| İyi bir parça jambonu gerçekten severim ama bir çift güzel bacağı daha çok severim. | Open Subtitles | أحب كثيراً القطعه الجيده من لحم الخنزير لكنني أَحب بدرجه أكبر الزوج الجميل من السيقان |
| Analiz, yoğun bir şekilde İspanya'dan getirdiğin parça üzerinde çalışıyor. Bu cam değil. | Open Subtitles | نحن نحلل القطعه التى أحضرتيها من أسبانيا |
| Sesinizi alçaltın. Şimdi, parçayı hareket ettirdin mi? | Open Subtitles | اهدءوا الان ، اخفضوا اصواتكم الان ، هل حركت هذه القطعه |
| Siz parçayı ele geçirene kadar, bildiğimiz yoldan gitmekten başka çarem yok. | Open Subtitles | إلي أن تحصل علي القطعه أنا لا أملك أية فرصه إلا السير في الخطه الحالية |
| Meksika'dayız seni lanet olası küçük bok parçası! | Open Subtitles | نحن فى المكسيك اللعينه أيها القطعه الصغيره من زقانك اللعين |
| Pekâlâ, garajda bulduğum bu alçı parçasını tam oraya göre kestim. | Open Subtitles | حسناً، لقد وسعت الفتحه لتناسب هذه القطعه التي وجدتها في المرأب |
| İmparatorluk arşivlerinden çıkardık, ama son parçaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | استعدناها من اراشيف الامبراطوريه ولكن تنقصنا القطعه الاخيره |
| Diğer brokolileri yedim ve hiçbiri senin aldığın parça kadar iyi değildi. | Open Subtitles | لقد أكلت كل ما تبقى من القرنبيط .. ولم يكن احدهم جيداً .إلا القطعه التى أخذتيها .. |
| Bu seferki parça, Shinhwa Grup'tan Gu Jun Pyo tarafından giyinilen Pavioni takımı. | Open Subtitles | القطعه القادمه في المزاد هي بدلة السيد غوو جون بيو من مجموعة شين هوا. |
| Bir parça karaciğer verdin diye ikimiz de ölene kadar başıma kakıp duracaksın. | Open Subtitles | سوف تمنين علي هذه القطعه الغبية من الكبد الى ان نموت كلانا, فقط ككل شيئ آخر. |
| Aslında, sadece bu özel parça için bir açık artırma yapabiliriz. | Open Subtitles | فى الواقع , سنقيم مزاد فقط من أجل تلك القطعه |
| Ben de eksik olan tek parça. Sahip olmadığım tek şey. | Open Subtitles | القطعه التي كنت أفتقدها الشيء الوحيد الذي لم يكن لدّي |
| Sırada 48 numaralı parça var. | Open Subtitles | القطعه التاليه تحمل رقم ثمانيه وأربعون |
| parçayı elinde bulunduran şahıs artık Çinliler'le çalışmıyor. | Open Subtitles | الرجل الذي يملك القطعه لم يعد يعمل مع الصينيين |
| Çocuğu ona versek bile parçayı teslim edip etmeyeceği konusunda ona güvenemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا يجب أن نثق في أنه سيعطي لنا تلك القطعه إذا أعطيناه الولد |
| Yokluğunu çektiğim parçayı. Elimde olmayan tek şeyi. | Open Subtitles | القطعه التي كنت أفتقدها الشيء الوحيد الذي لم يكن لدّي |
| Eminim kayıp parçayı biri takmıştır yerine. | Open Subtitles | متأكد أن أحدهم وضع تلك القطعه المفقوده من العربه |
| İlk parçayı ben keseceğim, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن اقطه القطعه الاولي, اليس كذالك؟ |
| DHD'nin eksik parçası. | Open Subtitles | القطعه الناقصه من أداة تحكم بوابة النجوم |
| Bu kadar küçük, kırılgan bir metal parçası evrenin sırrını içinde barındırıyor. | Open Subtitles | مثل هذي القطعه الممزقة الصغيرة تحمل جميع أسرار الكون |
| -O tahta parçasını nereden buldun? | Open Subtitles | أندي من أين حصلت على هذه القطعه الخشبيه؟ |
| Bu parçaya sanırım teklif vermeliyim. | Open Subtitles | بإعتقادي ، انا اشاهد القطعه فقط |