| Fakat sınırda çalışanların soğuk bir yakıştırmayla "Kara Delik" dedikleri binanın yanından geçerken zıtlık daha da çıplak bir şekilde hissediliyor. | TED | وما يجعل هذا التباين قاسياً أكثر هو مروري من ذاك المبنى الذي ندعوه نحن الذين نعمل في منطقة الحدود بالثقب الأسود. |
| Onun için gerçekte içinde doğduğun binanın şekli, seni geçmiş zamanlara ait dinlenme mekanına taşıyan yapının şeklidir. | TED | لذلك أساسا، شكل المبنى الذي ولدت فيه هو شكل الهيكل الذي يحملك لمثوى أجدادك. |
| Bir şey hatırladım. Tutulduğum binanın içini gördüm. | Open Subtitles | لدي ذاكرة ، ذاكرة واضحة عن مدخل المبنى الذي كنت محتجزة فيه |
| Müteahhitim de aldığım kahrolası binada gaz sızıntısı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مقاولي اخبرني ان لديّ تسريب غاز في المبنى الذي اشتريه |
| Oluşan buz sabahın erken saatlerinde toplanıp, sağda gördüğünüz binada kullanılmak üzere saklanır ve bu tüm yaz ayı boyunca yapılır. | TED | وكان يتم جمع الثلج المتولد في ساعات النهار الأولى وتخزينه للاستخدام في المبنى الذي ترونه على اليمين، طوال شهور الصيف. |
| O sadece ilk yardım için gelen bina görevlilerinden biri. | Open Subtitles | إنّهُ أحد فتيان المبنى الذي يأتي من أجل الإسعافات الأوليّة. |
| Esir tutulduğum binanın bazı telefon hatlarında kısa devre yapmayı başardım. | Open Subtitles | تمكنت من تقصير دائرة بعض الهواتف في المبنى الذي كنت محتجزاً فيه |
| Olayın olduğu binanın adresiydi. | Open Subtitles | نفس العنوان في المبنى الذي حدثت فيه الجريمة |
| Ancak bu lüks binaların dikileceği yer firmanın inşaat planında tam da cinayetin işlendiği binanın yerine denk geliyor. | Open Subtitles | لكن المبنى الذي حدثت في الجريمة موجود بالقرب منه يخططون لبناء جناح من المبنى الفخم جدول البناء منضبط |
| Casus uçağı oraya gönderiyorum. Bulunduğunuz binanın hemen yanında katlı otopark var. | Open Subtitles | إنني أنقل الطائرة من غير طيار إلى هنالك الاَن ثمة باحة للسيارات بجانب المبنى الذي أنت فيه |
| Ta ki kurtarılmasına yardımcı olduğun binanın bu kadının seni vazgeçirdiği her şeyin anıtına dönüştüğünü fark edene dek. | Open Subtitles | حتى تدرك بأن المبنى الذي عملتَ على إبقائه أصبح نصباً تذكارياً لكل ماجعلتكَ هذه الإمرأة تتخلى عنه |
| İlk katında ithalat ihracat şirketi olan binanın sahibi. | Open Subtitles | إنّه يملك المبنى الذي يحتوي على أعمال الإستيراد والتصدير بالطابق الأول. |
| Onu bulduğumuz binanın bakımını üstlenmiş. | Open Subtitles | الآن، إنّه رجل الصيانة في المبنى الذي وجدناه فيه. |
| Hepimizin bir daha girmesinin yasaklandığı binada. | Open Subtitles | المبنى الذي غير مسموح لنا بدخوله على الإطلاق ثانيةً؟ |
| Hatların kesildiği binada güvenlik telefon hatları üstünden işliyor. | Open Subtitles | ، المبنى الذي قطعت فيه الهواتف يمتلك نظاماً أمنياً متصلاً بالهاتف |
| İlginçtir ki Jane de aynı binada kalmıştı. | Open Subtitles | الأمر المُثير للإهتمام ، أنه نفس المبنى الذي تُركت أمامه |
| İlginçtir ki Jane de aynı binada kalmıştı. | Open Subtitles | الأمر المُثير للإهتمام ، أنه نفس المبنى الذي تُركت أمامه |
| Az önce toprak tarafından yutulan binada. | Open Subtitles | في المبنى الذي تمّ إبتلاعه للتو بواسطة الأرض. |
| Bizim mahallemizde hemen arkanizdaki binada. | Open Subtitles | تماماً .. يحدث في ذلك المبنى الذي خلفكم |
| İşte aynı bina yıkıldı ve yerine Al-Mirad camisi yapıldı. | Open Subtitles | هذا المبنى الذي تم هدمه ومسجد المراد تم بناءه مكانه |
| Giriş yaptığı bina yasal ticari şirkete ait. Hâlâ yenileniyor. | Open Subtitles | المبنى الذي دخلوه مملوك لمطوّر تجاري شرعي، مازال تحت التجديد. |
| KA: Kulelerin hemen kuzeyindeki bina mı? | TED | كورت أندرسون:وهو المبنى الذي يقع بمواجهة الأبراج؟ |