Bu genç hanımefendiler pirinç kültürünün içinde yaşıyorlar, fakat onlar pirinç kültüründeki çok az insanın bildiği birşey biliyorlar. | TED | هؤلاء الفتيات اليافعات يعيشون في ثقافة الأرز، لكنهم يعرفون شيئاً عن ثقافة الأرز يعرفه القليلون. |
çok az insan bu zamanlar el yazısı öğrenmek istiyor | Open Subtitles | القليلون يريدون تعلم الكتابة في يومنا هذا |
Uzun süredir kayıp olan klibi çok az kişi izleyebilmişti ancak biz bulduk. | Open Subtitles | القليلون هم من رأوا فيديو الأغنية المفقود ولكننا وجدناه |
Pek azı bunu tek başına yapabilir. | Open Subtitles | القليلون جداً من يمكنهم أن يفعلوا ذلك بمفردهم |
Bu da cenneti sembolize ediyor. Bu zorluğa katlanabilecek pek azı vardır. | Open Subtitles | القصر يمثل السماء وهناك القليلون لديهم الشجاعة لمواجهة التحدي |
Orası binanın hayati bölümü. Sadece birkaç kişi gidebiliyor. | Open Subtitles | إنّه جزء حيوي من المبنى فقط القليلون يصلون إليه. |
Bu alanda çalışan çok az kişi var. Ameliyat yaparken bile yeni şeyler buluyoruz. | Open Subtitles | القليلون منا الذين يمارسونه نحن نخترعه بينما نستمر فيه |
çok az kişinin anlayabileceği şeyler yaşadın. | Open Subtitles | لقد قاسيتِ محنة ، القليلون يستطيعون تخيلها |
Bunu çok az kişi biliyor. | Open Subtitles | فقط القليلون هم من يعرفون بوجودها اليوم |
Bu çiftin görülmemiş dahilikleri çok az kişi tarafından anlaşıIdı. | Open Subtitles | تلك العبقريّة البارزة لهذا الثنائي قد فهمها القليلون بل النادرون جداً ! |
- hata... - çok az adam hapishanedeki "Pop Star" | Open Subtitles | القليلون فقط يجدونَ التبرئَة |
çok az insan hak eder. | Open Subtitles | القليلون يستحقون |
Köyümüzün adını bilen çok az kişi var. | Open Subtitles | "القليلون يعرفون إسم قريتنا فحسب" |
- çok az kişi geçebildi. | Open Subtitles | -لم يجتزه سوى القليلون |
çok az gelen var. | Open Subtitles | القليلون جاءوا |
Ama çok azı O'nunla içme şerefine erişebilir. | Open Subtitles | ولكن القليلون هم الذين دعيتهم ليشربوا معه |
Milyonlarca insan acı çekti ancak çok azı konuştu ve bu en ürkütücü olanıydı etrafınızda öldürülen ve kırbaçlanan insanlar olduğunda kendi haklarınız için konuşuyorsunuz, | TED | الملايين كانوا يعانون، ولكن القليلون هم من تحدثوا، وقد كان أكثر الأشياء رعبًا أن تكون محاطًا بأشخاص كهؤلاء ممن يقتلون ويجلدون، وأن تكون أنت تتحدث عن حقوقك. |
Direniş gösteremezler hala hayatta olan birkaç kişi de "Teslim oldum!" diye ağlayarak saklandığı delikten çıkar. | Open Subtitles | -لم يظهروا أي مقاومة وخرج من الحفر ، أولئك القليلون منهم الذين بقوا أحياء، يصيحون بنا "كاميراد/ يا صديق". |
- Satın alan şanslı birkaç kişi içindesin. | Open Subtitles | أنت من القليلون المحظوظون الذين إشتروه |