"القضاء عليه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onu alt
        
    • onu yok
        
    • yok etmek
        
    • ortadan
        
    • onu yenmek
        
    • onun işini bitirmek
        
    Eğer 150 kiloluk bir keşle karşı karşıyaysan, Onu alt etmek için her şeyi denemelisin. Open Subtitles لذا إن كان الخيار بينكَ و بين رجل غير محتشم يزن 300 باونداً و منتشي فستريد القضاء عليه بأية طريقة ممكنة اركب معي و ستستعيد شارتك
    Onu alt edebilirim. Open Subtitles يمكني القضاء عليه
    Babası onu yok etmek için yardım istemeye bizim manastıra geldiğinden beri... 27 yıl onu izledim. Open Subtitles لكنى أضع أنظارى عليه منذ 27 عاما منذ أن حضر أبوه الى الدير عندنا ليسألنا المساعده فى القضاء عليه
    Ancak aylar önce kimliği ortaya çıktı ve ortadan kaldırıldı. Open Subtitles لكنه تم التعرف عليه منذ عدة أشهر و تم القضاء عليه
    Ben Noxon onu takip, bana onu yenmek izin vermedi. Open Subtitles لقد تبعتها إلى مكان النيكسون لكنها لم ترد القضاء عليه
    Yapmamız gerekenler oraya girmek, tehdidi belirlemek ve uluslararası bir krize neden olmadan onun işini bitirmek. Open Subtitles كل مايجب علينا فعله هو الدخول هناك و التعرف على الجاسوس ثم القضاء عليه بدون التسبب في مشاكل دوليه
    Onu alt etmeliyiz. Buna karşı mı? Open Subtitles شبيه (دي أنجلو) محقّ، علينا القضاء عليه.
    D'Angelo haklı. Onu alt etmeliyiz. Open Subtitles شبيه (دي أنجلو) محقّ، علينا القضاء عليه.
    - Onu alt edebiliriz. Open Subtitles -نستطيع القضاء عليه معًا
    Çünkü başımızda, adına "güzellik" denen şeyi yönetip, kontrol edemeyen, bu yüzden de onu yok etmek isteyen bir adam var. Open Subtitles لأن هناك رجلاً ليس بوسعه أن يحكُم التضاريس تسمى جمالاً، لذلك هو يريد القضاء عليه.
    Eğer bunu bana bir iblis yaptıysa, onu yok etmek istiyorum. Open Subtitles إن كان عفريتاً قد فعل بي هذا، فأريد القضاء عليه
    Sonunda onu yok edemediğimize karar verdik. En azından, zaptetmeye karar verdik. Open Subtitles وأخيرا تقرر أنه إذا لم يكن بإمكاننا القضاء عليه
    Ve sonra kötüye döndü ve onu yok etmek zorunda kaldık. Open Subtitles ثم تحول كول بعدها إلى الشر وكان علينا القضاء عليه
    Meali ise bu kişi tehlikelidir ve ortadan kaldırılmalıdır. Open Subtitles ارثر كينوي محام دستوري وأنه شخص خطير يجب القضاء عليه
    Tehditin, tamamen ortadan kaldırılmadığından endişeliyiz. Open Subtitles .. إنّنا قلقون من ألاّ يكون التهديد . قد تم القضاء عليه
    Şimdi Miles sonra kim olduğunu biliyorum, biz onu yenmek olabilir. Open Subtitles الآن و نحن نعلم من وراء (مايلز) ، يمكننا القضاء عليه
    - Sadece onu yenmek izin veremezdim. - Eh, şimdi o kaçtı. Open Subtitles أنا فقط أردتُ أن أمنعكِ من القضاء عليه - حسناً ، الآن لقد هرب -
    Evet her iki şekilde de onun işini bitirmek istiyorum. Open Subtitles أجل، بكلتا الحالتين أُريد القضاء عليه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more