Benim gibi o da Ibadan Üniversitesi mezunuydu ve bağımsızlık döneminde eğitimli elit kesimin genç bir üyesiydi. | TED | شأنه شأني، كان طالباً في جامعة إيبادان، وهو عضو شاب من النخبة المتعلمة في عهد الإستقلال. |
Ben sahip olduğumuz en önemli altyapının aklımız olduğunu, eğitimli akıl olduğunu düşünüyorum. | TED | أود أن أقول أن أهم بنية تحتية لنا هي العقول، العقول المتعلمة. |
Çünkü eğitimli bir annenin çocuğunu da eğitme olasılığı normalden neredeyse iki kat daha yüksek. | TED | لأن الأم المتعلمة لديها حظوظ مضاعفة لتعليم أطفالها. |
Ama eğitimli annem öğretmen oldu. | TED | لكن أمي المتعلمة أصبحت أستاذة |