"المبدأ" - Translation from Arabic to Turkish

    • prensip
        
    • ilke
        
    • prensipler
        
    • prensibi
        
    • kural
        
    • prensipte
        
    • kavram
        
    • ilkeyi
        
    • ilkesi
        
    • prensipten
        
    • prensiptir
        
    • Kavramı
        
    • konsept
        
    • prensibin
        
    • konseptin
        
    prensip olarak Sharon'dan nefret ediyordun ama şimdi onun yerini alabilirsin. Open Subtitles لقد كرهتي شارون من حيث المبدأ قد تأتين الان لتحلين محلها
    Hatta hissetmiyorum bile lan. - Ama bu prensip meselesi, bebeğim. Open Subtitles ‫في الحقيقة لا أشعر بأثر الضربة ‫ولكني منزعج من ناحية المبدأ
    Bu prensip bize insan yaşamının yapısı üzerine de iç görü verebilir. TED قد ينير هذا المبدأ بصائرنا بشأن تركيبة الحياة البشرية.
    Uymanız gereken üçüncü ilke de öğrenme şeklinizde bir sistem yaratmak. TED المبدأ الثالث الذي عليك اتباعه أن تملك برنامجًا خاصًا بعملية التعلم.
    Konu sadece gizlilik değil, aynı zamanda prensipler. Open Subtitles انها ليست فقط حول الخصوصية، انها حول المبدأ.
    Eğer isterseniz, aynı prensibi havalimanlarındaki güvenlik şeridi için de uygulayabilirsiniz. TED يمكنك تطبيق نفس المبدأ في الواقع اذا اردت على ممرات الأمن في المطارات
    Eğer gerçekten bunları atlatmak istiyorsan, birkaç kural var; Open Subtitles اذاً , من حيث المبدأ و ان كنتِ جادة فان لديهم برنامج في اليوم الذي ستموتين به
    prensip şu ki değer verdiğiniz bir ilişki bir çatışmayla zarar görüyor, bunun için bir şeyler yapmalısınız. TED المبدأ هو أنه لديك علاقة قيمة تفسد بالصراع وبالتالي تحتاج للقيام بشيء حيال ذلك.
    Farklı tasarımlar, aynı prensip: Siz çerçeveyi sağlıyorsunuz ve ondan sonra aileler devralıyor. TED تصاميم مُختلفة لكن المبدأ هو ذاته: توفِّرُ أنت الإطار، وانطلاقًا من ذلك، تتولى الأُسرُ الباقي.
    Fakat bu prensip, hiç görmemiş olsak bile, sonsuz sayıda şeyi hayalimizde nasıl canlandırdığımızı açıklamaz. TED لكن هذا المبدأ لا يفسر الأشياء اللامتناهية العدد التي نستطيع أن نستحضرها في خيالنا دون رؤيتها حتى.
    Bir numaralı prensip: Bu şeyler için sorumluluk almak zorundayız. TED اذاً المبدأ رقم واحد علينا أن نتحمل مسؤولية ما نقوم به
    İki numaralı prensip: Bu çeşitliliğin farkına varmalı ve kutlamalıyız. TED المبدأ رقم اثنان: علينا أن نتقبل التنوع و أن نعترف به
    Dört numaralı prensip: Dünya'nın çeyreğini almalı ve sadece Darwin'in teorisini uygulamalıyız. TED المبدأ رقم أربعة: علينا أن نترك حوالي ربع الكرة الأرضيىة تحت سلطة نظرية داروين التطورية فقط
    İkinci prensip ise umut ve bu, umutla ilgili. TED المبدأ الثاني هو الأمل، وأريد أن أقول هذا عن الأمل.
    Bunlardan ilkine O-ring(halka) ilkesi diyeceğim ve bu ilke yaptığımız işin türünü belirliyor. TED سأطلق على المبدأ الأول اسم مبدأ الحلقة-O، ويحدد نوع العمل الذي نقوم به.
    Elbette bu kaşıktan oldukça uzak ama aynı temel prensipler işliyor. Open Subtitles المصنوعة من الخزف أكثر من الفولاذ هذا بعيد كل البعد عن الملعقة، بالتأكيد، لكن ينطبق عليه ذات المبدأ الأساسي
    Kopernik prensibi, Fermi Paradoksu, Antropik prensibi, hayatın kökeni gibi şeyler arasında gezinebileceğiniz oyuncaklar. TED رحلة عبر الاشياء مثل مبدىء كوبرنيكي، ومفارقة فيرمي المبدأ الانثروبي، أصل الحياة.
    Ve ben de hepinizi kural dışı olarak suçlamaya karar verdim. Open Subtitles و أنا قررت أن أرتاب منكِ تماماً بعيداً عن المبدأ.
    Eğer biz makineler isek, en azından prensipte başka şeylerden en az bizim kadar canlı makineleri yapma yeteneğine sahip olmamız gerekir. TED إذا كنا آلالات، إذاً في المبدأ على الأقل، ينبغي أن نقدر على بناء آلالات من بقية الأشياء، تكون حية كما نحيا نحن.
    Aslına bakılırsa, bu hiç de yeni bir kavram değil. TED لكن في الحقيقة، هذا المبدأ ليس جديدًا تمامًا.
    İlk davranış bilimcilerden Pavlov bu ünlü ilkeyi göstermişti. TED ستكون رمزية. بافلوف، من أوائل العلماء في السلوكية، أوضح المبدأ السلوكي الشهير
    Açıklığın dördüncü anlamı ve buna karşılık gelen ilkesi, güçlendirmeye ilişkin. TED الآن ، المعنى الرابع للإنفتاح، و المبدأ المتوافق ، هو التمكين.
    Büyük bir prensipten bahsediyorsun, ama burada resmi bir koltuğun yok. Open Subtitles تتكلمين عن المبدأ الرئيسي لكن أنت ليس لديك مقعد هنا
    Eksik kalırlar, ki bu da dördüncü ve son prensiptir. TED تظل غير مكتمله و هو المبدأ الرابع و الأخير.
    Bu Kavramı Katolik okullarındaki papaz ve rahibelerle test edeceklere iyi şanslar. TED تخيلوا محاولة تطبيق هذا المبدأ على الكهنة والراهبات في مدرستك الكاثوليكية.
    Daha önemli olan şey, "ısıtacak" herhangi bir şey bulamadım çünkü daha çok konsept. Open Subtitles الاكثر أهمية , أني لم أتمكن من إيجاد "تدفئة" من ناحية المبدأ
    General Dyer bu prensibin aşırı bir örneği. Open Subtitles الجنرال داير ليس الا مثال متطرف لهذا المبدأ
    Kelimenin varlığı konseptin varlığını kanıtlar. Open Subtitles إن وجود المصطلح إنما هو إثبات لوجود المبدأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more