"القيمة" - Translation from Arabic to Turkish

    • değerli
        
    • değer
        
    • değeri
        
    • değerini
        
    • değersiz
        
    • kıymetli
        
    • değerin
        
    • değerinin
        
    • etmez
        
    • değerleri
        
    • para
        
    • paha
        
    • değere
        
    • önemli
        
    • değerde
        
    Anlaşılan O,çalışamayan erkek ve kadınların... ...arılara ve toplanan bala özen gösterip,... ...katma değerli ürünler yapmalarını... ...ve onları pazarlayıp... ...Whole Foods'da satmaları işini vermişti. TED وظفت عاطلين واضحين رجال ونساء لرعاية النحل، وحصاد العسل وأنتاج منتجات ذات القيمة المضافة التي سوقوها بأنفسهم, التي تم بيعها في وقت لاحق في متاجرالأغذية.
    Ve bu değerli geri-bildirimile kendimiz içinde neler olup bittiğini anlayabiliriz. TED وهذا هو رد الفعل ذو القيمة والتي يمكن أن نستخدمها لفهم ماذا كان يحدث داخلنا.
    Bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor. TED بمجرد ما تكتب الشيك فورا تزيد القيمة 30 فى المائة.
    Bence sorunu ortaya çıkaran değer hakkında yaptığımız düşüncesizce bir varsayım. TED أعتقد أن اللغز يظهر بسبب الافتراض المتسرع الذي نصنعه عن القيمة.
    Ne? Bu mülk tam Sunset üzerinde, değeri gittikçe yükselecek. Open Subtitles هذا المكان يقع فوق الغروب مباشرة القيمة سـ ترتفع للأعلى
    Böylece eğer şunu kesip atabilirsek ve binaya biraz kaide verebilirsek bu parçayı alabilir ve müteahhid için daha büyük ticari değeri olan üst kısma koyabiliriz. TED إذا حتى نتمكن من الابتعاد عن ذلك ونعطي البناء قاعدة صغيرة، ويمكن أن نأخذ قليلا من القاعدة ونضعها في الأعلى حيث تزيد القيمة التجارية للبناء العقاري.
    Piyasadaki alışveriş, onların kabulüne göre, alışverişi yapılan malların anlamını veya değerini değiştirmez. TED تداول السوق، كما يفترضون، لا يغيّر المعنى أو القيمة للسلعة التي يتم تداولها.
    Bunların içinde bir sürü oldukça karmaşık ve değerli malzeme gömülü, bu yüzden demontaj edilmelerini teşvik etmek için yollar bulmalıyız, çünkü aksi taktirde olan bu. TED هناك عدد من المواد المعقدة و القيمة موجودة داخل هذه الاشياء لذا يجب ان نجد طرق اخرى لتشجيع التفكيك لأن هذا هو ما يحدث خلاف ذلك.
    Son olarak eğitim yatırımları ile birleşince daha değerli üretim yapmaya başladılar. TED أخيرًا، إلى جانب الاستثمار في التعليم بدؤوا في التوسع وصولاً إلى التصنيع عالي القيمة.
    İtirafçıların yaptığı değerli katkıları çok iyi biliyorum. TED وأنا أعلم المساهمة القيمة التي يقوم بها هؤلاء الواشون
    Bazı orkideler o kadar inandırıcı bir eş olurlar ki böcekler üzerlerine boşalır ve değerli spermlerini harcarlar. TED بعض الأوركيد يقيمون علاقات مقنعة جدًا لدرجة أن الحشرات تقذف عليها، وتضيع حيواناتها المنوية القيمة.
    Eğer dünyayı daha iyi yapma umudum varsa değer ve renk yüzünden anlaşıldığım bu iki şekli de sevmeliyim ve geliştirmeliyim. TED إذا كان لدي أي أمل لجعل العالم أفضل، عليّ أن أحب وأعزز كلا الطريقتين اللتين فهمتهما، وهنا تكمن القيمة وتدرج اللون.
