"العِلْمِ" - Translation from Arabic to Turkish

• bilime
• bilimin
• bilimle

Hayır, hayır, ama umarım öldüğünde vücudunu bilime teslim etmeyi planlıyorsundur.
لا، لا، لَكنِّي أَتمنّى بأنّك تُخطّطُ لتَرْك جسدك إلى العِلْمِ عندماتموت.

Yeni, daha etkili silahlarla Dünya nüfusunu azaltması için bilime bel bağlanıyor.
يَدْعونَ العِلْمِ... . . لإختِراع كفائات اكثر الأسلحة لإخْلاء سكان الأرضِ.

bilimin en güzel yanı da her zaman zanlıyı aydınlatmasıdır!
الشيء العظيم حول العِلْمِ بأنّه يُسلّطُ الضوءَ دائماً على الموضوعِ.

bilimin amacı insanlığa hizmet etmektir, ama siz bunu kaçamak yapmak yada üç kağıtçılık olarak algılıyorsunuz.
نعتقد بأنّ غرض العِلْمِ أَنْ يَخْدمَ بشريةَ. أنت، على أية حال، يَبْدو لإعتِبار العِلْمِ كنوع من خدعة أَو زحام.

Orada olan şey, bildiğimiz insan vücudu ve, bilimle ilgili birşey değildi.
بكُلّ شيءِ تعلمناه حول العِلْمِ والجسمِ الإنسانيِ

Varlığını hiçbir zaman bilimle belli etmeyecek.
برهانوجودِهلَنْ أظهرْ نفسه خلال العِلْمِ.

Dr. Troy, bilime bağışlanan kadavra sayısı kısıtlı.
الدّكتور تروي، عِنْدَنا فقط a عدد مُتَأَكِّد أجسامِ تَبرّعَ إلى العِلْمِ.

bilime destek için organ bağışı yapıldığını duymuştum.
تَعْرفُ، سَمعتُ تَبَرُّع a جسم إلى العِلْمِ.

Bilim-din çatışmasına gelince, dinin bilime beş yüz metreden fazla yaklaşmasını yasaklıyorum.
أما بالنسبة إلى العِلْمِ في مواجه الدينِ، أُصدرُ طلبِ بتقييد ... الدين و يَجِبُ أَنْ يَبْقى بعيد 500 ياردةَ مِنْ العِلْمِ في طوال الوقت.

Bu dünyada, bilimin açıklayamadığı daha birçok şey var.
هذا العالمِ به الكثير مِنْ الأمورِ هذا العِلْمِ غير قادر على التَوضيح

Bilimsel olmayan şeylere inanmam ama kabul etmeliyim ki bilimin cevaplayamadığı pek çok şey var.
لا أَعطي انتباة إلى الإعتقادِ الغير علميِ، لَكنِّي سَأَعترفُ... بأنّ هناك العديد مِنْ الأشياءِ العِلْمِ حتي الآن لَمْ يُجيبُها.

- İşte bu bilimin özü.
- هذا جوهرُ العِلْمِ.