Elimizde çok fazla bilgi var; bunu nasıl düzenleyeceğimizi bilmiyoruz. | TED | لدينا الكثير من المعلومات, نحن لا نعرف كيف نبدأ بترتيبها. |
çok fazla bilgi var, başa çıkılacak çok fazla şey var. | TED | هناك الكثير من المعلومات الكثير من الاشياء للتعامل معها |
Sorun değil, özümsemen gereken çok fazla bilgi var. | Open Subtitles | لابأس هناك الكثير من المعلومات كى تتقبلها |
İlgileneceğini düşündüğüm bir sürü bilgi. Ne? | Open Subtitles | الكثير من المعلومات التي اعتقد انكَ ستكون مُهتماً بها. |
Bunun gibi çok basit bir form aslında insan gözüyle anlaşılamayan pek çok bilgi içermektedir. | TED | نموذج بسيط جداً كهذا يتضمن في الواقع الكثير من المعلومات التي قد لا تكون مرئية للعين البشرية. |
Sizin hakkınızda o kadar çok bilgi var ki ve o kadar önemli bir şey ki insanların bu kadar zor sorular sorması mantıklı hale geliyor. | TED | وهناك الكثير من المعلومات عنك، وهذا أمر مهم جدا، وهذا يجعل الأسئلة الصعبة التي يطرحها الناس تبدو منطقية. |
Tamam, çok fazla bilgi düzeyine eriştik sanırım. | Open Subtitles | حسنا, أعتقد أننا وصلنا للتو, اه, الكثير من المعلومات المرحلة. |
Aman Tanrım, o diskte çok fazla bilgi var. | Open Subtitles | يا إلهي، لدي الكثير من المعلومات في ذلك القرص |
O veri tabanında çok fazla bilgi var. | Open Subtitles | هناك الكثير من المعلومات , في تلك قواعد البيانات |
Bir karar vermek için çok fazla bilgi. | Open Subtitles | هناك فقط الكثير من المعلومات و أنت تحتاجين إلى اتخاذ قرار |
Bazen çok fazla bilgi oluyor. | TED | أحيانا، هناك الكثير من المعلومات. |
Biliyorum, yani tuhaftı. Gönderide sadece "20 hafta" yazıyordu. Yani çok fazla bilgi içerdiği söylenemez. | TED | غايل: أعلم، لأن الأمر كان غريباً، سيرينا، لأنه قال 20 أسبوع فقط، لذا لم يبدو أنّه هنالك الكثير من المعلومات حول هذا الموضوع. |
Parça parça olmalarına rağmen, "W" açık bir şekilde "W" idi, "N" de aynı şekilde "N" idi. ve onun içinde çok fazla bilgi yoktu. | TED | فالحرف " W " هو فعلاً " W " و " N " هو فعلاً " N " حتى لو كانت الكلمات مجزأة ولم يكن هناك الكثير من المعلومات |
Buradan çıkardığımız sonuç, krizle ilgili çöp bilgi sorunu var. Elimizde bir şey yapabilmek için çok fazla bilgi var. | TED | أذن ما نتوصل اليه هو أن هناك إهدار لكثير من معلومات الأزمة لأن هناك الكثير من المعلومات المتاحة لنا لنفعل بها أي شئ في الوقت الراهن |
- Bu içerden çok fazla bilgi demek. | Open Subtitles | وهذا هو الكثير من المعلومات الداخلية. |
- çok fazla bilgi. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | هناك الكثير من المعلومات حقا ؟ |
Hastanede bir sürü bilgi verecekler size. | Open Subtitles | فى المستشفى الكثير من المعلومات سوف تأتى إليك |
Elimde bir sürü bilgi var, ...ve bir bayana nasıl davranılması gerektiğini iyi bilirim. | Open Subtitles | لدي الكثير من المعلومات وأعرف كيف أحسن التعامل مع السيدات |
Her şeyden önemlisi gözden geçirmemiz gereken bir sürü bilgi var. | Open Subtitles | وفوق كلّ ذلك، لدينا الكثير من المعلومات بحاجة للتدقيق |
Asla bilemezsiniz. İnternetten pek çok bilgi bulunabilir. | Open Subtitles | لا يمكن ان نعلم , هناك الكثير من المعلومات على الانترنت |
Bu yüzden sana bu kadar çok bilgi verdim, pazarlık yapabileceğim bir şey. | Open Subtitles | لهذا السبب اعطيتك الكثير من المعلومات شيئا ما لتساوم به |