"الفجوة" - Translation from Arabic to Turkish

    • boşluğu
        
    • boşluk
        
    • delik
        
    • deliğe
        
    • uçurum
        
    • deliği
        
    • deliğin
        
    • gediği
        
    • yarık
        
    • köprü
        
    • arayı
        
    • uçurumu
        
    • boşluğun
        
    • boşlukta
        
    • delikten
        
    Söyleyeceğim şey şu, biriktirme isteğiniz ve hareketleriniz arasındaki o boşluğu nasıl kapatırsınız? TED ما سأخبركم به هو كيف تسد تلك الفجوة بين نواياكم للادخار وبين تصرفاتكم.
    boşluk çok küçük ve görün diye onu yok ediyorum. TED الفجوة ضيقة جدا , و أنا ضخمتها لتقدروا على رؤيتها
    Bir kara delik tarafından yutulmak üzere olan bir gezegende. Open Subtitles إنه على الكوكب الذى إقترب من الأبتلاع بواسطة الفجوة السوداء
    Ama tam anlamıyla uzayarak ağzı açık bekleyen deliğe doğru çekiliyor. Open Subtitles لكنه يتمدد فعلياً و ينجذب نحو ثقب الفجوة
    Zenginle fakir arasındaki uçurum her zamankinden daha da açık. TED الفجوة بين الفقراء والأغنياء هي أكبر من أي وقت مضى.
    Kazıyarak o ızgarayı çıkarabilirim, ve deliği koridor çıkışına kadar büyütebilirim oradan hücre katına ve belki çatıya. Open Subtitles يمكنني أن أكمل هذه الفجوة الي الخارج وأ ُكبر الفتحة ممر الخدمة. فوق بناية الزنزانة ولَرُبَّمَا الي السقف.
    Ancak o deliğin alanını alarak görünmeyecek şekilde nasıl içine saklanmaz? TED ولكن كيف يمكن أخذ مساحة تلك الفجوة من دون أن يدفن و يختفي بداخلها ؟
    Ve komik kedi resimleriyle uğraşan birisi bu boşluğu çoktan aştı. TED وإن الشخص الذي يصنع قطة كوميدية قد عبر بالفعل هذه الفجوة.
    İşte olay hayatındaki boşluğu doldurmak için içkiye ihtiyacın olmamasında cereyan ediyor. Open Subtitles ولكنّ ذلك بسبب أنّنا لسنا بحاجة للكحول لملأ الفجوة الفارغة في حياتك
    Ve evet, işte bu noktada şarkıya geliyoruz -- boşluğu duygulara köprülemek gibi. TED ومن ثم-- حسنا, هكذا نحصل على الاغنية-- بناء جسور لتخطي الفجوة باتجاه العاطفة.
    Bu gördüğünüz mavi ve kırmızı arasındaki boşluk çok önemli. TED وتلك الفجوة بين الخطين الأزرق والأحمر قوية للغاية.
    Bunu yapmak zorunda çünkü penceredeki bu boşluk robotun genişliğinden birazcık daha büyük. TED يجب عليه فعل ذلك بسبب هذه الفجوة في النافذة أكبر قليلاً من عرض الروبوت.
    Ve bu boşluk sonunda Büyük Patlama Teorisi'nin geliştirilmiş bir sürümünde dolduruldu. TED وقد تم ملء هذه الفجوة في النهاية بواسطة نسخة محسنة عن نظرية الانفجار الكبير
    Daha demin birşey öğrendim senin kapıya bir delik açmandan bir an önce hamileyim. Open Subtitles لقد إكتشفت حالا وبدقيقة تسبق تسببك فى تلك الفجوة في الباب ـ بأنني حامل ـ ماذا تقولين ؟
    Belki de bacağındaki delik ağrıdığı için egzersiz yapmayı bıraktı. Open Subtitles ربما توقف عن التدريب لأن الفجوة الضخمة في رجله يؤلمه فعلاً
    Aramızdan iki kişinin içeri girip boruyu öteki deliğe sokması gerek. Open Subtitles سيتعيّن على اثنين منّا الدخول وتمريرها عبر الفجوة الأخرى
    Herkesin görüp de, senin farkına varmadığın şeyse ikisi arasındaki devasa uçurum. Open Subtitles و ما لا ترين هو ما يراه بقية الناس الفجوة العملاقة بالوسط
    Kazıyarak o ızgarayı çıkarabilirim, ve deliği koridor çıkışına kadar büyütebilirim oradan hücre katına ve belki çatıya. Open Subtitles يمكنني أن أكمل هذه الفجوة الي الخارج وأ ُكبر الفتحة ممر الخدمة. فوق بناية الزنزانة ولَرُبَّمَا الي السقف.
    deliğin bizi kara deliğin yerçekim alanından ayıracağını varsaymıştım. Open Subtitles كولونيل أعتقد أننا أصبحنا قريبين جداً من مجال جاذبية الفجوة السوداء
    Kaldıraçlar gediği açabilir. Fakat aynı şekilde kapatabilirler de. Open Subtitles ،الرافعات يمكنها فتح الفجوة كما يمكنها أيضاً أن تغلقها
    Açılan yarık üç gün içinde kendini kapatır sanıyorum. Open Subtitles حسنٌ، من المفترض أن تصلح الفجوة نفسها خلال حوالي ثلاثة أيام.
    Fikir ayrılıklarında köprü görevi göreceğime ve inanıyorum ki birlikte, Amerika siyasetinde yıllardır eksik olan ortak paydayı sağlayabiliriz. Open Subtitles يُمكن أن أساعد في سد الفجوة ومعًا، يمكننا العثور على مصالح مشتركة كانت مفقوده في المشهد السياسي الأمريكي لسنوات
    Ne kadar hızlı para toplarsak toplayalım arayı kapatamayız. Open Subtitles مهما عَجلنا في جمع الأموال، لا يمكننا غلق الفجوة.
    Günümüzde oluşmuş bu büyük uçurumu ne değiştirebilir? TED اذا ماذا يمكن ان يغير تلك الفجوة التي اصبحت موجودة في العالم اليوم؟
    Politikada olanlar ile gerçekte olanlar arasında, ve bu boşluğun içinde, bir savaş mentalitesi. TED بين ما يحدث في عالم السياسة وما يحدث في الحياة الواقعية، ويملأ تلك الفجوة عقلية المعركة،
    Çünkü mantığımızın söyledikleri ve kalbimizin söylediklerinin arasındaki boşlukta, insanlığımız yatıyor, Rosie. Open Subtitles لأن في الفجوة بين ما يقوله العقل وما يخبرنا به قلبنا حسنا، روزي هناك تكمن إنسانيتنا
    Demek istediğim, o delikten o yaradan nefret ediyorum. Open Subtitles إنني أكره... أكره تلك الفجوة و الندبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more