| mantar tıpa tekrar ve tekrar aynı yolu izler... yukarı ve aşağı, yukarı ve aşağı. | TED | الفلين يتبع المسار نفسه مرارا وتكرارا.. صعودا وهبوطاً، صعودا وهبوطاً. |
| bir kronometre yardımıyla, mantar tıpanın suda en yüksek pozisyonundan en alçak pozisyonuna ve tekrar en yukarıya çıkış zamanını ölçersiniz. | TED | باستخدام ساعة توقيت، يمكنك قياس الوقت الذي تستغرقه قطعة الفلين لتتحرك من أعلى موضع لها إلى أدناه ثم صعودا مجددا. |
| Hey, yolcu, mantar tabancanı unuttun. | Open Subtitles | بلوكرام لقد نسيت بندقية الفلين الخاصة بك. |
| Biri mantarı takmamış. - Chester. | Open Subtitles | أحد ما وضع الفلين اللعين في العلبه من الذي وضعه؟ |
| Golf kulübünde, sopasının ucunda şişe mantarı olan tek kişiydi. | Open Subtitles | لقد كان الشخص الوحيد على ملعب الجولف لديه عصا حديدية مع الفلين على نهايتها |
| Şampanya açarken tıpası gözüne geldi. | Open Subtitles | كنت تقوم بفتح زجاجة شامبانيا و انفجر الفلين على وجهك |
| Tıpasında leylek, etiketinde ahır resmi. Buldum seni. | Open Subtitles | مقاومه على الملصق ولقلق على الفلين وجدتك |
| Odasında, ayağında mantar tabanlı ayakkabıları üstünde smokini ve beyaz kravatı, başında da silindir şapkası, elini bir bağlantı ucuna dokunmasıyla üzerinden büyük bir hızla geçen elektrik, sanki tüm vücudunu alevler ile çevreliyormuş gibi büyük bir duş etkisi yaratıyordu. | Open Subtitles | في غرفته , ارتدي حذائين من الفلين وبذله وربطة عنق بيضاء وقبعه ووضع يده علي مخرج للكهرباء جعله يزهو |
| Bir mantar meşesi altında çok sevdiği bir çayır varmış. | Open Subtitles | كان لديه مكان مفضل في المراعي تحت شجرة الفلين |
| Aslında bu bir mantar kesiti ve Hooke buna baktığında bu küçük odacıkları gördü. | Open Subtitles | إنها لقطاع في نسيج الفلين.وعندما فحصها هوك،رأي هذه الصناديق الغريبة الصغيرة |
| - Peter iyice yaklaşırken mantar tıpa biriktirmeye başlamıştım. | Open Subtitles | عندما بيتر قرب من ان يمسكني انا بديت في تجمعت الفلين. |
| mantar vakanda seni savunabilirdim. | Open Subtitles | كان يُمكن أن أمثّلك في قضيّتك ضدّ أفراد الفلين. |
| Hooke hücreyi, kendi icadı olan birleşik mikroskobu kullanarak bir mantar parçasını incelediğinde keşfetti. | Open Subtitles | إكتشف هوك الخلية بواسطة النظر على قطعة من الفلين عن طريق أحد إختراعاته المجهر المركب |
| Bir parça metal, bir kase cıva, bir parça da mantar tıpa. | Open Subtitles | كقطعة معدن، وعاء به زئبق والقليل من الفلين. |
| Şaraptan anlayanlar mantarı koklayarak doğru lezzet mi, anlayabilirler. | Open Subtitles | تعرفين ، الأشخاص الخبراء بالنبيذ يستطيعون إخبارك إن كانت نكهة النبيذ جيدة من خلال شم سُدَادة الفلين |
| Deniz Sergisi'nden bir güvenliğe para verip Sanayi Devrimi öncesinden Fransız mantarı aldım. | Open Subtitles | لقد , دفعت للحارس في ذلك المعرض البحري . من أجل الفلين الفرنسي المصنوع قبل الثورة الصناعية |
| - mantarı çataldan çıkarma. | Open Subtitles | لا تزيل الفلين من الشوكة |
| Leyleğinde tıpası, ahırında etiketi mi vardı? | Open Subtitles | فلفى مع لقلق على الفلين مع مقاومة على الملصق .... |
| Bilindik şeyler, tıpanın karbon tarihi balmumunun moleküler testi camdaki spektroskopik ışık kırılması falan. | Open Subtitles | قياس المواد الخام تاريخ الفلين تشغيل اختبار الجزيئات على الكربون طيفية الانكسار على الزجاج |
| Tıpasında leylek, etiketinde ahır resmi. | Open Subtitles | مقاومه على الملصق ولقلق على الفلين |