Güzel tekne, kibirli piç. Ne yazık ki suyun dibini boylayacak. | Open Subtitles | قارب جميل أيّها الحقير المتعجرف مؤسف أنّه لن يبقى عائمًا طويلًا |
kibirli, küstah bir teğmenin komutanına kafa tutup, bundan sıyrılmasına göz yumamam. | Open Subtitles | انا لا اقترح ان نترك هذا الملازم الغبى المتعجرف. يتدخل فى شئون قواده ويتمادى فى هذا |
Sonrasında kendini beğenmiş aptal adam 20 dakika boyunca kendini övdü. | Open Subtitles | بعدها خطاب ذلك المتعجرف الأحمق كان قصيدة لـ20 دقيقة عن نفسه. |
Özür dilemeyecektim, seni kendini beğenmiş pislik. Haklı olan benim. | Open Subtitles | انا لن أقوم بالأعتذار ايها المتعجرف اللعين |
Sen artık ölüsün, seni küstah orospu çocuğu. | Open Subtitles | إعتبر نفسك ميتاً يا إبن العاهرة المتعجرف |
Şu ukala sorumlunun parasıyla yaptığı da bu değil mi? | Open Subtitles | أليسَ هذا ما يفعله ذلكَ المخرج المتعجرف بماله الخاص؟ أليسَ هذا ما يفعله ذلكَ المخرج المتعجرف بماله الخاص؟ |
İkimiz de daha yaşlıydık eskisi kadar kibirli değildi. | Open Subtitles | كنا أكبر بكثير ولم يعد يبدوا ذلك المتعجرف |
kibirli bir çiklet reklamına benziyor. | Open Subtitles | إنه مثل المتعجرف جدا في ذلك الأعلان التجاري |
büyük sorular karşısında... insanoğlu için en uygun davranış... dinin kendine has özelliği olan... kibirli bir katiyet değil, şüphedir. | Open Subtitles | الموقف اللائق الوحيد الذى يجب أن يتخذه الإنسان فيما يتعلق بالمسائل الكبرى ليس اليقين المتعجرف الذى هو السمة المميّزة للدين |
Dan Cho, kibirli küçük hergele hayır 2003'te Canon-Ebersole için çalışmadı çünkü işletme okurken bir yaz stajını bizde yapmıştı. | Open Subtitles | دان تشو الصغير المتعجرف لا هو لم يعمل في كانون إيبرسول سنة 2003 لأنه كان برحلة تدريبية صيفية معنا |
Karanlık zamanlardayız, her şeyi yapabileceğine dair, kibirli inancın daha da karanlıklaştırdı. | Open Subtitles | إنه وقت عصيب واعتقادك المتعجرف بأنك قادر على فعل أي شيء جعلك تمر بوقت أصعب |
O kendini beğenmiş, şişko öküze ne söyledin? | Open Subtitles | ماذا قلت بالضبط لذلك الحقير المتعجرف المتورم؟ |
Ve şu kendini beğenmiş çehrende ufacık olsa bile bir çatlak gösterdiğin anda orada olacağım. | Open Subtitles | وفورما يظهر أقلّ تقلقل على هذا الوجه المتعجرف سأكون حاضرًا |
Ve şu kendini beğenmiş çehrende ufacık olsa bile bir çatlak gösterdiğin anda orada olacağım. | Open Subtitles | وفورما يظهر أقلّ تقلقل على هذا الوجه المتعجرف سأكون حاضرًا |
Ama bana kendini beğenmiş yüzümü bir daha görmek istemediğini söylediğinden beri benimle tek bir kelime bile etmedin. | Open Subtitles | ولكنك لم تقومي تتكلمي معي لو مره منذ ان قلتي لي لا تريدين رؤيه وجهي المتعجرف مره اخرى |
Sigarayı bırakmak mı istiyorsun seni kendini beğenmiş piç? Cevap ver, istiyor musun? | Open Subtitles | أتريد أن تقلع عن التدخين أيها المتعجرف الحقير أتريد ذلك؟ |
Bu durumda Barton, sen bizim yalancı ve küstah çalışanımız tarafından benden daha kötü oyuna getirilmişsin. | Open Subtitles | وفي هذه الحالة يا بارتون لقد كنت مخدوع من قِبل موظــفنا المتعجرف الكذاب أسوأ مما كنت عليه. |
Evet, o küstah şerefsizin... duruşma sırasında bana dediklerini duymalıydın. | Open Subtitles | أجل، كان يجب أن تسمعي طريقة كلام ذلك المتعجرف إليّ في جلسة الإستماع. |
Ve böyle kendini öldürmeye çalışmaya devam edersen bu annen ve benim için ne kadar kötü olsa da ki sen ölürsen ben de ölürüm ben bu küstah ergen egon yüzünden ölecek milyarlarca insan için daha çok endişeleniyorum! | Open Subtitles | بقدر بشاعة ما قد يحدث لوالدتك أو لي، حيث كنت سأموت، بالمناسبة أنا مهتم أكثر ببلايين الناس الذين سيموتون بسبب كبرياء مراهقتك المتعجرف |
Bu "ukala Amerikan" boncuğu görmek istiyor. | Open Subtitles | هذا الأمريكيّ المتعجرف يود بشدة رؤية تلك الخِرزة |
O ukala tutumuna uyuz oluyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت جداً من موقفه المتعجرف |