"القرويون" - Translation from Arabic to Turkish

    • köylüler
        
    • köylülerin
        
    • köylüleri
        
    • Village People
        
    • Köylülercenini
        
    • köyde
        
    Bazı yıllar, hiç gelmezler. Ama köylüler, yağrumurun geldiği zaman sert geleceğini biliyorlar. Open Subtitles في بعض السنوات , لا تأتي أبداً ولكنَّهاإذاجاءت، سيعرف القرويون أنَّها ستكون عنيفة
    Yazları bu köyde su bulmak oldukça güçtür, buna karşın köylüler kanallarındaki iğrenç suyu kullanırlar. Open Subtitles في الصيف، يندُر وجود الماء يُجبر القرويون على شرب هذه المياه القذرة
    Ve siz köylüler, Gabbar'dan gelen bu mektubu dinleseniz iyi edersiniz. Open Subtitles وأنتم أيها القرويون يجب أن تستمعوا إلي هذا الخطاب من جبار أيضا؟
    Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. TED وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات.
    Sonra çekiyorlar silahlarını. Kurşuna diziyorlar. Sabaha karşı, bir tesadüf köylüler buluyor. Open Subtitles يعدمونهم ، القرويون . وجدوهم في الصباح بالصدفة
    köylüler, bu Basanti... Open Subtitles أيها القرويون ، هذه باسنتى كان من المفترض أن أتزوجها
    -Ne yaptım ben? köylüler, eğer ben onunla evlenmeseydim... Open Subtitles إيها القرويون ، إذا لم أتزوجها فسوف أنتحر
    köylüler, söz veriyorum Amerika'daki fabrikaları kapatıp size iş getireceğim. Open Subtitles ..أيها القرويون البسطاء، أنا أعدكم سأغلق المصانع في أمريكا ..وأجلبها لكم هنا
    Çok sevgili arkadaşlarımızı öldürdük ve köylüler katledilirken seyirci kaldık. Open Subtitles نحن قتلنا اصدقائنا الاعزاء ووقفنا بجانبهم قُتِلوا القرويون
    köylüler Mak 'ı karısı hakkındaki gerçek konusunda uyarmışlar. Open Subtitles أيقض القرويون ماك لمواجهة الحقيقة حول زوجته الشابة.
    Tanrının, söz verdiği gibi bir gün döneceği korkusuyla, köylüler eşiği geçmeyi reddetti. Open Subtitles رفض القرويون تخطي عتبته خشية عودة الإله ذات يوم كما وعد
    Eğer köylüler, kadının onları lanetlediğine inanıyorsa kaçmış olma ihtimali büyük. Open Subtitles إذا إعتقد القرويون أنها قامت بلعنتهم فعلى الغالب أنها فرت
    Her nedense bazı köylüler, bir petrol boru hattının, köylerini atalarının ruhlarının var olmadığı bir yere taşımak için yeterince iyi bir neden olduğunu düşünemedi. Open Subtitles بطريقه ما لم يظن القرويون ان خط انبابيب البترول لم يكن سببا جيدا لترحيلهم عن قراهم
    Çünkü, eninde sonunda, o köylüler bu mağarayı bulacaklar. Open Subtitles لأنه , عاجلاً أم آجلاً أؤلئك القرويون سيجدوا هذا الكهف
    köylüler sığınacak bir yer bulabilmek için her türlü yönteme başvurmak zorunda kalıyor. Open Subtitles القرويون أُجبروا على أن يجدوا مأوى في أي مكان يجدوه
    köylüler, birkaç meyveyi bir araya getirip, - köyün etrafına bir barikat kuruyorlar gibi. Open Subtitles حسناً, يبدوا ان القرويون وضعوا بعض قرون النباتات للعمل كسد حول القرية
    köylülerin sabrı taşmıştı. Bir planla geldiler. Open Subtitles القرويون اكتفوا بما فعل لذا اتوا بخطه محكمة
    Yani şu köylülerin savaşmak istememelerini anlayamıyorum. Open Subtitles تعلم, لايمكننى تخيل هؤلاء القرويون وانهم لايريدون القتال
    Akşam olmuş ve avcı çalılıktan bakıyormuş arkasında köylülerin keçilerini korumak için kulübeye sakladıklarını görmemiş. Open Subtitles حلّ الليل، وحين نظر الصياد إلى الغابة لم يتنبه أن وراءه، كان قد جمع القرويون أغنامهم في أكواخهم لحمايتها
    Sardunya köylüleri gibi, ait olduğumuzu bilmek biyolojik bir gerekliliktir, yalnızca aramızdaki kadınlar değil. TED مثل القرويون في ساردينيا، إنها ضرورة بيولوجية أن نعلم إنتمائنا، وليس فقط النساء بيننا.
    Verdiğimiz rahatsızlığın kusuruna bakmayın Village People çakmaları ama biriniz, bana ait olan bir şeyi çaldı. Open Subtitles الذي ترفضونه أيها القرويون لكن فرداً منكم قد سرق شيئاً مني
    Köylülercenini onun içinden kesip... su kaynağının içine attı Open Subtitles إستأصل القرويون الجنين و ألقوا به في عين المياه الجوفية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more