Kralların bir zamanlar ziyafet verdiği yerlerde şimdi otlar var ve köylüler domuzlarına yuva yapmak için duvarları söküyor. | Open Subtitles | الآن الأعشاب تنمو فى المبنى حيث كان الملوك يقيمون الولائم ـ و عربات القرويين بجانب الجدران لعمل وقايه لخنازيرهم |
köylüler özgürlüklerini istediklerinde, köle sahipleri hepsinin evini yaktı. | TED | عندما طالب أولئك القرويين بحريتهم، قام من يستعبدونهم بإحراق كل منازلهم. |
Ve bunlar kalkıp, köylülerin izlerini takip etmişler, ve köylüleri bulup onları geçmişler. | TED | وغادر هؤلاء الرجال، متتبعين آثار أقدام القرويين حتى عثروا عليهم وتخطوهم |
Adamlarınız köylüleri öldüreceklerini söyledi. | Open Subtitles | جنودك قالوا بأنهم سيقتلون القرويين إن لم اسلّم نفسي |
köylülere su kanalı yaptırdın şimdi arkandan ne laflar ediyorlar. Kime yarandın? | Open Subtitles | لقد ساهمت في بناء قناة للمياه وها هم القرويين يتحدثون عنك بالسوء |
Birkaç köylü, bazı Amerikalı avcılar hakkında onlara bir şeyler anlatmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن بعض القرويين أخبروهم بشأن الصياد الأمريكى |
Tahmin edeceğiniz gibi köylüler için pek hoş bir yöntem olmazdı. | TED | كما قد يتبادر إلى ذهنك، لم تحظ هذه الاستراتيجية بشعبية كبيرة بين القرويين. |
Bunu yönetmek için büyük bir organizasyona ihtiyaç yoktu. köylüler kendileri yönettiler. | TED | اي اننا لا نحتاج الى مؤسسة كبيرة لادارته انه يدار من قبل القرويين انفسهم |
Evler yıkılmış ama köylüler kayıp vermemişler. | Open Subtitles | البيوت والأغراض حُطِّمَت، لكن القرويين غادروا بأمان. |
O kadar yalancı ki köylüler ona: | Open Subtitles | هو كاذب لدرجة أن القرويين ضاقوا ذرعا ، فقالوا |
Babam katledildi, köylüler ayaklanıyor, ve siz onca yolu bana tehlikede olabileceğimi söylemek için mi geldiniz? | Open Subtitles | ابي قتل القرويين الذي يمارسون اعمال الشغب وانت اتيت الى هنا لتقول لي بانني قد اكون في خطر |
O aptal köylüleri öldürme zahmetine katlanmazdım Eğer seni suçlu bulacaklarını bilmeseydim. Tüm bunları yaptın... | Open Subtitles | لم أكن لأقتل هؤلاء القرويين الحمقى، لو أنني لم أكن متأكداً من أنهم سوف يجدون أنكِ مذنبة |
Biri köylüleri uyutup nanositleri harekete geçirmek için, ...diğeri de gündüz olunca kapatmak için. | Open Subtitles | وضع القرويين للنوم وتفعيل خلايا النانو والثاني : ليوقف الخلايا خلال النهار |
Bazen köylüleri bulmak çok zor oluyordu. | Open Subtitles | كان صعب في أغلب الأحيان تحديد مكان القرويين |
Bu da köylülerin hayatlarının sürekli kesişmesi demek. | TED | هذا يعني أن حياة القرويين تتقاطع باستمرار. |
köylülerin kaçma ya da savaşma seçeneği vardı. Görünüşe göre kaçmışlar. | Open Subtitles | القرويين هنا خُيروا بين القتال والفرار ويبدو انهم اختاروا الفرار |
Arınma ayini yapmaya giden bu köylülerin peşinden gittiğim bu tepe gibi bir tepede. | Open Subtitles | تل كذلك الذي تبعت فيه بعض القرويين في طريقهم لطقس التطهير |
köylülere kuyulardan temiz su alabilmeleri için yardımcı olunması. | TED | العمل على مساعدة القرويين للحصول على المياه العذبة من الآبار. |
İlkbahar başlarında bu donmuş havuzlar erimeye başlıyor, köylülere tarlaları için sulama sağlıyor. | TED | في بداية فصل الربيع، تبدأ هذه اﻷحواض المجمدة بالذوبان، مما يمنح القرويين مياهً لسقي حقولهم الزراعية. |
İsyana teşvik ettiğiniz insanların hepsi de köylü. | Open Subtitles | الاضرحه قد انتهكت على شرفكم بواسطه القرويين |
Artık hiç kimseye güvenemem. Oda arkadaşım bile beni susturmak için Köylülerle işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | حتى زميلي في الغرفة يعمل مع القرويين ليبقيني ساكته. |
Köylülerden haydutların bu tarafa geldiklerini öğrenmiş olmalılar. | Open Subtitles | لابد أنهم علموا بوجود قطاع الطريق هنا عن طريق القرويين |
- Babamın, yüzlerce yoksul köylünün ayağını, kolunu, kafasını uçuran mayınlar. | Open Subtitles | تلك الألغام دمرت الآباء و مئات القرويين ، مزقت الأطراف والرؤوس . قبرت مئات القرويين |