Bir saat sonra müdür beni arayıp Erken emekliliğimi istedi. | Open Subtitles | بعد ساعة لاحقاً، اتّصل بي المُدير ووضع التقاعد المبكّر للنقاش. |
Bu kadar meşgul olmak için, çok Erken bir saat. | Open Subtitles | مِن المبكّر جداً أن يكون مشغولاً لهذه الدرجة |
Anneni Erken yaşta kaybetmenin de buna etkisini unutmamak lazım. | Open Subtitles | أفترض أن فقدان أمّك في مثل ذلك العمر المبكّر لم يساعد في ذلك |
Ama cidden öyle. Her işi erkenden yapma olayı tam bizlik oldu. | Open Subtitles | ولكن جدياً , هو كذلك. لقد جعلنا هذا الطائر المبكّر عاهرتنا |
Pekâlâ, seni erkenden emekliye ayırıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، ليكون ذلك تقاعدك المبكّر |
Anneni Erken yaşta kaybetmenin de buna etkisini unutmamak lazım. | Open Subtitles | أفترض أن فقدان أمّك في مثل ذلك العمر المبكّر لم يساعد في ذلك |
Ama sonra onun Erken çıktığını öğrendiniz. | Open Subtitles | لكنّكما سمعتما عن إطلاق سراحه المبكّر وكنتما خائفَين فيما لو كان.. |
-Bir şey söylemek için daha çok Erken. Ama sadece adada hamile kalındığı zaman annenin-- | Open Subtitles | من المبكّر جدّاً الجزم بذلك، ولكن النساء اللاتي يحبلن بالجزيرة فقط يتعرّضن لذلك |
Çıktığımız kişileri Oliver'la tanıştırmak için çok Erken olduğu konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد اتفقنا أنه من المبكّر على أوليفر أن يتعرّف على شخص تراه |
Neyi, ne kadar içtiğini bilmiyorlar, o yüzden bir şey demek için henüz Erken. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفون ماذا تعاطت أو مقدار ذلك لذا من المبكّر الجزم |
İnanın Erken emeklilik planı hiç hoşunuza gitmez. | Open Subtitles | وإنني متأكد, أنكِ لن تحبذِ فكرة التقاعد المبكّر |
Polis bir şey yapmak için çok Erken olduğunu söyledi. Ben de kendi başıma hastaneleri aramaya başladım. | Open Subtitles | قالت الشرطة أنّه من المبكّر جدّاً عمل شيء لذا بدأتُ الاتّصال بالمستشفيات بنفسي |
Kehribar olmazsa Erken uyarı sisteminin bir anlamı da olmaz. | Open Subtitles | من دون الكهرمان، فالكشف المبكّر غير مفيد |
Erken bunama belirtileri olabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | لأنني أشرت إلى وجود دلائل على الخرف المبكّر |
Gerçi itiraf etmeliyim ki, genellikle Erken Rus soyut eserlerini tercih ederim. | Open Subtitles | عليّ الإقرار أيضاً، أفضّل عادة الأداء الروسي المبكّر المجرّد |
Hem o gözle baksam ona, ki bakmıyorum, bir şeyler yapmam için henüz Erken yani sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | حتى لو كنت أنظر لها بتلك الطريقة وعلى فكرة لا أفعل من المبكّر جداً لي أن أفعل أي شيء لذا سأساعدك |
Ve pankreas kanserini Erken teşhis edebilen bir test geliştirdi. | Open Subtitles | و قد اكتشف وسيلة للكشف المبكّر عن سرطان البنكرياس |