| Şimdi sadece bunlardan birkaçına odaklanacağım ve yangınla başlayalım, çünkü Sanırım yangın muhtemelen şu anda hepinizin hakkında düşündüğü ilk şey. | TED | سوف أركز فقط على بعضها، ولنبدأ بالحريق، لأنني أعتقد أن الحريق والذي من المحتمل أن يكون أول شيء تفكرون به الآن. |
| muhtemelen en az mevcut fizik kadar derin yapılar inşa etmeliyiz. | TED | علينا بناء هيكل من المحتمل أن يكون عمقه بعمق الفيزياء الحالية. |
| Sen çok kurumuşsun, İblisler seni muhtemelen çöpe geri atar. | Open Subtitles | أنت جامد جداً، من المحتمل أن تعيدك الشياطين مرّة أخرى |
| Ailenin ölümünden kaynaklanan, ama senin yüzleşmediğin bir sorun olabilir mi? | Open Subtitles | هل من المحتمل أن هناك شيء في وفاة والداك لم تواجهه؟ |
| belki de seninle itişmeye çalışırken çok sinirlendiğim zamanlar da olmuştur. | Open Subtitles | من المحتمل أن أصبح مجنون محاولات للتنافس معك في الفكر الصافى |
| O güveler büyük ihtimalle şu anda büyük delikler açmaktalar. | Open Subtitles | من المحتمل أن الحشرات تقضم السجاد و تفتح ثغرات كبيرة |
| Hafızası Herhalde 24 veya 48 saat içinde geri gelecektir. | Open Subtitles | من المحتمل أن تعود ذاكرته خلال 24 إلى 48 ساعة |
| muhtemelen ona kendisine almasına yetecek kadar para verip... beyzbol kartlarının orada buluşurduk. | Open Subtitles | من المحتمل أن أعطيها النقود لتشري ذلك بنفسها وبعد ذلك أقابلها ببطاقات البيسبول |
| muhtemelen yarın akşama yeni bir ad alacaktır... yani beni dava etmek istiyorsan, elini çabuk tutmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | ومن المحتمل أن يطلق عليه اسم جديد ليلة الغد إذأً لو أردتي مقاضاتي من الأفضل أن تفعلي ذلك بسرعة |
| Sadece tanıştırma amaçlı buradayım, ve bu muhtemelen berbat bir fikir. | Open Subtitles | أردت أن أعرفكما ببعضكما ومن المحتمل أن تكون فكرة سيئة جداً |
| muhtemelen, ölmeden önce sizi korumak için Hollow'u kendi bedenlerine almışlar, Rukia-san. | Open Subtitles | من المحتمل أن هذان الأثنان بينما كانوا يحاولون إنقاذك دخل الهولو لجوفهما |
| Yani, bana ihanet ettiğini görsem, muhtemelen aptalca bir şey yapardım. | Open Subtitles | أعني، إن اكتشفت أنها تخونني، فمن المحتمل أن أرتكب شيئاً غبياً |
| - Uçmayı sevmiyorum, bu yüzden muhtemelen bunu birçok kez yapman gerekecek. | Open Subtitles | , أنا لا أحب الطيران لذا من المحتمل أن تفعل هذا كثيراً |
| Eğer onlar için çalışıyor olsaydın, seni muhtemelen gizli tutarlardı. | Open Subtitles | حتّى إن عملت معهم من المحتمل أن يبقوك في الظلام. |
| muhtemelen çok eyaletli, federal bir grup davası var önümüzde. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون في ولاياتٍ عدة. دعوة قضائية أتحادية. |
| O adam kanundan kaçan bir Seri katil bile olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون هذا الرجل سفّاحا هارباً من العدالة |
| belki de zengin bir doktorla evlenirdim. Hiç çalışmak zorunda olmadan. | Open Subtitles | من المحتمل أن أتزوج من طبيب غنى, فلن أضطر الى العمل |
| büyük ihtimalle mallar da vardır ama ben sana arka çıkarım, adamım. | Open Subtitles | من المحتمل أن هناك بعض الحمقى هناك لكن سأوقف بجانبك يا رجل. |
| Sanırım birçoğu daha mutlu ve sağlıklı olurdu, ve yetişkin olduklarında birçoğu muhtemelen daha ince olurdu. | TED | أعتقد أن معظمهم سيكونوا أصح و أكثر سعادة ، وكبالغين، الكثير منهم من المحتمل أن يكونوا أنحف. |
| Herhalde artlarından göz yaşı döken pek olmayacak. | Open Subtitles | ليس من المحتمل أن يبكي عليهم أي شخص بأية حال |
| Clark, tüm bu olanların hormonal bir bağlantısı olması mümkün. | Open Subtitles | كلارك من المحتمل أن يكون سبب ماحدث له صله بالهرمونات |
| Cep telefonunun izini sürüyoruz ve katilin yanında götürmüş olması muhtemel. | Open Subtitles | لكننا نتتبع هاتفها النقال فمن المحتمل أن القاتل أخذه معه التالي |
| Bazılarınızın şimdiden zirvede olması olası buradan sonrası hep yokuş aşağı, hindiler. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون أحدكم قد وصل لذروته فالأمور ستسوء من هنا |
| Leydi ve geri kalanların bu kalede olma ihtimali var. | Open Subtitles | ومن المحتمل أن تكون السيدة ومن معها في هذه القلعة |
| Şimdi Mısırlılar Mübarek'in 30 yıllık devrini sona erdirdiklerine göre onlar imkan dahilinde bölge için bir örnek olabilirler. | TED | لذلك الآن بعد إنهاء المصريين لحكم مبارك لثلاثين سنة، من المحتمل أن يكونوا مثالا للمنطقة. |
| Ve potansiyel olarak domates sosu kadar önemli bir şey olabilir, ya da bu durumda ketçap. | TED | ومن المحتمل أن تكون شيئاً بأهمية صلصة الطماطم، أو في هذه الحالة، معجون الطماطم. |