"الغطرسة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kibirli
        
    • Kibir
        
    • küstahlık
        
    • kibri
        
    • kibirden
        
    • kibiri
        
    • Kibirin
        
    • küstahlar
        
    • kibrinden
        
    • kibirlidir
        
    • kibirliydim
        
    O'Neill'ın kibirli görüşlerine dayanarak, o asla onu geride bırakmazdı. Open Subtitles إعتماداً على نظرية الغطرسة كولونيل أونيل ما كان ليتركها ورائه
    Sadece kibirli insanlar bu mesajın âdemoğullarına yönelik olduğunu düşünür. Open Subtitles فقط الغطرسة الإنسانية يتراءى لها أن الرسالة مَعنيّة للبشر.
    Karnını ovalama için geliyor, çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor. Parikrma'ya başladığım zaman dünyayı değiştirmek için büyük bir Kibir besliyordum. TED يأتي لكي يفرك بطنه لأنه يؤمن بأنه سيمنحني الحظ عندما بدأت باريكرما لقد بدأت مع قدر كبير من الغطرسة ، لتغيير العالم
    Bir ölçüde de, biliyorsunuz, Kibir daha kolay. TED ويرجعُ ذلك جزئيًا، حسنًا، وكما تعلمون الغطرسة هي أسهل فقط.
    Bazen saflık, küstahlık veya bencillik, bazense dikkatsizlikten ortaya çıkabilir. TED ويمكن أن يكون وليد البراءة أو الغطرسة, أو الأنانية، وأحيانا وليد عدم الاكتراث.
    Çünkü sende beyaz önlüklülerin kibri var. Open Subtitles لأنّه تبدو عليك الغطرسة لتضع الرداءَ الأبيض.
    Kuzu etin muhteşem. Fakat kibirden yoksunsun. Open Subtitles وهذا اللحم طعمه لذيذ، لكن ينقصك الغطرسة.
    Güçlü, kibirli olduğunu düşünüyor ama bazen mesele sadece güç değil. Open Subtitles إنه يشعر بالهيمنة و الغطرسة لكن أحياناً لايتعلق الأمر بالهيمنة
    Histeri 1800'lerde kibirli kadınlar için uydurulan bir teşhis ve yumurtalıklarını sökmek için kullandıkları bir bahane. Open Subtitles هستيري،هذا هو وصفك للنساء اللائي اوجدن الغطرسة في القرن الثامن عشر ووجدن العذر الكافي لإزالة مبايضهن
    Ve biz de konuyu şöyle kapatıyoruz "Bizler dünyanın en önde gelen bilimsel üniversitesiyiz" ingilizler biraz kibirli olur, malum. TED ونحن ننهي بـ : "أننا جامعة العلوم الرائدة في العالم،" لأن البريطانيون يحبون الغطرسة.
    ...tek işlevleri, doğumdan gelen haklarımı gasp etmek olan kibirli ve zalim canavarlara dönüştüler. Open Subtitles بقدر ما أصبحوا بالنسبة ليّ ... وحوشاً من القسوة و الغطرسة كل وظيفهم في الحياة حرماني من حقي
    Ama biliyorsunuz ki böyle büyük bir zafer kazandığınızda beraberinde Kibir ve aşırı gurur gelir. TED لكن كما تعلمون عندما تحظى بنصر عظيم كهذا فإنه يقود أيضا الى الغطرسة و العجرفة
    Böylesine haksız bir Kibir, sık sık karşılaştığım türden değildi. Open Subtitles و الحسد و احتقار الآخرين و مثل هذة الغطرسة التي في غير مكانها
    Bütün insanlık ailesine merhamet göster ve kalbimizi zehirleyen Kibir ve nefreti uzaklaştır. Open Subtitles أنظر بعين الرحمة يا إلهى... لكل البشر... و أنزع منا الغطرسة و الضغينة...
    Beni sevebileceğini iddia etmek küstahlık olur. Open Subtitles سيكون من الغطرسة الإيحاء أنكِ قد تحبيني.
    Hiç pişmanlık göstermiyor, sadece küstahlık ve Kibir. Open Subtitles لم يظهر عليها أي ندم، سوى الغطرسة والغرور.
    Roma'nın kibri otuz yıl boyunca onun karanlıklarda yaşlanmasına müsaade etti. Otuz. Open Subtitles الغطرسة الرومانية سمحت له بالعيش في الظلام لثلاثين عاماً
    Bu asistanın egosu ve kibri yüzünden hayal kırıklığına uğradım. Open Subtitles أنا محبطة بسبب الغرور و الغطرسة اللذان أظهرهما هذا الطبيب المقيم
    Aida'yı yaratma sebebim kibirden başka bir şey değildi. Open Subtitles لم يكن هناك أكثر من الغطرسة التي قادتني لصناعة أيدا
    Bu bir ölçüde, kibiri ve özgüveni karıştırmamızdan kaynaklanıyor. TED ويرجعُ ذلك جزئيًا، حسنًا، نحنُ نميلُ للخلط بين الغطرسة والثقة.
    - Sadece bu Kibirin... altında ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Open Subtitles أريد فقط أن أعرف نيكول من دون هذه الغطرسة
    Ve çok fazla küstahlar. Özellikle de zenci olan. Open Subtitles والكثير من الغطرسة خصوصاً ذلك الأسود
    Detayları gözardı etme kibrinden yoksunum. Polis değilim ben. Open Subtitles أنا افتقد الغطرسة لتجاهل التفاصيل أنا لست شرطيا
    Aşırı kibirlidir. Biri ona meydan okuduğunda kendini gösterir. Open Subtitles لديه الكثير من الغطرسة ما إن تتحداه مرة,
    Karanlığa teslim olmadan Green Arrow olabileceğimi düşünürken de aynı şekilde kibirliydim. Open Subtitles كان نفس الغطرسة أن جعلني أشعر مثل أنا يمكن أن يكون السهم الأخضر دون الانزلاق في ظلام دامس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more