"القدره" - Translation from Arabic to Turkish

    • yeteneği
        
    • gücü
        
    • gücüne
        
    • kapasitesi
        
    Elbette bu durum, bakteriye çok hücreli olma yeteneği kazandırıyor. TED بالطبع هذا يمنح البكتيريا القدره على ان تكون متعددة الخلايا
    Görüneni görünmez yapma yeteneği, düşmanların da korku ve felce neden olur. Open Subtitles القدره على ان تكون خفي وتسبب الخوف والهلع عند خصمك
    Sorun olmama yeteneği... gerçekten hassas. Open Subtitles لا خوف ، لاتسليه القدره علي ترك ما لا يهم
    Hastalıkları , huzursuzlukları ve yoksulluğu onun gücü yok edecektir. Open Subtitles ان لديها القدره على الشفاء وجلب السلام وتخليص الارض من المجاعه
    Postu, bana postu verin. İyileştirme gücü var. Open Subtitles الفروه , اعطنى الفروه لديها القدره على الشفاء
    Kurdun kafası gövdesinden ayrılırsa bile ısırma gücüne sahiptir. Open Subtitles حتى لو قطعت رأس الذئب تظل لديه القدره على العض
    Majesteleri Cennetin gücüne sahip olmak için yardımınız gerekli. Open Subtitles ولديه القدره على مساعدتكم لاعادة النفوذ في السماء
    Bir anlamda, Sovyetlerin nükleer savaş açmadaki stratejik kapasitesi diyebiliriz. Open Subtitles باختصار , القدره الاسترتيجيه السوفيتيه على شن حربا نوويه
    Korku yok, dikkat dağıtmak yok, önemi olmayan şeyleri bırakma yeteneği. Open Subtitles لا خوف ، لاتسليه القدره علي ترك ما لا يهم
    Bana verilen bu yeteneği, çok fazla acıya yol açmadan kullanmanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles ربما يجب ان اعرف طريقه اخرى لاستعمال القدره بدون التسبب في أي ألم هذه
    Fakat "birinci anahtar", "ikinci anahtar" "İçinizdeki yeteneği açığa çıkarın" kabul etmelisiniz ki, bunlar bilimselden çok, dini terimler. Open Subtitles ولكن المفتاح الأول والثاني يحررون تلك القدره بداخلك يجب ان تعترف بأن هذا المصطلح أكثر تديناً من معرفتي
    Eğer ona gerçekten bu yeteneği verdilerse, bu, şişmanlığa karşı bir çare olabilir. Open Subtitles اذا كانوا فعلاً منحوه هذه القدره فيمكنه علاج مرض البدانه
    Fakat "birinci anahtar", "ikinci anahtar" "İçinizdeki yeteneği açığa çıkarın" kabul etmelisiniz ki, bunlar bilimselden çok, dini terimler. Open Subtitles ولكن المفتاح الأول والثاني يحررون تلك القدره بداخلك يجب ان تعترف بأن هذا المصطلح أكثر تديناً من معرفتي
    Eğer ona gerçekten bu yeteneği verdilerse, bu, şişmanlığa karşı bir çare olabilir. Open Subtitles اذا كانوا فعلاً منحوه هذه القدره فيمكنه علاج مرض البدانه
    Bu yeteneği kazandığımda düşündüm ki, bu benim hayatımı değiştirecek. Open Subtitles ظننت عندما حصلت على هذه القدره بانها ستغير حياتى وقد فعلت ذلك
    Nerede olduğum ve babamın kurtulup kurtulamayacağı belirsizken bu gücü nereden bulabilirdim, bilmiyorum. Open Subtitles لأنى لا أعرف إذا لدى القدره لتحمل ثلاثة شهور، لا أعرف أين كنت وإذا أبّي سينجو.
    Ördeğe ekmek atacak kadar bile gücü kalmamış. Open Subtitles هو ليس لديه القدره لرمى قطعه من اللحم للطيور
    Ekibimden kimsenin böyle bir gücü olmadığını söyleyebilirim. Open Subtitles استطيع اخبارك انه لا احد من اعضاء فريقك لديه هذه القدره
    Bu, şu anlama geliyor: Ebeveynler geleceği etkileme gücüne sahipler. Onu olduğu gibi kabul etmek zorunda değiller. TED انها تعني ان الاباء عندهم القدره علي التاثير علي المستقبل , ليس فقط الموافقه عليه كما هو .
    O yalnızca yok etme gücüne sahip. Open Subtitles إنه فقط لديه القدره على الخراب
    O yalnızca yok etme gücüne sahip. Open Subtitles إنه فقط لديه القدره على الخراب
    İki bilgisayar için de destek arşivi görevi görebilecek kadar kapasitesi var. Open Subtitles لديها مايكفى من القدره على حفظ المعلومات لكلا الجهازين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more