Kripton mirasını bir tek insan için feda ettiğini düşünüyorum da. | Open Subtitles | أن تعتقد أنك سوف تضحي بإرثك الكريبتوني من أجل بشري شاذ |
Antarktika, Kripton'un kristal teknolojisini kaktüslerden daha iyi kamufle ediyor. | Open Subtitles | تموه تقنية الكريستال الكريبتوني للقطب المتجمد الجنوبي أفضل بكثير مما الصبار |
Gerçek Kriptonlu olma yolunda sana yardım etmek için. | Open Subtitles | ولمساعدتك، بالسير على طريق الكريبتوني الحقيقي |
Ama hâlâ Dünya'da olduğuna göre, bir Kriptonlu bırakmış olmalı. | Open Subtitles | لكن إذا ما زالت هذه على الأرض كذلك الكريبتوني الذي تركها |
Evet, Krypton kurtarıcı gövde zırhımı tamamlayana kadar bıçaklamadan düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | أجل، إلى أن أنتهي من درع الجسد الكريبتوني فقط فكري بحدة أقل |
Ailem siyah kryptoniti beni Kryptonlu tarafımdan ayırmak için kullanmıştı. | Open Subtitles | استعمل أبواي الكريبتونايت السوداء لفصل جزئي الكريبتوني. |
İhtiyacım olan her şeyi aldığımda diğer Kryptonluyu ve dünyanın geri kalanını yok edebilirsin. | Open Subtitles | ما إن أحصل على كل شيء أحتاجه، ستقضي على الكريبتوني الآخر، ثم بقية الكوكب. |
Kripton ırkını sürdürebilecek olanlar sadece bizleriz. | Open Subtitles | نحن الوحيدين فقط يمكننا الحفاظ على العرق الكريبتوني |
Daily Planet'ta şu her şeyi durduran Kripton virüsü hakkında bir şeyler öğrenebilecek miyim bir araştırayım. | Open Subtitles | سأذهب إلى صحيفتي و سأرى إن كنت سأعرف إي شيء عن هذا الفيروس الكريبتوني الذي أصاب الجميع |
Antarktika, Kripton'un kristal teknolojisini kaktüslerden daha iyi kamufle ediyor. | Open Subtitles | تموه تقنية الكريستال الكريبتوني للقطب المتجمد الجنوبي أفضل بكثير مما الصبار |
Dediğine göre onu görmeye gitmişsin ve zaten elinde olan şu Kripton cihazını tamamen unutmuşsun. | Open Subtitles | تقول أنك ذهبت لرؤيتها ونسيت بالكامل ذلك الدرع الكريبتوني الذي لديك |
Polis, seri bir katil olduğunu düşünüyor ama bana kalırsa daha önce bahsettiğin şu Kriptonlu bilgisayarın izini bulmuş olabiliriz. | Open Subtitles | الشرطة تعتقد أنه كان قاتلا تسلسلياً لكني أعتقد أننا لربما وجدنا الحاسوب الكريبتوني الذي ذكرته |
Diğer Kriptonlu'yu ve dünyanın geri kalanını yok edeceksin. | Open Subtitles | ستقضي على الكريبتوني الآخر ثم على بقية الكوكب. |
Neden Kriptonlu kardeşim bunu elimden almak istiyor? | Open Subtitles | لا لا يدعني أخي الكريبتوني الحصول على ذلك؟ |
Ne zaman unuttuğum birini hatırlamaya çalışsam kafamın içinde anlayamadığım Krypton sembolleri belirmeye başlıyor. | Open Subtitles | كل مرة أحاول التفكير فيها بشخص نسيته، يظهر لي حشد كبير من هذا الرمز الكريبتوني الذي لا أفهمه. |
Krypton yanını benimsediğini görmek güzel. | Open Subtitles | من الجيد أنك أضحيت تحتضن جانبك الكريبتوني |
İnsan tarafımı kullanıp kararlar vermeye çalıştım ama bazen Krypton tarafın baskın geliyor. | Open Subtitles | أحاول اتخاذ القرارات مستعملاً ...جانبي الانساني لكن أحياناً جانبي الكريبتوني... من يتولى الأمر |
Süper güçlü Kryptonlu arkadaşım gibi seninde özel yeteneklerin var. | Open Subtitles | ومثل رفيقيي الكريبتوني القوي، أنت تميلين للدراما. |
Kryptonlu hislerin güçlü olabilir ama buradaki düşman ben değilim. | Open Subtitles | لا بدّ أن حدسك الكريبتوني لا يعمل جيّداً لأنّي لست عدوّة لك. |
Pekâlâ Kryptonlu. Sana ayak uyduracağım. | Open Subtitles | حسنُ أيها الكريبتوني سأضحك معك قليلاً، |
Belki birlikte çalışırsak şu Kryptonluyu beraber bulabiliriz. | Open Subtitles | ربما إن عملنا معاً... يمكنني أن أساعدك على إيجاد هذا... الكريبتوني. |
Kryptonite renkleri arasında gerçekten altın da varmış. | Open Subtitles | حسنٌ، المفاجأة التي تقبع عندنهايةقوسقزح الكريبتوني.. |