Çıkarmaya kalkışırsan kapsül kırılacak... ve zehir serbest kalıp ölümüne yol açacak. | Open Subtitles | إذا حاولت إزالتها ، فإن الكبسولة سوف تنكسر تنشر السم و تقتلك |
Bana mı öyle geliyor yoksa bu kapsül inanılmaz derecede tanıdık mı? | Open Subtitles | هل هو رأي وحدي، أم تلك الكبسولة تبدو مألوفة بشكل لا يصدق؟ |
Garcia'nın da dediği gibi zaman kapsülü olayı bütün haberlerde. | Open Subtitles | أعني,كما قالت غارسيا قضية الكبسولة الزمنية هذه كانت في الأخبار |
kapsülü buraya koymalıyız... tozu da buraya. | Open Subtitles | .. الكبسولة يجب أن تدخل هنا و البودرة هنا |
Herkesden öneriler alacağız ve genel olarak hemfikir olduğumuz bir şeyi kapsüle koyacağız. | Open Subtitles | سنستمع إلى الآراء من الجميع وكل شيء نوافق عليه سنضعه في الكبسولة الزمنية |
Bir kapsülde 30.000 birim var. | Open Subtitles | في الكبسولة الواحدة يوجد هناك 30.000منهم |
Ordudayken atlama eğitimi almıştım ve bu uçak hâlihazırda Kapsülün peşinde. | Open Subtitles | حضيت بتدريب القفز في الفيلق وهذه الطائرة بالفعل وراء أثر الكبسولة |
Dün tören sırasında zaman kapsülünü yerin altından çıkaran iki hademenin isimlerini öğrenmek için aramıştım. | Open Subtitles | أنا أتصل لأعرف اسماء البوابين اللذان سحبا الكبسولة من الأرض بالأمس , في الإحتفالية |
Bir ucu kırmızı bir ucu sarı bir kapsül beyaz bir kapsülden daha iyi. | TED | كبسولة ملوّنه, صفراء من الطرف الأول وحمراء من الطرف الآخر أفضل من الكبسولة البيضاء. |
Önce kapsül başlığını indiriyorum sonra kapsülü sıkıştırıyorum. | Open Subtitles | في البداية أنزل غطاء الكبسولة هكذا ثم أطلق الشعاع على الكبسولة هكذا |
Tur tamamlanınca, kapsül tekrar atmosfere girecek. | Open Subtitles | وحين تكتمل الدورة ستعيدك الكبسولة الى داخل الاجواء |
- Ben üçüncü kapsülü tercih ediyorum! Nedir üçüncü kapsül? | Open Subtitles | أريد الكبسولة الثالثة، إذاً ما هي الكبسولة الثالثة؟ |
Bir dokunuşla, kapsül biyolojik olarak kendini sahibine uyarlar. | Open Subtitles | لمسة واحدة و تقوم الكبسولة بضبط نفسها حيويا مع مالكها |
Asit kapsülü eritmeden önce, kızınızın 30 dakikası var. | Open Subtitles | أمام ابنتك 30 دقيقة قبل أن تذيب الأحماض الكبسولة |
Yaşam belirtileri ekranda görünüyor, ama kapsülü kaybettik. | Open Subtitles | لا زلت أتلقى مؤشرات على وجود حياة لكننا فقدنا الكبسولة |
. Kırmızı kapsülü alırsan bir Harikalar Dünyasında kalırsın | Open Subtitles | أو تتناول الكبسولة الحمراء، وتبقى في بلد العجائب |
Paketler kapsüle kondu ve mühürlendi ertesi sabah dışarıya çıkarılıp gömüldü. | Open Subtitles | أدخلنا الأكياس و أغلقت الكبسولة الصباح التالي أخذناها للخارج و دفناها |
Analiz ettiğim kapsülde buna dair hiçbirşey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء حول ذلك في تلك الكبسولة التي تم تحليلها |
Kapsülün içinde olan şey tam olarak olması gerekendi. | Open Subtitles | ما حدث داخل الكبسولة بالضبط كما كان مُتوقع أن يحدث |
Dün seremonide zaman kapsülünü yer altından çıkartan iki kapıcının isimlerini arıyorum. | Open Subtitles | أنا أتصل لأعرف اسماء البوابين اللذان سحبا الكبسولة من الأرض بالأمس , في الإحتفالية |
Siktir! Bizi orada lanet olası bir zaman kapsülüne sokmuşlar! | Open Subtitles | لقد تناولنا الكبسولة في الوقت الغير مناسب |
Bir zaman kapsülünün içinde, bir müdürün kendi okulunu kapattırmak isteyebileceği kadar değerli ne olabilir ki? | Open Subtitles | مالشيء المهم في الكبسولة لدرجة أنَّ مديراً ما قد يغلق مدرسته لأجلها؟ |
O pod tek bir amaç için tasarlandı, General. | Open Subtitles | الكبسولة معدة لغرض معين أيها الجنرال |