| Bu evrak işlerini bitirmek için benimle bir saat önce kafede buluşacaktı. | Open Subtitles | هو إفترضَ لمُقَابَلَتي لإنْهاء هذه العمل الكتابي. |
| Görünüşte aptallar, ama evrak işlerinde çok iyiler. | Open Subtitles | رغم أنهم يبدون أغبياء لكنهم .في الحقيقة جيّدون في العمل الكتابي |
| Sen eve git, ben de evrak işlerini halledeyim. | Open Subtitles | تَعُودُ إلى البيت، أنا سَأَرْسمُ العمل الكتابي. |
| Her koşulda, öteki müvekkiller gibi faturaları vermek için yazılı izninize ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | على أي حال أحتاج إذنكم الكتابي حتى يمكن أن أظهر فواتيركم كباقى العملاء |
| Ondan sonra sadece yazılı ibrazları kabul edeceğiz. | Open Subtitles | لكل واحد من موكلينا بعد هذا سنقبل التسليم الكتابي فقط |
| Doldurmanız gereken birkaç kağıt var. | Open Subtitles | فقط عِنْدي بَعْض العمل الكتابي لكي تمليء |
| Kullanılmış C5'in evrakları lazım. | Open Subtitles | غلوريا: أَحتاجُ العمل الكتابي على قَبْلَ سي 5. |
| Beni yollarlarken de, beni her şeyden aklayan evraklar imzalattılar. | Open Subtitles | ، وهم تَركوني أَذْهبُ مَع العمل الكتابي الصحيحة، يُبرّئُني منه كُلّ شيء. |
| sana biraz evrak işi yığdıysam çok üzgünüm, ama şu an senden hiç bir zırva duymak istemiyorum. | Open Subtitles | لذا أن آسف جداً سببت لكِ الكثير من العمل الكتابي لكني لست بحاجة للتفاهات منكِ الآن |
| Bir ton evrak işiyle de birlikte, ki sen nefret edersin. | Open Subtitles | وبالتالي سيكون لدينا طناً من العمل الكتابي الذي أنا أعلم أنك تكرهه. |
| Bu davadaki evrak işi biraz fazla. Bilirsin sanırım karıştırmışım. Her neyse onu bulacağım. | Open Subtitles | إنه فقط ما يتعلق بالعمل الكتابي في القضية، كما تعلمين، الأشياء تصبح مختلطة، لكنني سأجدها. |
| Şef, ben... Burada biraz evrak işim var. | Open Subtitles | الرئيس، كنت أقوم ببعض اعمل الكتابي لها. |
| evrak işleri hâlâ yapılıyordu ama duvardaki yazıyı görmüştü. | Open Subtitles | كان العمل الكتابي لا يزال بإنتظار اللمسات الأخيرة ، لكنه رأى الكتابة على الجدار . |
| Carter evinin satılmasıyla ilgili halletmem gereken bir sürü evrak var. | Open Subtitles | لدي كل العمل الكتابي لبيع منزل كارتر |
| - evrak işini görebiliyorum. | Open Subtitles | - أنا يمكن أن أرى العمل الكتابي. |
| Yardım etmeye çalışıyorum ama bak site yazılı sınavı geçmen gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنّي أحاول لكن انظر، يقول الموقع أن عليك اجتياز الإمتحان الكتابي |
| yazılı testi geçebilmek için üç defa sınava girdim. | Open Subtitles | احتجت ثلاث مرات لإنجح في الاختبار الكتابي |
| yazılı sınav olsaydı olabilirdi. Sözlü sınavı hiç bir koşulda ertelemiyorlar. | Open Subtitles | إن كان الكتابي ربما ولكن لن يعيدوا الشفهي |
| Sadece eve git.kağıt işlerini hallet... yapacak çok şeyimiz var Mike. | Open Subtitles | فقط إذهب إلى البيت، إعمل العمل الكتابي ثم إتصل بي عندنا الكثير من العمل لاحقا |
| kağıt işlemlerini hemen yapacağız. | Open Subtitles | نحن سَنَحْصلُ عليك بَدأتَ على كَ العمل الكتابي. |
| çünkü eğer kabul etmez isen, ooo, evlat... bana, bir sürü kağıt işi... ve sana da karanlık küçük bir oda düşecek. | Open Subtitles | يا رجل، سيكون هناك الكثير من العمل الكتابي لي وستكون لك غرفة مظلمة |
| Sabah, evrakları hazırlamaları için, avukatlarımızla görüşürüz. | Open Subtitles | الغرامة. نحن سَيكونُ عِنْدَنا محاموننا يَرْسمونَ العمل الكتابي في الصباحِ. |
| Doldurduğumuz evraklar ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | ان العمل الكتابي الذي حفظناه ذهب |