| Onun gücünden kurtulmanın tek yolu, dolunay çıktığında ruhumu havuza koymak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتخلص من سلطته هو وضع روحي في الحوض عندما يكون القمر بدراً |
| Ayrıca aynı gün, dişi cinsinden bütün hükümdarların kaderlerine hükmedecek bir şekilde dolunay olacak. | Open Subtitles | وأيضاً في ذلك اليوم سيكون القمر بدراً وهذا يحكم طالع كل الأمراء من الجنس الأنثوي |
| Bazı geceler, eğer dolunay varsa kana susamış dişleri kaşınmaya başlar ve eğer şanssızsanız onun gürlemesini duyabilirsiniz! | Open Subtitles | وفى بعض الليالى عندما يكون القمر بدراً واسنان الايائل المتوحشة تؤلمها عند القضم يمكنك, لو كنت غير محظوظ ان تسمع بكائها المرعب |
| Kurt adamlar sadece ilk dolunayda tüy döker. | Open Subtitles | لا يكتمل تحول المستذئب قبل أن يصبح القمر بدراً |
| Kurt adamlar 2009 yılında dolunayda dönüşüyordu. | Open Subtitles | المستذئبون يتحوّلون سواء القمر بدراً أو لا |
| Durun biraz. Bu gece dolunay mı var? Evet. | Open Subtitles | مهلاً، أسيكتمل القمر بدراً الليلة؟ |
| dolunay sırasında manzara enfes oluyor, ne dersin? | Open Subtitles | فالمشهد سيكون خلاب الليلة بإكتمال القمر بدراً... ألا تعتقد هذا ؟ ... |
| dolunay vardı. | Open Subtitles | كان القمر بدراً. |
| dolunay tepede gözüktüğünde her kim bu kurt adam lanetinde olma talihsizliğine sahipse kurda dönüşüyormuş. | Open Subtitles | "حينما يصير القمر بدراً كاملاً، "فأيّاً يكن تعيس الحظ الواقع تحت هذهِ اللّعنة، يتحول إلى (ذئب)." |
| Gökyüzünde dolunay çıkınca kurtadam lanetine uğrayan herkes kurda dönüşürmüş. | Open Subtitles | "حينما يصير القمر بدراً كاملاً، "فأيّاً يكن تعيس الحظ الواقع تحت هذهِ اللّعنة، يتحول إلى (ذئب)." |
| Isırıkları ölümcüldür, Stefan. En iyisi dolunay boyunca onlardan uzak durmaktır. | Open Subtitles | عضتهم قاتلة ، يا (ستيفان)، يفضل أنّ تبقَ بعيداً عنهم آنما يكون القمر بدراً. |
| Doğru ya, bu gece dolunay var. | Open Subtitles | اوه صحيح القمر بدراً الليلة |
| Dün gece dolunay vardı. | Open Subtitles | -كان القمر بدراً ليلة البارحة |
| Sanırım sadece, dolunayda ensesinde olacaksın. | Open Subtitles | حسنٌ ، أظن ّأنّ عليه القلق بهذا الشأن آنما يكون القمر بدراً. |
| Kimseye zarar vermemek için her dolunayda kendini eve kilitliyor. | Open Subtitles | وكان عليه ان يغلق بابه كلما اصبح القمر بدراً كي لايؤذي احداً |
| Teknik olarak elma dolunayda portakal adama dönüşüyor. | Open Subtitles | و فعلياً، إنه مثل مقارنة التفاح بأشباه البرتقال عندما يكون القمر بدراً. |
| Mesela dün geceki saldırının dolunayda olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | مثلاً، نعلم أنّ هجوم أمسٍ لم يحدث عندما كان القمر بدراً. |