Okullar sürekli bunu yapmayı bıraktıklarında, kabul ediyorum, evet, deneme yanılmanın iyi bir şey olduğu açıktır. | TED | سوف أعترف بذلك .. عندما تتوقف المدارس عن القيام بذلك من الواضح ان اسلوب التجربة والخطأ هو أمرٌ جيدا .. |
Artık bunun gibi bir masaüstünde yapabiliyorsunuz ve çocuklar bunu yurt yatakhanelerinde yapabiliyor. | TED | أما الآن فقط أصبح من الممكن أن تقوم بها على حاسوب مثل هذا ويمكن للأطفال القيام بذلك من مساكنهم |
bunu yıllar içinde karşılaşmaktan memnun olduğum yüzlerce tapir ve gelecekte karşılaşacağımı bildiğim daha birçokları için yapmaya devam edeceğim. | TED | وسأأأستمر في القيام بذلك من أجل المئات من التابير الذين سعدت بلقاءهم على مر السنين ولأولئك الذين سأقابلهم مستقبلا. |
bunu yıllar önce yapmalıydık. Artık bütün güç bizde. | Open Subtitles | كان يتوجب علينا القيام بذلك من سنوات مضت فالآن لدينا السيطرة |
Biliyorsun, bunu bensiz yapamazsın. | Open Subtitles | حظاً موفقاً في ذلك إن مت تعرفون أنكم لن تستطيعوا القيام بذلك من دوني |
Birini dışarı çıkarabilmem için, o kişiyi o tuvale çizmem lazım fakat bunu ancak tablonun içinden yapabilirim. | Open Subtitles | لنُخرج شخصٌ ما, عليّ ان أرسمهم على تلكَ الوحة. ولكنيّ يُمكنني القيام بذلك من داخل اللوحة فقط. |
Hayır, bakımla uğraşan herkes bunu yapabilir. Doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar. | Open Subtitles | لا، يستطيع أي معالج القيام بذلك من الأطباء إلى الممرضات والممرضين |
bunu benim için yapacak mısınız yoksa yapabilecek birilerini mi bulayım? | Open Subtitles | هل يمكنكم ياساده القيام بذلك من اجلي او ان علي ان اجد شخص اخر يستطيع القيام بذلك ؟ |
Ama bunu annemi hayal kırıklığına uğratmadan nasıl yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أعرف إذا كنتُ أعرف كيفيّة القيام بذلك من دون خذلان أمّي. |
Bugünden itibaren bunu her gün yapacaksın. | Open Subtitles | لذا فعليك القيام بذلك من الآن فصاعداً كل يوم |
bunu benim için yapabilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيعين القيام بذلك من أجلي، رجاءاً؟ |
Ultraviyole ışık neden bunu kırmızı ışıktakinden çok daha iyi yapıyor? | Open Subtitles | ولكن لماذا ضوء الأشعة فوق البنفسجية أفضل بكثيرا في القيام بذلك من الضوء الأحمر؟ |
Onun dönmesini beklerken bunu yapmak başka, onsuz bunu yapmak... | Open Subtitles | القيام بذلك من دونه بينما نحن ننتظر منه أن يعود هو شيء واحد، لكنه لا يفعل كل هذا من دونه، دون م؟ |
Benim yerime bunu yapacak kimse yok mu? Henry iyi mi? | Open Subtitles | هل هناك أحد أخر بأمكانه القيام بذلك من أجلك بدلاً مني؟ هل هنري بخير؟ |
Ama burada oturup, size, yaptıklarımı başkalarına yardım etmek için yaptığımı söylemeyeceğim çünkü bunu kendimiz için yapmakta da bir sorun yok. | Open Subtitles | ولكنني لن أقف أمامكم لأخبركم بأنني أقوم بعملي هذا من أجل أن أعتني بالآخرين لأنه لا بأس من القيام بذلك من أجل أنفسنا |
Bir saniye daha. Benim için bunu yapman gerek, tamam mı? | Open Subtitles | لحظة واحدة بعد، عليك القيام بذلك من أجلي، حسناً؟ |
- Kocan için bunu yapmaya devam edemem artık. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بذلك من أجل زوجكِ بعد الآن |
Pekâlâ, görevimiz Molla'yı öldürmek ama o noktadan bunu yapamayız. | Open Subtitles | لو كانت المهمة هي قتل المُلا لا يمكننا القيام بذلك من تلك البقعة |
Ve doğru olan şey, onu yetkililere teslim etmek ama bunu yapmak da birçok hayatı mahvedecek. | Open Subtitles | والشيء الصحيح الذي ينبغي عمله من شأنه أن يكون لنقول للسلطات، ولكن القيام بذلك من شأنه أن يدمر الكثير من الأرواح. |
bunu sensiz yapamayacağımı anlaman lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تعرفي بأنني لا يمكنني القيام بذلك من دونكِ |