"المحاضرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ders
        
    • konferans
        
    • dersi
        
    • Dersten
        
    • derse
        
    • konferansa
        
    • konuşmayı
        
    • konuşma
        
    • nutuk
        
    • konferansı
        
    • vaaz
        
    • derste
        
    • seminer
        
    • seminere
        
    • konferansın
        
    O yüzden daha etkileşimli bir hâlini yaptım ve 3B alana yıldızları yerleştirmek için, onların Ders esnasında zamandaki yerlerini kullandım ve birkaç basit yazılım ve bir Kinect ile derse girebiliyorum. TED لذلك صنعت نسخة أكثر تفاعلا، وطريقة القيام بذلك هي استعمال موضعها الزّمني في المحاضرة لوضع هذه النجوم في فضاء ثلاثيّ الأبعاد، و بمساعدة برمجيّة خاصّة وكنيكت، أستطيع أن أخطو إلى داخل المحاضرة.
    Genelde iş hayatında kadınların etkisi üzerine bütün bir Ders saati dolduracak kadar konuşurum. TED و لن أكرّس كل المحاضرة لأثر النساء على مجتمع الأعمال
    Biraz daha halka mal olursan bahçende parayla konferans verebilirsin. Open Subtitles أكثر من تلك الدعاية وستضمن مكاناً على دائرة المحاضرة المربحة
    Lakin deminki dersi kitapsız anlamanın biraz zor olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لكني أعتقد بأن المحاضرة سوف تكون صعبة بدون كتاب الجامعة.
    Herneyse, bunu ikinci Dersten sonra daha iyi anlarız. Open Subtitles .. علىأي حال. سوف نتعلم المزيد بعد المحاضرة الثانية
    Heisenberg, Münih'teki konferansa gidip nihayet rakibiyle yüz yüze gelebilmek için zar zor para denkleştirdi. Open Subtitles جمع هيزنبرج المال بصعوبة ليسافر إلى ميونيخ ليحضر المحاضرة ليقابل منافسه أخيراً وجهاً لوجه
    Hiçlik özel gerçekliği söz konusu olsaydı da, bu konuşmayı yapıyor olmazdık. TED وأما واقع استثنائي من العدم، لم يكن علينا أن نقيم هذه المحاضرة.
    Her hafta, sınıfa girdiklerinde, o haftanın Ders notlarını buluyorlar, okuma çalışmasını, ödevi ve tartışma sorularını buluyorlar ki, bunlar bizim derslerimizin temelidir. TED في كل أسبوع، عندما يذهبون إلى الصف، يجدون ملاحظات المحاضرة لهذا الأسبوع، وواجبات القراءة و الواجب المنزلي و سؤال المناقشة وهو جوهر دراستنا.
    Bu gece Ders verme sırası değil, Tom. Open Subtitles علام تضحك ؟ تلك ليست ليلتك لتلقي تلك المحاضرة يا توم
    Ders için Whistler'ı mı alırsın, ben mi geleyim? Open Subtitles ويسلر ستصطحب المحاضرة الى للذهاب انا؟ تريدنى ام
    Biraz erken geldik. Ders 15 dakikaya bitmez. Open Subtitles وصلنا باكراً , لن تنتهي المحاضرة قبل 15 دقيقة
    konferans salonuna geldiğinde en başından beri hedefin ben miydim? Open Subtitles ظهورك في قاعة المحاضرة بذلك الوقت أكنت مستهدفاً منذ البداية؟
    Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı. TED لكن عندما دخلت قاعة المحاضرة وجدتها مظلمة وغائرة.
    Sonra onların tıp öğrencisi oldukları ve günümüzün dikiş teknikleri hakkında bir derse gitmekte oldukları ve o adamında bu dersi veren adam olduğu ortaya çıktı. TED واتضح أنهم طلاب الطب في طريقهم إلى محاضرة حول أحدث تقنيات الغرز، وهو الرجل الذين يعطي المحاضرة.
    Astroloji dersi sırasında, burçlar çizelgesinin dairesinin içindeki üçgenin bir eşkenar üçgen olduğunu farketti. Open Subtitles فى الجزء الخاص بالتنجيم فى المحاضرة قام كيـبلر برسم أكبر مثلث متساوى الأضلاع داخل دائرة زودياك
    Öyle bir ayarlamıştı ki, Dersten geldiğimde, kahverengi bir kıçın arkasında zevkten kudurduğunu görmüştüm. Open Subtitles هي رتبت ذلك.. لذا عندما رجعت للبيت من المحاضرة بإمكاني رؤيتها تركب أرداف بنية كبيرة بكل استمتاع
    Dersten geliyordum ve odamın dışındayken şunları duydum: Open Subtitles كنت عائداً من المحاضرة وسمعت من خارج غرفتنا
    Saat 8'deki konferansa gitti mi peki? Open Subtitles إذن، هل ذهب في الواقع إلى المحاضرة التي كانت في الساعة الـ8؟
    Ve bu konuşmayı hep ben vermedim. Siz verdiniz, ve bizler sizi izlemek zorundaydık, ve böyle devam eder. TED ولم أكن أعطي المحاضرة دوما. بل أنت فعلت, و كان علينا أن نشاهدك, وهلم جرا.
    Kısa bir zaman önce Facebook'ta yaklaşık yüz çalışana bir konuşma yaptım. Birkaç saat sonra, orada çalışan genç kadınlardan biri benim masamın hemen dışında benimle konuşmak için bekliyordu. TED قدمت هذه المحاضرة في فيسبوك قبل وقت ليس بطويل الى مايقرب المائة موظف. وبعد عدة ساعات لاحقا، كانت هناك شابة تعمل هناك جالسة خارج مكتبي الصغير، وارادت ان تتحدث معي.
    Hayır, nutuk atmayı keste, bana hemen bir iş daha ayarla. Open Subtitles لا، وفر عليَّ المحاضرة و احجز لي عرضاً آخر بسرعة
    Bölge'den. Sizinle, Bellek Yönetimi konferansı için geldiğinizde tanışmıştım. Open Subtitles لقد قابلتك عندما جئتى لحضور تلك المحاضرة التى كانت تتحدث عن إدارة الذاكرة
    Eğer şimdi pes edersem, vaaz vermeyecek. Open Subtitles إذا إستسلمتُ ، الآن لـن تلقي عليّ المحاضرة
    O akşam derste konuşan adam çok ilginçti. TED وكان الرجل الذي تكلم في تلك المحاضرة المسائية مشوقًا للغاية
    Ve sana söylemeliyim ki seminer harika. Open Subtitles وعلي إخبارك هذه المحاضرة رائعة
    Bu seminere başlamadan önce bir şey söylemek isteyen var mı? Open Subtitles الآن, قبل ان ابدأ هذه المحاضرة ألدى اي احد شيء ليقوله؟
    konferansın sonunda çok sayıda soru sordular, fakat bir tanesi özellikle aklımda yer etti. TED في نهاية المحاضرة طرحوا الكثير من الأسئلة، ولكن كان هناك سؤال واحد علق بذهني منذ ذلك الحين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more