| Uygun su düzeyinde tam dalış. kıç düzeyinde tam dalış. | Open Subtitles | غوص كامل على كل المستويات غوص كامل على مستويات المؤخرة |
| Bu çetenin üyesi olmak için bir yıl kıç öptüm ben. | Open Subtitles | 12,103 علي تقبيل المؤخرة لعام مثلا لاصبح جزءا من هذه العصابة |
| Hiç yıkamamıştım şu ana dek. Ayrıca taşaklarıma değil, göt deliğime sürüyorum. | Open Subtitles | لم اغسلها ابداً في حياتي وايضاً ليست لشعر العانة بل لشعر المؤخرة |
| Bu popo güzel bir kot pantolonu hak ediyor derim. | Open Subtitles | و أنا أقول أنّ هذهِ المؤخرة تستحق رداء جينس جيد. |
| Tamam, siz arkadasınız ama siz en iyi Arka dansçılarsınız. | Open Subtitles | حسناً أنتما سترقصان في المؤخرة لكنكما ها نحن خطوة معاً |
| - O kıçı kayak pantolonunda görmek isterdim. - Ne demek şimdi bu? | Open Subtitles | انا احب ان اضع تلك المؤخرة في بنطال تزلج ماذا يعني ذلك ؟ |
| - Tamam patron. Beyler yürüyün Segal, sen arkayı kolla. | Open Subtitles | أيها السادة، لنذهب، سيجال، تول أمر المؤخرة |
| Geçen gece suratında kıç olan bir tanesini bulmuşlar ama memeleri silikonmuş. | Open Subtitles | المؤخرة الوجه صاحبة الفتاة حيث بالامس ذلك اجروا طاهر صدرها كان لكن |
| Pekâlâ, hala ulaşmamız gereken ikiz kayalar ve düzgün kıç var. | Open Subtitles | أجل , يجب علينا أن نمر بالكرتان الكبيرتان وشىء مثل المؤخرة |
| Tamam, yani bok surat, penis kafa, veya kıç ağrısı gibi mi? | Open Subtitles | حسناً, إذاً وجه الغائط ورأس القضيب و ألم في المؤخرة في الخارج |
| göt doktoru, tatlı ayıcık. | Open Subtitles | طبيب المؤخرة بالنسبة لك، يا صاحب الخدود الممتلئة |
| Biri göt doktorudur, diğeriyse doktor olan bir göttür. | Open Subtitles | الأول يتعامل مع المؤخرة و الأخر مؤخرة وهو دكتور |
| Beni tam olarak neye ikna etmeye çalışıyorsun? Burada bir göt deliği kadar bile işe yaramadığına mı? | Open Subtitles | ما هو بالضبط الشئ الذي تريد أن تقنعني به بأنك عديم النفع كفتحة المؤخرة إذا كانت هنا |
| Uzun bir süre şu popo kalıbını giymesi gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن يرتدي جبيرة المؤخرة هذه لبعض الوقت |
| İnan bana, koca bir popo, osurmak, iğrenç bir şey. | Open Subtitles | صدقيني، المؤخرة السمينة إطلاق الغازات، أمر مقزز |
| Ben öne geçip çapa zincirini takayım, siz burada Arka tarafta kalıp ...ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız. | Open Subtitles | حسنا سوف اصعد اذن لزاوية السطح واعلق سلسلة المرساة يمكنك البقاء هنا في المؤخرة وعمل ماعليك عمله |
| Sonra burun kısmı battıkça , kıçı dikey olarak yine aldırdı ve sonunda koptular. | Open Subtitles | بينما القوس يغرق كان يسحب المؤخرة عامودياً وأخيرا ينفصل |
| Cama dayansınlar. Ben ön tarafı alırım, sen arkayı. | Open Subtitles | أريد أن يتم تشتيتهم , ستأخذ أنت المؤخرة و أنا المُقدمة |
| Hadi! Kaldır macunumsu, beyaz kıçını! | Open Subtitles | هيا يامعجون الأسنان، هيا حركي معجونك أيتها المؤخرة البيضاء |
| Orduda, koşar adım, kıçına bir tekme. | Open Subtitles | ولكن في الجيش تكون مكافأتك عبارة عن ركلة في المؤخرة |
| Bir iğneyle kalça kemiğine girip ilik örneği alacağım. | Open Subtitles | حسناً، سأغرز الإبرة في عظام المؤخرة و أنتزع بعض النخاع |
| Evet, ön daha iyidir derler ama ben arkada çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | أجل,هُم يقولون أن تجلس في المقدمة ولكن أنا حظيتَ بوقت عظيم في المؤخرة |
| Garber, durum raporu! Özel askeri tim üç tarafımızı çevirdi, hızla arkaya ilerliyorlar! | Open Subtitles | قوى الجيش الخاصة على الجوانب الثلاثة تغلق الممر بسرعة على المؤخرة |
| Üç bira. Git. Az konuşan bir adamdır, ama şu göte baksana bir. | Open Subtitles | ثلاث زجاجات بيرة , اذهب إنه رجل قليل الكلام ولكن تفحصي هذه المؤخرة |
| Oh, deliğini buldular, ve kıçından bir parça sahile vurdu. | Open Subtitles | ، وجدوا لها ثقب. و قطع من المؤخرة على الشاطئ. |
| Oh, Hayır. Bu götü boklu siktiğimin iskeletorunu çekin gözümün önünden. | Open Subtitles | خذ صاحب المؤخرة النتنة هذا بعيدا عن وجهى |
| Dedi ki "Oğlum, şu koca götlü sürtükle değil miydin?" | Open Subtitles | يا رجل لقد كنت مع تلك العاهرة صاحبة المؤخرة الكبيرة |