"الكبير في" - Translation from Arabic to Turkish

    • en büyük
        
    • büyük bir
        
    • devasa
        
    • deki büyük
        
    • taki büyük
        
    Hayır, bu değil. Kutudaki en büyük olanı. O hazır. Open Subtitles ليس هذا، بل الواحد الكبير في الحقيبة الذي في خلف
    Hoşuna gitsin ya da gitmesin bu evin en büyük erkeği benim ve bana saygı göstereceksin! Open Subtitles شئتي أم أبيتي فأنا الرجل الكبير في هذا البيت و ستحترميني
    Yaklaşık olarak 1919 yılında Selanik'te büyük bir nehrin ağzı. Open Subtitles المشهد الأول. منبع النهر الكبير في خليج سالونيك، حوالي 1919.
    Okyanusta büyük bir balon görüyor. Elleri olmadığı icin küçük bir ısırık atıyor ve bot sönüp gidiyor. TED انها ترى ذلك البالون الكبير في المحيط .. وهو لا يملك الايدي فتحاول قضمه .. فينفجر .. فتعود ادارجها
    Ortamdaki iki yüzlü devasa file rağmen kendimi seni uyarmak zorundaymışım gibi hissediyorum dehşete düştüm. Open Subtitles على الرغم من النفاق الأخلاقي الكبير في هذه الغرفة أشعر بإن عليَّ القلق و الفزع
    Çocuklar, ne yaptıysam o hafta sonu Atlantic City'deki büyük olayı hatırlayamadım. Open Subtitles أطفال ، بحق حياتي لايمكني تذكر ماذا كان الشيء الكبير في أطلانتيك سيتي هذا الاسبوع
    Başardığındaysa, Uluyan Kurt'taki büyük gösteri için eve geldi. Open Subtitles وعندما عادت لموطنها قدمت عرضها الكبير في هولين ولف
    Hoşuna gitsin ya da gitmesin bu evin en büyük erkeği benim ve bana saygı göstereceksin! Open Subtitles شئتي أم أبيتي فأنا الرجل الكبير في هذا البيت و ستحترميني
    Kurbanımız şehirdeki en büyük gayrimenkul holdinglerden birine sahip. Open Subtitles وكان لدينا مركز فيينا الدولي الكبير في القطاع العقاري، الحيازات الكبرى في جميع أنحاء المدينة.
    Tugaylar bu akademinin en büyük olayı. Open Subtitles و سنبداً بالحدث الكبير في هذه الأكاديمية بالنسبة لكم جميعاً أتعرفون السبب ؟
    en büyük arzumuz, içinde barışın olduğu yeni ufuklar... Open Subtitles أملنا كان دائماً هو السلام الكبير في الأفق
    Güzel. Hayatımın en büyük aşkıdır. Hapiste düşündüğüm tek şey oydu. Open Subtitles هي الحب الكبير في حياتي وأفكر فيها دوماً في السجن
    Artistik patinaj dünyasında şu anki en büyük soru şu: Open Subtitles حسنا، السؤال الكبير في عالم الرقص على الجليد الآن
    Akraba da olsalar, cinsel bir ilişkileri de olsa bu herhangi bir bağdan daha fazlası olmalı yöntemlerinde çok büyük bir farklılık yok. Open Subtitles حسنا,ان كانوا أقارب او يمارسون الجنس فسيكون هناك أكثر من رابط و قد لا يكون هناك ذلك التباين الكبير في اسلوبهما
    Çukura büyük bir peynir tekeri atarlardı ve ve köyün bütün kızları kapmaya çalışırdık. Open Subtitles قطعة كبيرة من الجبن الكبير في حوض ويدعون جميع فتيات القرية يهجمون عليها.
    Böyle bir anda bu kadar büyük bir inşaat tasarısı çıkaramazsınız! Open Subtitles لا يمكنك أن تبني هذا المشروع الكبير ! في هذه اللحظة
    Hem tüfeği hem de benim devasa sikimi aynı anda tutamam Frank. Open Subtitles - لا أستطيع حمل السلاح و عضوي الكبير في نفس الوقت فرانك
    Suudiler tarafından dayatılan, petrol fiyatındaki devasa yükselme Open Subtitles الارتفاع الكبير في أسعار النفط بسبب السعودية
    Simetri ayrıca bize Cern'deki büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda neler döndüğünü açıklamamıza yardımcı olabilir. TED يساعدنا التماثل أيضا على تفسير ما يحدث ب " مصادم الهادرون الكبير" في لابوراتوار "سيرن"
    Silent Hill'deki büyük yangın gecesi. Open Subtitles ليلة الحريق الكبير في سايلنت هل
    Başardığındaysa, Uluyan Kurt'taki büyük gösteri için eve geldi. Open Subtitles وعندما عادت لموطنها قدمت عرضها الكبير في هولين ولف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more