Tek tük. Muhtemelen burada yaratıcı insanlar var | TED | القليل. على أغلب بنفس عدد الأشخاص المبدعين هنا. |
Yani yeni bir teknoloji yarattım, yaratıcı olmaya bayılıyorum, yaratıcı insanlarla çalışmaya da. | TED | وكما ترون هنا,جئت بتكنواوجيا جديدة, وأحب الإبداع عندما أبتكر أشياء جديدة, وأحب العمل مع المبدعين. |
yaratıcı kişilerle, sanatçılarla, filozoflarla, politikacılarla irtibat kurmalıyız. | TED | يجب علينا أن نتفاعل مع المبدعين والفنانين والفلاسفة والسياسيّن. |
yaratıcı insanlar arasında ağır çekimde çoklu görev yaygın bir şey. | TED | تعدد المهام البطيء أمر شائع بين المبدعين في كل مكان. |
Metalin yaratıcılarının çoğu, en azından ilk devleri, dindar çevrelerde büyümüşler. | Open Subtitles | معظم المبدعين من المیتال، على الأقل، منذ عدة سنوات، كان التنشئة الدينية. |
Belki de özgünlerin kötü iş alışkanlıkları var. | TED | ربما لأن الأشخاص المبدعين لديهم عادات عمل سيئة فقط. |
Aynen öğrenciler veya çok yaratıcı insanlar, yazarlar ve bu tür insanlar gibi. | TED | كذلك الأمر مع الطلاب أو المبدعين الكتاب وأمثالهم |
Ve bu kişiler tanıyabileceğiniz en bağımsız, azimli, öngörülerine güvenen yaratıcı insanlardır. | TED | وهذه تميل إلى أن تكون أكثر استقلالا و عنيدة، بديهية ، كما تعلمون ، الناس المبدعين عندما تجتمع بهم. |
yaratıcı dâhilerden oluşan bir halk için yeterli güç. | Open Subtitles | طاقة تكفي لشعب كامل من العباقرة المبدعين |
Peter, birçok yaratıcı insanın basit işleri vardı. | Open Subtitles | بيتر ، الكثير من المبدعين عملوا اعمالا غبية |
yaratıcı tipler için çok erken, ve asistanımı Quuens'teki varolmayan bir Italyan fırına gönderdim. | Open Subtitles | ماذا إن رآنا أحد ما؟ لا تقلقي، فالوقت لا يزال مبكراً على الموظفين المبدعين |
Hey,büyük ve küçük züppeler,yaratıcı kişilerin paralı adamlarla konuşmasına müsade edin. | Open Subtitles | بدلة، صغير وكبير، اتركا المبدعين يتكلمون مع أصحاب المال |
Bizim gibi yaratıcı tipleri bilirsiniz... İşi erteleyecek, her şansı deneriz. | Open Subtitles | وأنتم تعرفوننا نحن الأشخاص المبدعين لا نملك فرصة لتأجيل العمل |
Çoğu yaratıcı insan dünyanın kendisine tapmasını istemek gibi çocuksu bir beklenti içindedir. | Open Subtitles | معظم المبدعين فقط يريدون من العالم ان يحبونهم ويعبدونهم |
Juan Antonio'nun diğer yaratıcı erkekler gibi bir kadınla birlikte yaşaması gerekiyordu ve Cristina'ya yanına taşınmasını teklif etti, o da kabul etti. | Open Subtitles | خوان أنطونيو، ككل الرجال المبدعين أراد أن يعيش مع امرأة و دعا كريستينا لتعيش معه و قد قبلت |
Juan Antonio'nun arkadaşları her çeşit yaratıcı insanla takıldı. | Open Subtitles | مع أصدقاء خوان أنطونيو تعرفت على المبدعين من كل نوع |
Böyle yapanlar, yeni şeyler keşfedebilen, yaratıcı insanlar oluyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء هم الناس الذين يحققون الاكتشافات الجديدة هؤلاء هم المبدعين. |
Mümkün olduğunca, yaratıcı fikirler üretebilen insanlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج إلى كل المبدعين الذين يمكننا الحصول عليهم |
Tarih boyunca, yaratıcı insanlar duygusal yapıdaki yaşam tarzına düşkünlük göstermişlerdir. | Open Subtitles | عبر التاريخ، شاع بين الأناس المبدعين الإنغماس في نمط حياة حميمي للغاية. |
Ama eğer Y.Z.nin yaratıcılarının asıl görevlerinin üstüne çıkabileceğine inanıyorsanız ve arabayı daha agresif, daha insan gibi yapmak için tanıttığınız belirsiz sürüş teorisinin... | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تعتقد أن المؤقت يمكن تجاوز مهمة المبدعين لها 'الأصلية، وتعرفت على نظرية القيادة غامض |
Yedek planları vardı, bu da benim onların özgün olmak için cesaretlerinin olmadığını sorgulamama neden oldu, çünkü özgünlerin böyle gözüktüğünü düşünüyordum. | TED | فلقد كانت لديهم خطط احتياطية، مما جعلني أشك في امتلاكهم الشجاعة ليكونوا مبدعين، لأنني توقعت أن المبدعين سيشبهون نوعاً ما هذه الصورة. |