| Kruvaze ceketler, tek düğmeliler ve çok güzel günlük giysiler çıkarabilirim. | Open Subtitles | يمكننى عمل أزرار ثنائية أزرار أحادية و البدل اليومية اللطيفة أيضاُ |
| Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. | Open Subtitles | ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة. |
| Bir gün sende geceleri dışarıdan eve tek parça olarak dönecek misin diye... endişelenmeyecek tatlı bir kız bulursun. | Open Subtitles | يوماً ما ستقابل الفتاة اللطيفة التي لن تتذمر من الجلوس ليلاً في االانتظار لترى هل ستعود للبيت قطع واحدة |
| Sen bu tip hoş, sert, kalın kaşlı ve kelepçeli erkekleri beğenirsin. | Open Subtitles | تعجبك النوعية اللطيفة من الأشخاص قساة القلب ذوى الحواجب الكثيفة ويحملون الأغلال |
| Ah, Orada evlenmişti Pierre sevimli küçük hanımla. | TED | ♪ ♪ أوه، ♪ ♪ حيث هناك، قام بيير ♪ ♪ بالزواج من الآنسة اللطيفة. |
| Çünkü şirin olanları asla bu konuda özel olduklarını bilmezler. | Open Subtitles | لان البنت اللطيفة لا تريد ان تذهب الى عروض الهتاف. |
| Güçlü taraflarımı, zayıf yanlarımı ve gelişimim için nazik tavsiylerini, belirli olayların alıntılarını yazdı ve hayatıma bir ayna tuttu. | TED | كتب عن مكامن قوتي، نقاط ضعفي، وبعض النصائح اللطيفة للتطوير نقلاً عن حوادث معينة ، وحمل مرآة لحياتي |
| Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. | Open Subtitles | ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة. |
| Sadece bir kaç güzel kelime ve bir bardak çaydan daha fazlasının gerekeceğini düşünüyorum, hayatımın bir anlamı olduğunu anlamamı sağlamak için. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه يوجد الكثير لأتلقاه منكِ أكثر من مجرد بعض الكلمات اللطيفة وفنجان من الشاي لجعلي أصدق أن حياتي تعني شيئاً |
| Bu güzel bayanın eşyalarını geri vermek istemeyen var mı? | Open Subtitles | هل يرغب أحدكم سادتي أن يعيد للسيدة اللطيفة حاجياتها ؟ |
| Böyle güzel zamanlarda... ..en kötü zaman çizgisinde ne olurdu merak ediyorum? | Open Subtitles | في مثل هذه الأوقات اللطيفة أتسائل عما يحصل في خط الأحداث المظلم |
| Açıkçası tüm gün bu güzel etkinlik için hazırlanmakla meşguldüm. | Open Subtitles | بصراحة, كنت مشغولاً طوال اليوم في التحضير لهذه المناسبة اللطيفة |
| Tüm bu güzel şeylerle benimle vakit geçirmeyi istemeni takdir ediyorum. | Open Subtitles | أقدر أنك تريد قضاء الوقت معي وفعل كل تلك الأمور اللطيفة |
| Tavşan, böyle tatlı bir arkadaş edindiği için çok sevinmiş. | Open Subtitles | وأصبح الأرنب سعيدًا جدًّا بحصوله علي هذه الصديقة الجديدة اللطيفة |
| Bak, kim geldi Johnson. küçük, tatlı kardeşin. | Open Subtitles | انظر من هنا يا جونسون, أختك الصغيرة اللطيفة |
| O tatlı hemşirenin böyle cadı bir kızı olacağını kim düşünebilir ki? | Open Subtitles | من ذا الذي يُفكّر أنَّ تلك الممرضة اللطيفة لديها مثل تلك البنت المجنونة ؟ |
| Bu hoş bayanın eski sevgilisini dev bir solucana mı dönüştürdün? | Open Subtitles | هل حولتي الحبيب السابق لهذه السيدة اللطيفة إلي دودة عملاقة ؟ |
| hoş bir Amerikalı kız, onun buradan kaçış bileti olabilir. | Open Subtitles | الفتاة الأمريكية اللطيفة التي تستطيع أن تكون تأشيرته إلى هافانا؟ |
| Bu sevimli genç hanıma hayat hikayemi anlatabilirim. | Open Subtitles | خائف من ماذا؟ خائف أود أن أقول للسيدة الشابة اللطيفة قصة حياتك |
| Fakat küçük şirin kızın doğru şeyi yapmaya çalıştığına inandı. | Open Subtitles | لكن سيصدق قصتها بشأن الفتاة اللطيفة التي تقوم بالتصرف السليم |
| O nazik bayan Potter da orada olacak. Bana seni soruyordu. | Open Subtitles | و هذه السيدة اللطيفة مسز بوتر ستكون هناك , لقد سألتنى عنك |
| Ya da yalnız hissetmesin diye yaptığın küçük kibar jestler mi? | Open Subtitles | كل البادرات اللطيفة التي عرضتها عليها لكي تشعريها أنها أقل وحدة؟ |
| Birini tanıyorum! Maris'in sevgili Patrice Teyzesi Washington D.C'den ziyarete geldi. | Open Subtitles | انها عمة ماريس,العمة باتريس اللطيفة انها هنا في زيارة قادمة من العاصمة |
| küçük kız haklı Bar Mitzva olmadan asla adam olamayacağım. | Open Subtitles | الصغيرة اللطيفة على حق بدون هذا الحفل أنا مجرد صبي |
| Sanırım yeni havalı hayatında bunu bilecek kadar önemli değilim. | Open Subtitles | ولكن أظن أني لست مهمة بما يكفي في حياتك اللطيفة لأعرف. |
| Pekala, içimi gıdıklandırdın güzelim. | Open Subtitles | لا بأس, حسناً لقد أوقعتيني أيتها اللطيفة |
| Onlara göre Jüpiter kralları simgeleyip yumuşak bir karaktere sahip. | Open Subtitles | كوكب المشترى يمثّل الملوك والأقدار اللطيفة |
| Bize kullanılan silahı ver belki buradaki şirin bayan seninle bir anlaşma yapabilir. | Open Subtitles | إليك هذا، أعطنا المسدس المُستعمل، وربّما سأجعل هذه السّيدة اللطيفة تعقد صفقة معك. |
| şeker kızın nerede? Annesine gitti. | Open Subtitles | اين ابنتك الصغيرة اللطيفة لقد ذهبت إلى إلى أمّها |