    Plato'nun dediği gibi, boyut için uzay neyse, değer için zaman odur. TED كما قال بلاتو، ما يمثله الفراغ بالنسبة للحجم، كذلك الوقت الى القيمة.
    Ve bu toplumsal değer insan motivasyonunun bir yan etkisi değil. TED وهذه القيمة المجتمعية ليست أثرًا جانبيًا فقط للانفتاح على الدوافع البشرية.
    Ben yine de bu değeri anlayan ve destekleyen şirketlerin olduğunu düşünüyorum. TED ومع ذلك، أعتقد أن هناك شركات تفهم هذه القيمة وتطورها.
    Hepsini bir araya getirip karıştırırsınız ve böylece değeri ortaya çıkar. TED يمكنك جمعها ومزجها وتنتج القيمة بهذه الطريقة.
    Ortak değer, sosyal değer ile ekonomik değeri eş zamanlı yarattığımızda ortaya çıkar. TED مشاركة القيمة هي عندما نستطيع أن ننشئ قيمة اجتماعية وقيمة اقتصادية في الوقت نفسه
    Reddedilen lütfun değerini yitirdiğini görmeye başladığımız zaman tevekkül etmek en doğru seçenektir. Open Subtitles أن المغادرة ليست أمرا جيدا فعندما تنكر النعمة,فأن الأشخاص ذوى القيمة تفقد قيمتهم
    Şu değersiz kemik yığınını sürüklemeye yaşamak diyesin diye mi hayatımı feda ettim? Open Subtitles أعطيتكِ حياتي حتى تستطيعي التحرك في ذلك الجسد عديم القيمة وتدعينها حياة ؟
    Kadınların saçlarını traş eder vücudun her noktasında kıymetli eşya ararlardı. Open Subtitles كانوا يقومون بحلاقة شعر النساء ويبحثون عن الأشياء ذات القيمة حتى فى أكثر الأماكن حساسية
    Fransız Fizyokratlar denen garip ekonomistlerden bahseder, tek doğru değerin tarladan elde edilen olduğuna inananlardan. TED لقد أشار الى اقتصادي غريب يدعى فرينش فيزيوقراط الذي يؤمن ان القيمة الحقيقية الوحيدة هي التي يتم استخراجها من الارض
    Tüm insanların ve her eko-sistemin doğal değerinin temel alındığı bir kültür. TED وحيث تكون القيمة الأصلية لكل الناس والأنظمة البيئية أساسية.
    Fabrikaya beş para etmez demen çok tuhaf, çünkü sana söylemem gereken bir şey vardı... Open Subtitles مضحك أنك تقول أنه عديم القيمة .. لأنههناكشيء كان يجب أنأُخبركبهمنقبل.
    Bunun yerine, alternatifler aşağı yukarı aynı değerde, değerleri aşağı yukarı aynı düzeyde ama aynı zamanda da farklı çeşitlerde değere sahip. TED بدلًا عن ذلك، فإن البدائل هي بنفس حارة القيم، بنفس رابطة القيم، بينما تكون في ذات الوقت مختلفة جدًا في نوع القيمة.
    Yakında sizin için işe yaramaz olacaklar. Neden yaptığınız işten biraz para kazanmayasınız? Open Subtitles قريباً سيكونون عديم القيمة بالنسبة لك لم لا تأْخذ بَعْض المال لعملك ؟
    Yani demek istiyorsun ki, sen her yerde paha biçilemezsin. Open Subtitles ما تقوله إذًا هو أنك بالغ القيمة في كل مكان
    Bu gelişim eğrisi görme yetisinin ne şekilde üst üste gelişen parçalardan oluştuğu bize emsali görülmemiş derecede önemli bilgiler veriyor. TED منحنى التطور هذا, يعطينا معلومات غير مسبوقة و غاية في الأهمية و القيمة عن كيف أن سقالة الرؤية تلك يتم إقامتها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more