"اللحظة التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • an
        
    • anda
        
    • andan
        
    • anı
        
    • tam
        
    • ana
        
    • andı
        
    • dakika
        
    • vakit
        
    Sonra bu düğmeleri buldum ve düğmeleri kazağın üstünde gördüğüm an ona bayıldım. TED ثم رأيت هذه الأزرار، وفي اللحظة التي كانت فيها الأزرار على السترة، أحببتها
    Bu benim belki de tüm bu uğraştan pişman olduğum an. TED هذه هي اللحظة التي تراني فيها نادمًا ربما عن المحاولة برمتها.
    Ve 21. yüzyılda yaşayan Amerikalı bir sanat tarihçisi olarak bana göre, resmin bana seslendiği an işte oydu. TED و بالنسبة إلي، كمؤرخة للفن الأمريكي من القرن الحادي عشر، كانت هذه هي اللحظة التي تحدثت فيها اللوحة إليّ.
    Ve bir yerden çıkarken o anda, geriye dönüp çoğunlukla ceplerinizi yokluyorsunuz. TED وهي اللحظة التي تخرج فيها من مكان ما وتستدير وتربت جيوب البنطال.
    Fakat yeni bir fikir ortaya koyduğunuz anda her yeni fikre iki kelimeyle başlayan garip bir yanıt verme modası var. TED ولكن في اللحظة التي تقدمون فيها فكرة جديدة، هناك ذلك الميل الغريب العجيب للرد على كل فكرة جديدة. بدءًا بكلمتين اثنتين.
    Yukarı çıkışa karar verdiğim o andan itibaren, sarsıcı bir şeyleri algılarım. TED أثناء الصعود، تحدث صدمة كبيرة، بدءاً من اللحظة التي أقرر فيها الصعود
    Onların öldüğü anı görebilmem için yeterli bir süre.... ...bir perde kenara çekiliyor. Open Subtitles إنها تبدو مثل ستارة إنفتحت كفاية لي لكي أرى اللحظة التي يموتون فيها
    Bu an aynı zamanda kendini bundan resmen ayırdığı an. TED ولكن تلك هي اللحظة التي تنتزع نفسها جراحيا من ذلك.
    Hani insanların umutlarının söndüğü o an var ya, o anla besleniyorum. Open Subtitles أتعرف تلك اللحظة التي يموت بها آمل الناس؟ أتغذى على تلك اللحظات
    Sana vurmaya başladığım an, gerçeğe olan ilgim yok olmuştu. Open Subtitles لقد فقدت اهتمامي بالحقيقة عند اللحظة التي بدأت أهزمك بها
    Öğrendiği an onun için ateşli bir anne konumuna girdin. Open Subtitles بالنسبة إليه، أنت أم جذابة منذ اللحظة التي علم بذلك
    Denizde balık tutarken, balığın oltaya geldiğini hissettiğiniz an mesela. Open Subtitles اللحظة التي تحس أنك تصطاد في بحر عميق واقتربت من
    Bak, Warblerların itibarı, kazanmak için hile yapmaya karar verdikleri an bitmişti. Open Subtitles أنظر، سمعة الواربلرز قد دمرت مند اللحظة التي قرروا فيها الغش للفوز.
    Bunu bütün sevgimle söylüyorum ama hepimizin beklediği an en nihayet geldi. Open Subtitles أقول هذا مع خالص حبي، لكن اللحظة التي توقعناها جميعاً قد أتت.
    On Emiri hatırlamaya çalışmayı düşündükleri anda, insanlar hile yapmayı bıraktı. TED اللحظة التي فكر الناس بمحاولة تذكر الوصايا العشر، توقفوا عن الغش.
    Fakat tahmin edin ne oldu. Kahvesiz Roma seçeneğini eklediğiniz anda TED لكن خمنوا ماذا حدث. في اللحظة التي تضيفون روما بدون قهوة،
    tam o anda ise... tek başına doyuma ulaşmayı istersin. Open Subtitles في اللحظة التي يريد الرجل أن يخرج من هناك، وحده
    Neredeler? Bu kitabı okumaya başladığın andan beri bununla bir şeyler yapabileceğimi biliyordun. Open Subtitles مِن اللحظة التي بدأت بقراءة هذا الكتاب تعرف بأنه يمكنني عمل شيء به
    Mısırlılar'ın içten gelerek ibadet ettiği o anı artık tüm ince ayrıntılarıyla anlıyoruz. Open Subtitles هذه اللحظة التي كانت تمثل عبادة مصرية بالغريزة الآن، نحن نعلم تفاصيل مذهلة
    İlişkiyi kendi avantajına kullanman gerekeceği ana kadar onları canlı tutarsın. Open Subtitles وبتقين عليهم حتى اللحظة التي تريدين التلاعب فيها بالعلاقة في صالحك
    Ama şimdi anlıyorum ki Benimle ilgili bir şeylerin farklı olduğunu anladığım an uyumlu olup gizlenmeye başladığım andı. TED ولكنني أدرك الآن أن اللحظة التي أدركت فيها أن شيئًا ما مختلف بشأني كانت نفس اللحظة التي بدأت بموافقتها وتخبئتها.
    Savaşını kaybettin, Başkan. O tepeden indiğin dakika hem de. Open Subtitles وأنت خسرت معركتك أيها الرائد منذ تلك اللحظة التي نزلت فيها من ذلك التل
    Duyduğum vakit kızımın görüşü sonunda kendini hayal kırıklığına uğrattı Open Subtitles في اللحظة التي علمت بأن إبنتي لن تتمكن من الرؤية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more