| gaz formuna getirildi, yapıştırma kapasitesi arttı parmak izlerini bulmamızı sağlıyor. | Open Subtitles | في شكله الغازي, له عده قدرات تمكننا من الحصول على البصمات |
| Bu Jüpiter boyutunda gaz devi Dünya'dan 256 ışık yılı uzaklığında. | Open Subtitles | هذا الكوكب الغازي بحجم المشتري يبعد عن الأرض 256 سنة ضوئية |
| Bu kadar yakın bir yörüngedeki gaz devinin anlamı, bu canavarlar hareket edebiliyor. | Open Subtitles | العملاق الغازي الذي يدور بهذا القُرب يعني أن بوسع تلك العمالقة أن تتحرّك |
| Hala ayıklıyorum. Zerreleri, GC Kütle Spek.'te inceleyeceğim. | Open Subtitles | لا أزال أفرز كلّ ذلك وأسحب الآثار لفحصها من خلال الاستشراب الغازي المزوّد بمطياف الكتلة |
| El Gazi, El-Saha'daki videoyu gördün mü? | Open Subtitles | أجل , الغازي هل رأيت تصوير الفيديو على موقع الساحة |
| Yıllardır süren kehaneti biliyorsunuz. Fatih aramızdan çıkacak. | Open Subtitles | تعرفون جميعا النبؤه القديمه أن الغازي سيتربي وسطنا |
| Albay Al-Ghazi birbirimize yardım edeceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | والعقيد (الغازي) يقول أنه قد نستطيع مساعدة بعضنا |
| Parçacıkları gaz kromatograftan geçirdim, ve "Eragrostis Curvula" polenini buldum. | Open Subtitles | لقد مررت الجزيئات عبر جهاز الكروماتوغراف الغازي و عثرت على لقاح الإرياجروسيتيس كورفيليا |
| Yağ asitlerinin gaz kromatografisiyle daha net bir zaman aralığı söyleyebiliriz. | Open Subtitles | سيعطينا الإستشراب الغازي للحوامض الدهنية إطاراً زمنياً أكثر دقة. |
| "Hiçbir şeyin, gaz saldırılarından daha fazla panik yaratmamasının sebebi budur." | Open Subtitles | "هنالك سبب, لعدم تواجد شئ يحث على الذعر مثل الهجوم الغازي" |
| Bir gaz devi ortamındaysanız ve bu hidrojen çorbasında daha da derine inerseniz katı bir yüzeyin olmadığı bu yerde yine de inanılmaz derecede bir ağırlığa sahip olabilirsiniz. | Open Subtitles | أعظم من الأرض 23 مرّة وحرارة تناهز 300 درجة عندما تكون في محيط العملاق الغازي |
| Bu gaz devi Jüpiter uyduları donmuş ve ölü. | Open Subtitles | هذا المشتري الغازي العملاق أقماره متجمّدة وميّتة |
| Ana yıldızı onu yiyip bitirerek, bu büyük gaz devinden geriye sadece kayalık bir cüruf bıraktı. | Open Subtitles | أنْقَصَه نجمه الأم من العملاق الغازي الضخم إلى رمادٍ صخري |
| gaz haldeyken; kokusuzdur, iz bırakmaz yoğun miktardaysa, insan için ölümcüldür. | Open Subtitles | بالشكل الغازي هو بلا رائحة ولا يترك رواسب |
| Hızlandırıcı örneğini, GC kütle spektrometresinde kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد فحصتُ عينات سائل الإشتعال في المطياف الكمي الغازي |
| Üçgen diş izimizin doku sonuçları üzerinde GC Kütle Spektrometresi denedim. | Open Subtitles | قمتُ بتحليل المسحة بالمطياف الكمي الغازي من موقع عضتنا المثلثية |
| Albay El Gazi. | Open Subtitles | العقيد الغازي , فكل ماأخبرتكم به أخبرنا هو به |
| Eğer yapmazsan, ordu bunu yanlış bir hareket olarak değerlendirir ve senin gerçek Gazi olduğuna inanmaz. | Open Subtitles | إذا لم تقم بذلك فوراً فسترسل إشارة خاطئة إلى جنودك وبعدها لن يدعونك بلقب الغازي |
| Bak, benimle Fatih William arasında seçim yapmanı hiçbir zaman söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل أنه يجب أن تختاري بيني و بين (ويليام) الغازي |
| Günah Çıkartıcı Edward'ı, Fatih William'ı veya Sekizinci Henry'yi nereden bilecek? | Open Subtitles | أو"إدوارد المعترف" أو "ويليام الغازي" أو "هنري الثامن"؟ |
| Uluslararası Ceza Mahkemesi, Albay Al-Ghazi'ye dokunulmazlık vermiyor. | Open Subtitles | "المحكمة الجنائية الدولية ترفض تمديد الحصانة للعقيد (الغازي)" |