dava kendi kendine sona erene kadar böyle yapmaya devam ederiz. | Open Subtitles | ونستمر في القيام بذلك حتى تحرق القضيه نفسها خارجاً وتصبح بارده |
Şimdiki dava 13 yıl önceki davayla çok benzerlik gösteriyor. | Open Subtitles | القضيه الحاليه مشابهه جدا للحادثه التى وقعت منذ 13 عاما |
Kendi başıma yapmak zorunda kalsam da bu davayı çözeceğim. | Open Subtitles | حتى اذا كان على فعل هذا بنفسى فسوف احل القضيه |
Bu aptalca davayı bize getirdin böylece sana Amerika topraklarında bulunma izni verdik. | Open Subtitles | لقد أحضرتى لنا هذه القضيه الوهميه حتى نعطيكى الأذن بالتواجد على أرض أمريكيه |
Peki Clouseau'yu bu davada isteyen şu nüfuzlu kişilere ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن أصحاب النفوذ تلك الذين أرادو كلوزو في القضيه ؟ |
Sana söz veriyorum Step'i rahat bırakacağım ve davadan vazgeçecek. | Open Subtitles | اسمع . انا اعدك سأترك ستيب وسادعه يتنازل عن القضيه |
Bu yüzden bu davanın kapanması babamın en büyük arzusu. | Open Subtitles | لهذا ابي يرغب بجديه في ان يتم غلق هذا القضيه |
Ya adamımızı yakalayacağız... ya da 7 kişiyi öldürecek ve bu Dosya asla kapanmayacak. | Open Subtitles | أو أنه سيقتل سبعة أشخاص وهذه القضيه تستمر لسنوات |
Sen birini koruyor olsaydın, dava için en iyi adam kim olurdu? | Open Subtitles | .. إذا كنت تحمي شخصاً ما من سيكون الرجل المثالي في القضيه ؟ |
Bu dava hakkinda bilmem gereken özel bir sey var mi? | Open Subtitles | هل هنالك شىء مميز على أن عرفه عن هذه القضيه. |
Bu dava için biraz acele var, esas tanık Bayan Coady'nin ilerleyen yaşı ve özellikle son dönemlerde yaşadığı ciddi kalp sorunları sebebiyle. | Open Subtitles | هناك حاله طارئه بهذه القضيه حيث ان الشاهده الرئيسه سيده ايلين كودى عجوز وعانت من بعض مشاكل القلب فى الفتره السابقه |
Henüz bilmiyorum. Onunla dava hakkında daha konuşamadım-- | Open Subtitles | لا اعرف حتى الان ، انا حتى لم اتحدث معه بعد عن القضيه |
Banton'ın parmak izleri, iki suç mahallinde bulundu. Ve tren terminali kasetleri de, son iki kurbanın etrafında olduğunu gösteriyor. - Bence bu dava oldukça açıklanabilir bir dava. | Open Subtitles | لقد وجدنا بصماته فى أماكن الجرائم يبدو ان القضيه حلت |
Bana bir iyilik yapın. Dedektif Sullivan'ın davayı üstleneceğini ve yola çıktığını söyleyin. | Open Subtitles | أصنع لي معروف, أخبره أن المحققه سوليفان ستتولى القضيه وهي بطريقها الى هناك.. |
Federaller davayı üstlendi ve yardım için merkezden birilerini alacaklar. | Open Subtitles | الفيدراليين سوف يأخذون القضيه وسوف يأخذون أحداً من الداخل للمساعده |
Güven bana, FBI bu davayı olabildiğince çabuk kapatmak istiyor. | Open Subtitles | المباحث الفيدراليه إنهم فقط يريدون غلق هذه القضيه ثق بي |
davayı üçe böleceğiz. Birincisi, 2 suçlunun yargılanması. | Open Subtitles | سنقسم القضيه إلى ثلاثة أقسام أولا محاكمة الإثنين المتهمين |
Bu davada kanıtları söylemeye yetkili değilim. | Open Subtitles | لا يوجد خيار لدى لمناقشه القرائن فى تلك القضيه |
Vidocq beni davadan almak istedi. | Open Subtitles | فيدوك اراد أن يبعدني من القضيه ــ لماذا؟ |
Sabah, davanın tekrar açılması için talepte bulunacağım. | Open Subtitles | سأتحدث إلى المفوض المعين فى الصباح و أفتح القضيه من جديد |
Ya da 7 kişiyi öldürecek ve bu Dosya asla kapanmayacak. Bana iyilik yapma. | Open Subtitles | أو أنه سيقتل سبعة أشخاص وهذه القضيه تستمر لسنوات |
Eğer durum böyle olsaydı, Ölümsüzler ile savaşıp, başarılı olmazdın. | Open Subtitles | لو كانت هذه هى القضيه ، فلن يتحتم عليكى مقاتلة الاموات الاحياء |
On yılda bir geliyor ve gerçekten bu konu yüzünden onu kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | انه يأتي كل عشر سنوات فقط ولاأريد حقاً أن أفوته بسبب هذه القضيه |
Sizi olaya özellikle iten ne oldu? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تكتشفين هذه القضيه بهذه السرعه |
olayı kökünden sarsacak önemli bir ipucu yakaladığını söyleyerek bürosundan fırladı. | Open Subtitles | و ركض خارج مكتبه قائلاً .أن لديه ما يؤدي إلى شق القضيه |
- Burada mesele zaman değil, burada mesele bu eldiven. | Open Subtitles | الوقت ليس هو القضيه هنا. هذا القفاز هو القضيه هنا. |
Bunun için arşivden birini ayarlayıp olayın detaylarını kontrol edeceğim. | Open Subtitles | ساجند شخص من السجلات لهذا خصوصا وساتفحص التفاصيل في القضيه |
Bu vakayı çözmekte uzmanlığınızdan faydalanabilirim. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكنني الإستعانه بخبراتك لحل هذه القضيه |
Bu Vaka da, her zaman olduğu gibi, işlenen bir suç ile başlıyor. John Gray adlı bir çocuğun çevresinde işlenen bir suç. | Open Subtitles | هذه القضيه بدات بمحاوله قتل " " "لشاب اسمه "جوني جراي |