"الكفن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kefen
        
    • kefeni
        
    • tabutun
        
    • Cenaze
        
    • tabuta
        
    • Tabutu
        
    • Kefenin
        
    • Tabut
        
    • tabuttan
        
    • kefene
        
    Kefen iblis tarafından delirtilen baş rahip tarafından örüldü. Open Subtitles الكفن تم نسجه بواسطة الكاهن الأكبر تحت رعاية الشيطان
    Angel'ın kefeni öğrenmesi gerek. Kefen herkesin farklı davranmasını sağlıyor. Open Subtitles يجب أن يعرف شيئاً بخصوص الكفن إنه يجعل الكل يتصرف بشكل مختلف
    tabutun kapağını açarlar, tabi şimdi bunu için çok geç, kız gerçekten de ölmüştür. Open Subtitles رفعوا غطاء الكفن ولكنهم كانوا متأخرين هذه المرة
    Azıcık elden geçirdik mi eski Cenaze arabasını kullanabiliriz. Open Subtitles يُمكننـا إستخدام الكفن القديم إذا أجرينـا عليه بعض الإصلاحـات
    Seni bir tabuta koyup yanına da yılan koysam orada kalabir miydin? Open Subtitles سوف أضعك في كفن ثم أضع أفعى في الكفن ماذا ستفعل ؟
    Ve Hristiyan geleneği olarak Tabutu açıp minik naaşına son bir kez bakacağız. Open Subtitles وفي التقاليد المسيحية، نحن سنفتح الكفن لنلقي نظرة أخيرة على جثته الصغيرة
    İşte bu, Kefenin olduğu kilisenin mimarisi. Open Subtitles هذا مخطط الكنيسة المعماري حيث يوجد الكفن. هذا هو المدخل وهذه القاعة الرئيسية.
    Eğer bana bir yılan armağan etmiş olsaydı, şu an Kefen giyiyor olurdum. Open Subtitles لو كان قد أهداني أفعى سامة لكنت الآن موجودة في الكفن
    Ama Kefen burada. Kefen, her 6 ayda bir restorasyon için başka bir bölmeye götürülüyor. Open Subtitles كل ستة أشهر ينقل الكفن لهذا الموقع من أجل الترميم.
    Gerçek Kefen havaalanında bir dolap içinde ve anahtarı bende. Open Subtitles الكفن الحقيقي في الخزانة المطار والمفتاح معي.
    "Ölümcül Kefen"in gizemini çözemeyeceğine dair 10 sterline bahse girerim. Open Subtitles أراهنك بعشرة جنيهات أنك لن تقوم بحل "الكفن المميت" هل تقبل ؟
    kefeni buradan çalmak yerine buradan çalalım. Open Subtitles بدلا من سرقة الكفن من هنا, ينبغي لنا أن نسرقه من هنا. ولكن الكفن هنا.
    Havaalanına gidip kefeni alacağız, orada buluşuruz. Open Subtitles سوف نحصل على الكفن من المطار ونقابلك هناك.
    Forli'nin orospusunu Marino'dan kovup kefeni buraya getireceksin ki onun güvenilirliğine kendimiz kefil olabilelim. Open Subtitles سوف تطرد العاهره من فورلي من مارينو, واجلب الكفن إلى هنا, حتى يتسنى لنا أن نشهد بأنفسنا على أصالته.
    Ama cam tabutun üstü kapatıldığında, dans biter. Open Subtitles ولكن ما إن يغلق الغطاء ذلك الكفن الزجاجيّ الجميل، ينتهي الرقص
    Bir saat sonra babam bu tabutun içinde olmazsa, yerine sen geçersin. Open Subtitles إن لم يكن ابي في الكفن خلال ساعة سوف تأخذ مكانه؟
    Cenaze töreni son adımdır. Bu törende Cenaze temizlenir. Open Subtitles إن الكفن الجنائزي الخطوة النهائية في طقوس التقنية الذاتي
    Nemin sülükleri tabuta, kitabın sayfalarına, ve cildine çekmiş olması ihtimali var. Open Subtitles هناك احتمال أن البخار تسرب من الكفن, لتغليف الكتاب وصفحاته,
    Vücudu inceleyen bir doktora ...boş Tabutu götürecek bir şoföre, ...ve muhtemelen ilaçları dolduracak Open Subtitles ستحتاج الطبيب، الذي سيفحص الجثة السائق الذي سيوصل الكفن الخالي ومحتمل ستحتاج أيضًا
    Beni endişelendiren Kefenin etkisi değil. Open Subtitles أنا لست قلِق بشأن تأثير الكفن...
    çok önemsediğini biliyorum bir Tabut örtüsü bile istemedi Open Subtitles شعرت بأنها إهتمت لأمري لم تختارني لحمل الكفن
    Azami bir çaba gerektirdi beni nihayet o ucuz küçük tabuttan çıkarmak! Open Subtitles لقد تطلب أقصى الجهد عندها تمكنت من الخروج من ذلك الكفن
    Seni beyaz gelinlikle göremedim. Dilerim ki bir kefene dönüşür! Open Subtitles ودعتك وأنت بملابس العروس كان يجب أن تعودى فى الكفن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more