Bütün hayatımı evde seni bekleyerek geçiremem. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَصْرفَ حياتَي الكاملةَ إنتِظار لَك. |
Bütün otobüsü görüyor. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَرى الحافلةَ الكاملةَ. |
Çaldığımız sinyal bir haftada Bütün sürüyü getirecek. | Open Subtitles | الموافقة. الإشارة التي سَرقنَا سَ خُذْ السنفةَ الكاملةَ في الإسبوع. |
Demiştin ki eğer ondan kaçarsam, tüm hayatımdan da kaçmış olurmuşum. | Open Subtitles | قُلتَ إذا هَربتُ منه، أنا سَأَهْربُ حياتَي الكاملةَ. |
Artık onun oğlunun annesiydim, ...tüm ailesiyle tanışmıştım. | Open Subtitles | الآن بأنّني كُنْتُ أمّ إبنِه، أنا أُقابلُ عائلتَه الكاملةَ. |
tüm hayatını benim yerimi alacak birini arayarak geçirdin. | Open Subtitles | صَرفتَ حياتَكَ الكاملةَ يُحاولُ حَلّ محلي. |
Bana Bütün seti aldıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيعُ أن أصدق بأنّهم أحضروا لي المجموعةَ الكاملةَ. |
Bütün hikayeyi bilmem gerek. | Open Subtitles | أَشْعرُ بأنّني يَجِبُ أَنْ أَعْرفَ القصّةَ الكاملةَ. |
Bütün okul onun bilgeliğine ve zekasına hayran durumda. | Open Subtitles | إنّ المدرسةَ الكاملةَ متعجّبةُ في معرفتِه وإستخباراتِه. |
- Değil. O pasaportları bulmak için Bütün hayatını didik, didik edeceğim. | Open Subtitles | أنا سَأُمزّقُ حياتَكَ الكاملةَ للحُصُول على تلك جوازاتِ السفر. |
Öyle görünüyor ki Bütün şişeye sahibim. | Open Subtitles | على ما يبدو، أَمتلكُ القنينةَ الكاملةَ الآن. |
Bütün evcilleştirme işlemi onun kanında. | Open Subtitles | إنّ العمليةَ الكاملةَ للتدجينِ في دمِّها |
Bütün şişeyi kendisinin içeceğini imâ ediyor. | Open Subtitles | أوه، هو يَقُولُ بأنّه ذاهِب إلى إشربْ القنينةَ الكاملةَ نفسه. |
"Yakalayın onu!" Bütün planın bu muydu. | Open Subtitles | "إحصلْ عليها! " تلك كَانتْ خطتَكِ الكاملةَ. إحصلْ عليها. |
Bütün bina süper iletken bir anten şeklinde dizayn edilmiş, ve sadece bedensiz varlıkları toplamak için inşa edilmiş. | Open Subtitles | إنّ البنايةَ الكاملةَ ضخم , الموصّل الممتازلامس... الذي صُمّمَ وبُنِى بشكل واضح للغرضِ... |
Yeminin tamamlanmasından sonra yeraltı dünyasının tüm güçleri sana veriecek. | Open Subtitles | على إكمالِ القَسَمِ، أنت سَتَعطي السلطاتَ الكاملةَ عالم الجريمةِ. |
Onu durdurmanın tek şansı bu gece olacak taç giydirme töreninde tüm güce kavuşmadan. | Open Subtitles | فرصتنا الوحيدة لتَوَقُّفه سَيَكُونُ اللّيلة، قَبْلَ أَنْ يَستلمُ سلطاتَه الكاملةَ في التتويجِ. |
Tabii ki, tüm çocukluğum burada geçti. | Open Subtitles | حَسناً،بالطبع. قضيت طفولتَي الكاملةَ هنا. |
tüm iki adımları tek adım yapın, ve helikopter çarpışması ekleyin, ve üç kafalı piramitle bitirin | Open Subtitles | غيّرْ الليّةَ الكاملةَ إلى الضِعف، أضفْ رميةَ المروحيةَ، وننهى بالهرمِ الثلاثى العالى. |
Bir göz nakli sadece kornea naklidir, tüm gözün değil. | Open Subtitles | زرع عينِ فقط القرنية؛ هي لَيستْ العينَ الكاملةَ. |
Bazı insanlar tüm hayatımın tehlike içinde geçtiğini düşünüyor. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَعتقدونَ آي يَصْرفُ حياتَي الكاملةَ فى وضع معزول وبدون دعم. |