Sanırım kendine geliyor. Bir şey yapmaya kalkışırsa, yine çarparım. Sakin ol, Eleanor. | Open Subtitles | اعتقد انه يصحو اذا حاول القيام بأي شيء فاصعقيه ثانية |
Ve benim yeni ilkem düşüncesizce bir şey yapmak değil. | Open Subtitles | وفكرت فى سياسة جديدة وهى عدم القيام بأي شيء متهور. |
İnsanlar ölüyordu ve ben evde hiç bir şey yapmadan duruyordum. | Open Subtitles | الناس يموتون وأنا المنزل من دون القيام بأي شيء. |
Şu noktada Hiçbir şey yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | في هذه اللحظة، لا يتعين عليّ القيام بأي شيء |
Kamyonetinizde hiçbir şey yapmadan oturuyorsunuz. Bu korkutucu. | Open Subtitles | أراه جالسا في الشاحنة، وعدم القيام بأي شيء مخيف، |
Philippians, dördüncü bölüm, 13. Mısra. "Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim." | Open Subtitles | لم أواجه هذه المشاكل , تفهمني ؟ يمكنك القيام بأي شيء بعد الإستعانة بالله الذي سيمحنك القوّة |
Sadece dinlemeni istiyorum. Başka bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | أطلب منك أن تصغي فحسب لست مضطرة على القيام بأي شيء |
- Hiçbir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك القيام بأي شيء |
Ne bir şey istemeye ne de nahoş Bir şey yapmaya geldim. | Open Subtitles | انا لا اريد أي شيء؟ و انا هنا لا اريد القيام بأي شيء سيء |
Bir şey yapmaya kalkışırsan kafan yerinde olmayacak. | Open Subtitles | لكن رأسك لن ينموا اذا حاولت القيام بأي شيء |
Kimse istekleri dışında Bir şey yapmaya zorlanmamalı. | Open Subtitles | -لم أكن أقل ذلك لا يجب أن يجبر أي شخص على القيام بأي شيء ضد إرادته |
Ona yaşama isteğini geri kazandırmak, iyi bir şey yapmak için çok mu geç demek? | Open Subtitles | بجعلها تستعيد حلاوة الحياة بعد أن إنتهى وقت القيام بأي شيء صالح |
Hastanın fıtığı hiç olmamış gibi davranalım sen de bir şey yapmak zorunda kalma. | Open Subtitles | دعينا ندعي فقط أن المريضة لم تصب بالفتق أبدا، عندها لن يكون عليك القيام بأي شيء. |
Başka bir şey yapmadan spektrometrenin güncellenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الآن، احتاج المطياف لتحديث قبل أن أتمكن من القيام بأي شيء آخر |
Herkesin bir şey yapmadan önce alması gerekiyor! | Open Subtitles | قبل انها لم تحصل على أي شخص القيام بأي شيء . |
- Hayır, Hiçbir şey yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا، فإنك لن ترغب في القيام بأي شيء. |
- Hiçbir şey yapmak zorunda değilim! | Open Subtitles | لا يجب على القيام بأي شيء |
O bebek zaten hiçbir şey yapmadan meşhur oldu. | Open Subtitles | ذلك الطفل أصبح مشهوراً مند الآن دون القيام بأي شيء... |
Burada hiçbir şey yapmadan duramam. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء هنا دون القيام بأي شيء |
İstediğim her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | -{\cH9CFFFE}أستطيعُ القيام بأي شيء أريده |
* Ve her şeyi yapabilirim * | Open Subtitles | * وأستطيع * * القيام بأي شيء * |
Hayır, bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | كلا, ليس عليك القيام بأي شيء |
Hiçbir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك القيام بأي شيء. |
Aracın bilgisayar kontrolüne sahip olduğunuzda her şeyi yapabilirsiniz. | TED | وبمجرد السيطرة على حواسيب السيارة، يمكنك القيام بأي شيء. |
Üzgünüm ama, bu bana hiç bir şey yapmamak kadar kötü geliyor. | Open Subtitles | حسناً، أنا آسفـه، لكن يبدو شنيعاً جداً عدم القيام بأي شيء |