"الفوسفور" - Translation from Arabic to Turkish

    • fosfor
        
    • fosforu
        
    • fosforlu
        
    • Fosforun
        
    • fosfordan
        
    kapatıyoruz. Ve fosfor mavi ışığı beyaz, sıcak ve tatlı bir şekle döndürüyor. TED بواسطة قبعة الفوسفور. حيث ان الفوسفور ينشط باللون الازرق ويجعل اللون الازرق ضوءا ابيض .. لطيف ودافئ.
    çevrede gübreler, fosfor ve nitrojeni ikiye katlamadan daha fazlasına sahipler TED الأسمدة زادت من الفوسفور والنيتروجين بالبيئة لأكثر من الضعف.
    Ölü bir uyuşturucu satıcısının topuklarında niye fosfor olur? Open Subtitles لماذا يكون الفوسفور على كعب حذاء مروج مخدرات ميّت؟
    Kırmızı fosfor kenarında bulunur kibritlerde değil. Open Subtitles يوجد الفوسفور الأحمر في الصفائح الشريطية و ليس أعواد الثقاب نفسها
    fosforu aldığını gördü ve ben de testi geçemediğini gördüm. Open Subtitles رآك تأخذ الفوسفور و رأيتك تفشل في الاختبار
    Parmak uçları lekeli Kırmızı fosforlu gibi görünüyor Open Subtitles اطراف اصابعه ملوثة انظر ، يبدو انه الفوسفور الاحمرِ
    Fosforun çok düşük bir ateşeleme noktası vardır. Open Subtitles لدى الفوسفور درجة إستعال صغيرة جدا
    fosfor ve azot gibi besin maddeleri henüz başlamakta olan mucizevî bir değişime yol açıyor. Open Subtitles المواد الغذائية المخصّبة من الفوسفور والنيتروجين تقود تغيّراً مذهلاً يبدأ للتوّ
    Çok yakında, insanlardaki fosfor düzeyi yeterli seviyeyi bulacak. Open Subtitles ستصبح مستوياتُ الفوسفور في البشر عاليةً كفاية.
    Ziyaretçiler neden insan vücudundaki fosfor seviyesini yükseltmek istesin ki? Open Subtitles لمَ يريدُ الزائرون رفعَ مستوى الفوسفور في البشر؟
    Kanımda anormal düzeyde fosfor vardı. Open Subtitles كان لديّ نسبة فوقَ الطبيعيّة من الفوسفور في دمي.
    Hayat belirtileri mükemmel durumda ama fosfor seviyesi olması gerektiği kadar yüksek değil. Open Subtitles نتائجه ممتازة، لكن مستوى الفوسفور ليس عالياً كما يجب.
    Dosyasına göre fosfor seviyesi ideal seviyede. Open Subtitles وفقاً لسجلّه، فإنّ مستوى الفوسفور لديه مثاليّ.
    Kimyasal bileşim, efedrin, psödoefedrin sodyum metal, kırmızı fosfor, iyot.... ..ve eser miktarda amonyum gazı. Open Subtitles مركّب كيميائي الايفيدرين، بسيدوفردين، معدن الصوديوم، الفوسفور الأحمر، اليود وكميات ضئيلة من غاز النشادر.
    Bir metreküp boklarında bile koca bir tarlayı gübreleyecek kadar fosfor bulunuyor! Open Subtitles حتّى الفضلات المتر المكعّب من الفضلات يحوي من الفوسفور لما يكفي لتسميد حقل بأكمله
    Kurbanın göğsündeki bezden fosfor ve magnezyum karışımı ortaya çıktı. Open Subtitles حسنا، كشفت عينة من صدر الصحية وجود خليط من الفوسفور والمغنسيوم
    Hennig Brand bir imbiğe işemiş, koyu bir karışım haline gelene kadar kaynatmış ve ona fosfor adını takmış. Open Subtitles هينيغ العلامة التجارية يجلس في المعوجة، يغلي مرة أخرى إلى الطين الصلبة، ويدعو ذلك الفوسفور.
    fosfor triklorür ve sıvı trans-metil propilaksin. Open Subtitles ثُلاثي كُلوريد الفوسفور وسائل مفروق ميثيل الأمين.
    fosfor ilk başta iyi gözükür ama kuruyunca yapışkanlaşır. Open Subtitles الفوسفور يبدو جيّداً في البداية، لكنّه يجفّ ويُصبح لزجاً.
    N,F,P, nitrojen, fosfor, ve potasyum. Open Subtitles النيتروجين و الفوسفور و البوتاسيوم.
    Tyler'ın vücudu daha fazla fosforu kabul etmiyor gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنّ جسمَ (تايلر) يرفضُ زيادة الفوسفور.
    Beyaz fosforlu bir bomba aracı bir kenara dursun bununla dolu nakliyenin sokaklarda olması... Open Subtitles الفوسفور الابيض في سيارة مفخخة هو أمر اما إن كانت كامل الشحنة في الشوارع
    Fosforun yanmak için oksijene ihtiyacı var. Open Subtitles حسنا، الفوسفور يحتاج الأكسجين ليحرق.
    Bu, yanma noktası çok düşük olan fosfordan yapılmış bir madde. Open Subtitles .إنّها مادّة من الفوسفور سريعة الاشتعال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more