"القطعة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • parçasını
        
    • parça
        
    • parçasında
        
    • parçasının
        
    • parçası
        
    O pislik parçasını okur okumaz geldim. Bütün yolu koştum. Open Subtitles جئت بعد ما قرأت تلك القطعة من القذارة مسرعا طول الطّريق.
    Şu kağıt parçasını çekmeniz lazım. Open Subtitles حيث توجد هذه القطعة من الورق التى تجذبها.
    Sanırım komşumun vücudunun bir parçasını bulacağız. Open Subtitles فوجدت هذه، هذه القطعة من جارتى فتاة صغيرة، في العشرين، جزء فقط من جسدها
    Bir bakıma, izleyicinin hizmetinde olmak ve önündeki izleyiciye bir parça kâğıdı çok kibar şekilde sunmak için çaba miktarını göstermektedir. TED هذا يمثل نوع ما حجم الضغط الناتج عن خدمة المتفرج و عن عرض هذه القطعة من الورق بشكل دقيق جداً أمام المتفرج.
    Dünya benim için o küçük toprak parçasında başlar ve biterdi. Open Subtitles كان العالم يبدأ وينتهى عند حدود هذه القطعة من الأرض
    bir enkaz parçasının içinde yaşamaya çalışmak... küflenmiş protein yemek... ve [Çince Argo] kabadayı bir kaptan tarafından itilip kakılmak. Open Subtitles لتعيش على هذه القطعة من الخردة وتأكل البروتين المصنّع ويترأسك قائد لحوح ومتعجرف
    Elimde, aracın şaşisinde bulduğum kocaman gizemli bir kas parçası var. Open Subtitles هنا ، وجدت هذه القطعة من عضلة غامضة محشورة فى العجل
    Gardiyanlar onu dövmesine rağmen, bu kumaş parçasını geri almaya çalıştı. Open Subtitles هو كان يناضل للحصول على هذه القطعة من القماش بينما كان الحراس يضربونه
    Olay yerinde bulduğun plastik parçasını hatırlıyor musun? Open Subtitles اتعرفين تلك القطعة من البلاستيك التي وجدتيها في مسرح الجريمة.
    Kafasında şu cam parçasını buldum. Open Subtitles حسنًا، وجدتُ هذه القطعة من الزجاج مُستقرة في رأسه.
    Sanki bir kömür parçasını almışım da, cilalayıp büyük, parlak bir elmasa dönüştürmüşüm gibi. Open Subtitles كأنني أخذت هذه القطعة من الفحم ولمعتها وتحولت لألماسة كبيرة لامعة
    Fırının bu odun parçasını kabul etmesini bekliyorum. Open Subtitles أنا في إنتظار هذا الفرن ليقبل هذه القطعة من الحطب
    Nerede olduğunu söyle yoksa bu bok parçasını öldürürüm. Open Subtitles اخبريني أين، أو أنني ساقتل هذه القطعة من الهراء
    Evet, ve sonrada ikinci kitaba gidip kitabın sırtına bu kağıt parçasını koymuş. Open Subtitles وبعدها اتجهت لكتاب آخر ووضعت هذه القطعة من الورق داخل الكتاب
    Şuradaki gömlek parçasını görüyor musun? Open Subtitles هل ترى هذه القطعة من القماش هنا ؟
    Diyelim ki şu cam parçasını takmadım. Open Subtitles لنقل أنني أبقيت هذه القطعة من المرآة هنا ...
    Jack, bu bant parçasını ortadan boylamasına yırt. Open Subtitles -أنا أرى الهدف من الخطوة جاك.. إقطع تلك القطعة من الشريط عند نصفها
    Bu küçük plastik parça ışımaları engelliyor. Open Subtitles هذه القطعة من البلاستيك تعترض إمتصاص الضوء
    Bak, bir parça döşeme taşından bahsediyorsunuz. Benim bahçemde de bulunmadı. Open Subtitles انظر، هذه القطعة من البلاط الذي تتحدث عنها لم يُعثر عليها في ساحتي
    Dünya benim için orada başlar ve orada biterdi, o küçük toprak parçasında. Open Subtitles كان العالم يبدأ وينتهى عند حدود هذه القطعة من الأرض
    O bez parçasında ne olduğunu göster bize. Open Subtitles أرنا ما الذي على تلك القطعة من القماش هناك
    Beton parçasının şekilleri... sinüs boşluğu... bronş tüpleri... artı orta parmağın çevresinde, bir tür oyuk gibiydi. Open Subtitles هذه القطعة من الإسمنت المسلح تشكلت على تجويفه الجيبي أنابيبه المتشعبة
    Bir dakikalığına bu kağıt parçasının... Open Subtitles تخيلوا لدقيقة ، أن هذه القطعة من الورق معذرة ... هذه فانيسا و هى لى
    Bu deri parçası yalnızca yedi doku katmanı kalınlığında ve gördüğünüz gibi, neredeyse şeffaf . TED هذه القطعة من الجلد هي نسيج سمكه مكوّن من سبع طبقات تقريباً وكما ترون، شفاف تقريباً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more