Böyle olunca Daasanach dili konuştuğum kadar keçi dili de öğrenmem gerekti. | TED | فكان الدرس آنذاك أن أتعلم كيفية التحدث مع الماعز كالتحدث الى الداسانك |
Ve biraz da keçi peyniri ve tavuk yağı getirin. | Open Subtitles | و بعضاً من جبن الماعز و بعضأ من زيت الدجاج |
Elbette biz orada köylü ve keçi çobanı gibi duruyorduk. | Open Subtitles | وكنا هناك ، نبدو كمجموعة من رعاة البقر وسارقي الماعز |
Benim okul saatlerinden sonraki veya tatil sırasındaki görevim bu keçileri beslemekti. | TED | وكان جزء من واجبي بعد ساعات الدوام المدرسي أو أثناء الإجازة إطعام هؤلاء الماعز. |
Ama keçiyi sokamadım. keçi imkansız. | Open Subtitles | لم أستطيع إدخال الماعز أعني إنه من المستحيل. |
Afganistan'da olsa, elleri kesilmiş halde sokakta keçiler tarafından sürüklenirdi. | Open Subtitles | في افغانستان كانت لتجر في الشوارع بواسطة الماعز ويديها مقطوعتين |
İçinde keçi sütü olan ve hayvanlar üzerinde denenmemiş organik şampuan! | Open Subtitles | إنه مستحضر من الشامبو العضوي مع أثر من زبد حليب الماعز |
Ağaçtan düşen palamutlarla ve keçi sütüyle kıt kanaat geçindiler. | Open Subtitles | لقد عاشوا على لبن الماعز والجوزات المُتساقطة من شجر البلوط |
On yıl öncesinin keçi cinayetleri hakkında sahip olduğunuz bütün bilgileri arıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن المعلومات التي لديك عن الماعز القاتل منذ 10 سنوات. |
Yazın oynadığımız keçi yavrularından büryan yaptıklarını görünce ne kadar çok ağladığımızı hatırlıyorum. | TED | أتذكر أننا بكينا بشدة حين تحول الماعز الذي لعبنا معه في الصيف إلى برياني. |
Bölgede başarılı keçi teslimatları yaptı ve ünlü bir keçi doktoru oldu. | TED | قامت بنجاح في توليد الماعز في المنطقة، وأصبحت طبيبة ماعز شهيرة. |
Bir kuruluş onlara keçi ve tavuk dağıttı. | TED | إحدى تلك المنظمات أعطتهم الماعز والدجاج الحي. |
Odasına bir yavru keçi ailesi koymaya karar verdiler. | TED | قرروا وضع مجموعة من صغار الماعز في مكتبه. |
Çalıştığım yerlerden ilki Yeni Zelanda Leigh'te keçi Adası adı verilen bir rezervdi. | TED | واحدة من الأماكن الأولى التي عملت كانت محمية تدعى جزيرة الماعز في مدينة ليه في نيوزيلندا. |
keçi çobanlarından elde ettikleri o parayla birkaç keçi daha alıp | TED | كنت أسعد بذلك .. حيث كنت استمع لقصص لرعاة الماعز كيف استخدموا تلك الاموال لشراء ازواج من الماعز |
keçi eti yalnızca onlardan birini öldürmeyi başardıklarında tüketilebiliyor, bunu da ancak patikadan onların izini sürerek sağlarlar. | Open Subtitles | لحم الماعز يُؤكل فقط عند موتها وذلك يحدث من وقت لآخر في هذه المنطقه |
keçileri de yerleştirdim. Böyleyken bile yanlış yapmıştım. | TED | قايضت جميع الماعز هناك، ووضعتها بالوسط. |
Yarın alacaksın, keçiyi dirilttiğini gördüğümde. | Open Subtitles | ستحصل عليه غداً عندما أراك تجعل . هذا الماعز ينهض من الموت |
Peki odada keçiler şakasında öngöremediğimiz şey neydi? | TED | ما المثير في وجود الماعز داخل المكتب والذي لم نتوقعه؟ |
keçinin dahil olduğu herhangi bir yiyeceğin üretim işlemini bile sevmem. | Open Subtitles | لا أحبّ إدخال الماعز في أيّ مرحلة من عمليّة صنع الأطعمة |
Hayvanlar ciddi biçimde yemiş ve kemikler kırılmış. Hepsi Keçilerin işi değil. | Open Subtitles | هناك كمّ كبير من الإفتراس، والكسور، لم تكن الماعز سبباً لها كلّها. |
Yeşil olan her şeyi yiyebilen Keçilere böyle bir fırsat verilmesi ilk başta biraz garip görünebilir. | Open Subtitles | وهذا قد يبدو مثيرا للدهشه الماعز نظرا لسمعة لأكل أي شيء اخضر |
Bence atlara baktı diye bu yaşlı keçiye eşit pay verilmesi çok fazla. | Open Subtitles | ولقد خصصت حصة لتلك الماعز الكبيرة من أجل مراقبة الخيول وهذه حصة كبيرة |
Pekala Coop. Kampın keçisi reviri pisletmiş, ilgilenmeni istiyorum. | Open Subtitles | حظيرة، استغرق الماعز مخيم القرف في المستوصف. |
...bir koyun bir keçiden ne kadar farklıysa aileye o kadar benzemiyordu. | Open Subtitles | لا تحمل شبها أكثر لآبائهم مثل شبه الخروف إلى الماعز |
Ve pek çok yerde ineklerden veya keçilerden daha değersizler. | TED | و فى أماكن كثيرة يعد ثمنهن أقل من الماعز ,أو البقر |
Neyse, oğlak gözü, çocuk gözüne de benzer. | TED | على أي حال، أعين الماعز تشبه أعين الطفل. |
Yok artık dediğimde, arkanda duran Goat benim için onları öldürdü. | Open Subtitles | عندما أقول إنهم في الخارج، أعني أن الماعز هنا سوف يقتلون من أجلي. |
Pis davar çobanlarınca kurtarılmak nasıl bir hismiş? | Open Subtitles | لذا، كيف هو شعورك بعد إنقاذ رعاة الماعز القذرين لك؟ |
Çünkü sol taraftaki başka bir küçük çocuğun keçisini seçmediğim için kızıp gittiğini görebilirsiniz. | TED | تبين لي بعدها انني اخترت الماعز الخطأ، انظر الى الجانب الايسر استشاط أحدهم غضباً لانني لم اختر ماعزه. |