prensip olarak Sharon'dan nefret ediyordun ama şimdi onun yerini alabilirsin. | Open Subtitles | لقد كرهتي شارون من حيث المبدأ قد تأتين الان لتحلين محلها |
Hatta hissetmiyorum bile lan. - Ama bu prensip meselesi, bebeğim. | Open Subtitles | في الحقيقة لا أشعر بأثر الضربة ولكني منزعج من ناحية المبدأ |
Bu prensip bize insan yaşamının yapısı üzerine de iç görü verebilir. | TED | قد ينير هذا المبدأ بصائرنا بشأن تركيبة الحياة البشرية. |
Uymanız gereken üçüncü ilke de öğrenme şeklinizde bir sistem yaratmak. | TED | المبدأ الثالث الذي عليك اتباعه أن تملك برنامجًا خاصًا بعملية التعلم. |
Konu sadece gizlilik değil, aynı zamanda prensipler. | Open Subtitles | انها ليست فقط حول الخصوصية، انها حول المبدأ. |
Eğer isterseniz, aynı prensibi havalimanlarındaki güvenlik şeridi için de uygulayabilirsiniz. | TED | يمكنك تطبيق نفس المبدأ في الواقع اذا اردت على ممرات الأمن في المطارات |
Eğer gerçekten bunları atlatmak istiyorsan, birkaç kural var; | Open Subtitles | اذاً , من حيث المبدأ و ان كنتِ جادة فان لديهم برنامج في اليوم الذي ستموتين به |
prensip şu ki değer verdiğiniz bir ilişki bir çatışmayla zarar görüyor, bunun için bir şeyler yapmalısınız. | TED | المبدأ هو أنه لديك علاقة قيمة تفسد بالصراع وبالتالي تحتاج للقيام بشيء حيال ذلك. |
Farklı tasarımlar, aynı prensip: Siz çerçeveyi sağlıyorsunuz ve ondan sonra aileler devralıyor. | TED | تصاميم مُختلفة لكن المبدأ هو ذاته: توفِّرُ أنت الإطار، وانطلاقًا من ذلك، تتولى الأُسرُ الباقي. |
Fakat bu prensip, hiç görmemiş olsak bile, sonsuz sayıda şeyi hayalimizde nasıl canlandırdığımızı açıklamaz. | TED | لكن هذا المبدأ لا يفسر الأشياء اللامتناهية العدد التي نستطيع أن نستحضرها في خيالنا دون رؤيتها حتى. |
Bir numaralı prensip: Bu şeyler için sorumluluk almak zorundayız. | TED | اذاً المبدأ رقم واحد علينا أن نتحمل مسؤولية ما نقوم به |
İki numaralı prensip: Bu çeşitliliğin farkına varmalı ve kutlamalıyız. | TED | المبدأ رقم اثنان: علينا أن نتقبل التنوع و أن نعترف به |
Dört numaralı prensip: Dünya'nın çeyreğini almalı ve sadece Darwin'in teorisini uygulamalıyız. | TED | المبدأ رقم أربعة: علينا أن نترك حوالي ربع الكرة الأرضيىة تحت سلطة نظرية داروين التطورية فقط |
İkinci prensip ise umut ve bu, umutla ilgili. | TED | المبدأ الثاني هو الأمل، وأريد أن أقول هذا عن الأمل. |
Bunlardan ilkine O-ring(halka) ilkesi diyeceğim ve bu ilke yaptığımız işin türünü belirliyor. | TED | سأطلق على المبدأ الأول اسم مبدأ الحلقة-O، ويحدد نوع العمل الذي نقوم به. |
Elbette bu kaşıktan oldukça uzak ama aynı temel prensipler işliyor. | Open Subtitles | المصنوعة من الخزف أكثر من الفولاذ هذا بعيد كل البعد عن الملعقة، بالتأكيد، لكن ينطبق عليه ذات المبدأ الأساسي |
Kopernik prensibi, Fermi Paradoksu, Antropik prensibi, hayatın kökeni gibi şeyler arasında gezinebileceğiniz oyuncaklar. | TED | رحلة عبر الاشياء مثل مبدىء كوبرنيكي، ومفارقة فيرمي المبدأ الانثروبي، أصل الحياة. |
Ve ben de hepinizi kural dışı olarak suçlamaya karar verdim. | Open Subtitles | و أنا قررت أن أرتاب منكِ تماماً بعيداً عن المبدأ. |
Eğer biz makineler isek, en azından prensipte başka şeylerden en az bizim kadar canlı makineleri yapma yeteneğine sahip olmamız gerekir. | TED | إذا كنا آلالات، إذاً في المبدأ على الأقل، ينبغي أن نقدر على بناء آلالات من بقية الأشياء، تكون حية كما نحيا نحن. |
Aslına bakılırsa, bu hiç de yeni bir kavram değil. | TED | لكن في الحقيقة، هذا المبدأ ليس جديدًا تمامًا. |
İlk davranış bilimcilerden Pavlov bu ünlü ilkeyi göstermişti. | TED | ستكون رمزية. بافلوف، من أوائل العلماء في السلوكية، أوضح المبدأ السلوكي الشهير |
Açıklığın dördüncü anlamı ve buna karşılık gelen ilkesi, güçlendirmeye ilişkin. | TED | الآن ، المعنى الرابع للإنفتاح، و المبدأ المتوافق ، هو التمكين. |
Büyük bir prensipten bahsediyorsun, ama burada resmi bir koltuğun yok. | Open Subtitles | تتكلمين عن المبدأ الرئيسي لكن أنت ليس لديك مقعد هنا |
Eksik kalırlar, ki bu da dördüncü ve son prensiptir. | TED | تظل غير مكتمله و هو المبدأ الرابع و الأخير. |
Bu Kavramı Katolik okullarındaki papaz ve rahibelerle test edeceklere iyi şanslar. | TED | تخيلوا محاولة تطبيق هذا المبدأ على الكهنة والراهبات في مدرستك الكاثوليكية. |
Daha önemli olan şey, "ısıtacak" herhangi bir şey bulamadım çünkü daha çok konsept. | Open Subtitles | الاكثر أهمية , أني لم أتمكن من إيجاد "تدفئة" من ناحية المبدأ |
General Dyer bu prensibin aşırı bir örneği. | Open Subtitles | الجنرال داير ليس الا مثال متطرف لهذا المبدأ |
Kelimenin varlığı konseptin varlığını kanıtlar. | Open Subtitles | إن وجود المصطلح إنما هو إثبات لوجود المبدأ |