"القليلة التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • birkaç
        
    • nadir
        
    • ender
        
    • bir kaç
        
    • az
        
    Son birkaç günü de sayarsak bana 250 İsviçre frangı borçlusun. Open Subtitles طبقاً للايام القليلة التي مضت انت مدين لي بـ 250 فرانك
    On binlerce sayfadan oluşan, verdikleri birkaç ayın yetmeyeceği heybetli bir işti. TED وهو شيء ضخم من عشرات الآلاف من الصفحات لم يكن من الممكن في الأشهر القليلة التي لديهم.
    Bu yine ilham verici, yani, benim orada oldugum nadir zamanlarda, TED انه مكان ذاتي الإلهام، أعني المرات القليلة التي أقضيها هناك
    Eğlendiğimi hatırladığım ender zamanlardan biri. Open Subtitles واحدة من المرات القليلة التي أتذكر اني كنت استمتع بوقتي
    Bir anda o hatırlayamadığı bir kaç saniye bir kaç saate dönüştü. Open Subtitles لذا فجاة فإن هذه الثواني القليلة التي نسيها ، تحولت لعدة ساعات
    Bu çölün kavurucu sıcaklıklarına ve su kıtlığına dayanabilen az sayıdaki sürüden biri. Open Subtitles أحد الحيوانات القليلة التي تطيق درجات حرارة هذه الصحراء الحارقة و نقص الماء.
    Bu planı elektriklerin geldiği birkaç saat içinde çizmiştim. TED إذ رسمته خلال ساعات الكهرباء القليلة التي نحظى بها.
    Burada sizinle birkaç dakikanın içinde yapmak istediğim sağlıklı bir yaşam için formülün ne olduğunu konuşmak. TED إذاً، ما أريد فعله هنا في الدقائق القليلة التي لدي معكم هو الحديث حول ماهية صيغة الحياة، والصحة الجيدة،
    Tabii ki, birkaç dakikalık zevkten önce alınacak kesin tedbirler olduğunu biliyorsunuzdur. Open Subtitles ..أنت تَعْرفُ، بالطبع أن هناك وسائل وقائية كان يُمكنُك أنْ تَأْخذَها قبل لحظات اللذة القليلة التي تَمتّعتَ بها
    Böylece kalan birkaç dişimden de kurtulurum artık. Open Subtitles رائع, سأتمكن من التخلص من الأسنان القليلة التي بقيت لدي
    Son birkaç haftanın Dawn için pek kolay geçmediğini biliyorsunuzdur eminim. Open Subtitles أنا متأكدة من أن الشهور القليلة التي مضت, تعرفين
    Bu birkaç hafta çok zordu. Open Subtitles لقد كانت الأسابيع القليلة التي فاتت قاسية
    Sevgili kayınvalidemin zamansız ölüme kadar karımın sahip olduğu nadir zevklerden biri beni sahnede izlemekti. Open Subtitles و واحدة من الاشياء القليلة التي تستمتع بها منذ الوفاة المفاجئة لحماتي الحبيبة هو مشاهدتي أؤدي على المسرح
    Televizyonda maç olduğu zamanlar... babamın evde kaldığı nadir günlerdendi. Open Subtitles عنما تكون هناك مباراة على التلفاز إنها إحدى الأيام القليلة التي يبقى بها في البيت
    Bence metal bunu yapabileceğin nadir ortamlardan biri. Open Subtitles أعتقد أن المعادن هي واحدة من الأماكن القليلة التي يمكنك أن تفعل ذلك.
    Vücut yapısını kısa sürede değiştirebilen ender varlıklardandır. Open Subtitles هي من المخلوقات القليلة التي أثبتت قدرتها على تغيير بنيتها الجسدية.
    Önemsediğim ender şeylerden biri. Open Subtitles إنها واحدة من الأشياء القليلة التي أهتم لأمرها
    (Gülüşmeler) Bize nutuklar çekildi, konuşmalar yapıldı, satıldık, pazarlandık, ama bir mektup gerçek bir iletişim kurabileceğimiz ender anlardan biri. TED (ضحك) نحن خاطبنا، إلقينا محاضرة إلى، بعنا، سوقّنا، لكن الرسالة هي واحدة من الأوقات القليلة التي يكون لدينا تواصل صادق.
    Ülkede halen çalışan bir kaç radyoda, genellikle pop müzik dinledim. TED في محطات الراديو القليلة التي كانت لا تزال تعمل في البلد كنت غالبًا ما أسمع موسيقى البوب
    Hayalimdeki işte bir kaç hafta, muhteşem bir komadan uyanır gibiydi. Open Subtitles الأسابيع القليلة التي كنت في عمل الأحلام كانت مثل استيقاظ رائع من غيبوبة
    Sonraki bir kaç gün kısmen mutluyduk. Open Subtitles الأيام القليلة التي تلت كَانتْ سعيدة نسبياً
    Burada gördüğünüz hindi akbabası çok havalı çünkü gerçekten koku alabilen az sayıdaki kuş türünden biridir. TED النسر الرومي الذي تشاهدونه الأن رائع على نحو خارق، لأنه واحد من الطيور القليلة التي لها قدرة حقيقية على الشم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more