplanmamış, bu nedenle de detaylı bir genetik çalışma yapılamamış olması. TED لم يحصلوا على العينات الكافية لستكشاف الجينات بتفصي اكثر
    dünya çapındaki toplam örnek sayısı şu an itibariyle 86. Hepsi çok önemli çalışmalar çünkü TED عدد العينات على مستوى العالم هو حاليا 86 اذاً هو عمل مُهم
    - Eddie henüz işteyken, beleşe numune almaya alışmıştı. Open Subtitles أنظر، عندما كان إدي في الخدمة، تَعوّدَ على يالحصول علي العينات المجانية،
    Size aslında verilen numuneleri test etmek yerine otoriteleri memnun edecek sonuçlar sunuyorsunuz. Open Subtitles والتي تحقق امنيات السلطات بدلا من القيام حقاً بفحص العينات التي تعطى لكِ
    numuneler toplamak ve birkaç not tutmak istiyorum. Open Subtitles أريد جمع بعض العينات وتدوين بعض الملاحظات
    O kadar meraklıysan götür tüy örneği falan, bir şeyler al. Open Subtitles إذا كنتَ مهتماً خُذ بعض العينات للفراء أو شيء من هذا
    Fakat Coney Adası Deresi'nde, örneklerin %94'ü son beş yılda alındı, dışkısal madde seviyesi o kadar yüksekti ki orada yüzmek eyalet hukukuna karşı olurdu. TED بالمناسبة 94٪ من العينات المأخوذة من هذا الجدول خلال السنوات الخمس الماضية تحتوي على مستويات عالية جداً مخالفة للقوانين من حيث المستويات المسموح السباحة فيها.
    Bu 10 numuneyi aynı anda kafese yerleştiriyorsunuz. TED يمكنك وضع هذه العينات 10 في وقت واحد في القفص.
    Hasta olup olmadıklarını öğrenmek için bazı örneklere otopsi yapacağız. Open Subtitles سوف ُنجري فحَصا ًً علي العينات لنري إذا كانو مَرضَي
    Hangi akla hizmet 2004'te test etmediniz bu kan örneklerini? Open Subtitles لماذا بحق الجحيم لم تختبر تلك العينات فى عام 2004؟
    Dediğim gibi, istatistiksel örnekleme benim gerçek uzmanlık alanım değil. Open Subtitles كما قلتُ لك العينات الإحصائية ليست تخصصي في الحقيقة
    Hayır, önemli. Hala, SG-1'in geri getirdiği örneklerden öğreniyoruz. Open Subtitles لا , ليس الامر كذلك لازالنا نحاول الوصول لشيئاً ما من العينات التى عاد بها الفريق
    3 doktoran varsa ve FBI'ya daha fazla örneğe ihtiyacım var dediğinde sana kim karşı çıkabilir ki? Open Subtitles عندما تحصل على ثلاثة شهادات دكتوراة و تخبر الأف بي أي بأنك تحتاج لمزيد من العينات من سيناقشك بذلك؟
    Bu sabah yarım saat soğuk hava deposunda tıkılı kaldıktan sonra fakat itfayeciden aldığım kan ve dokulara örneklerine daha iyi bakabildim. Open Subtitles لكني حصلت على نتيجة العينات التي أخذت من رجل الإطفاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more