Ben uyuşturucu kaçakçısı değilim, tamam mı? | Open Subtitles | انظر إليّ . أنا لست مهرّب المخدّر, حسنا ً ؟ |
Hayır. Hayır, artık uyuşturucu kullanmıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لا ، لا ، لن أتعاطى المخدّر بعد اليوم ، حسنا ؟ |
Kurbanların hiçbirinde şiddet ve uyuşturucu izine rastlanmadı. | Open Subtitles | لم تظهر أيّ من الضحايا الأخريات أيّة علامات على جراح بالرأس أو المخدّر |
Eğer mahkûmunuz bu ilacın yaratılışının anahtarını tutuyorsa bundan yararlanmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لو سجينك يحمل مفتاح خلق هذا المخدّر ألا يجب أن نستغلّ هذا؟ |
Sol elin için uyuşturucuyu da kullanmışsın değil mi? | Open Subtitles | أنك جربت عيّنة من ذلك المخدّر الذي تركته لك، صح ؟ |
İlacı kullanmaya başlamadan önce, bir cümleyi bile zor kurardı. | Open Subtitles | قبل أن بدأ بإستلام المخدّر هو يمكن أن يكمل جملة بالكاد. |
Bağımlı olduğunu zaten biliyoruz uyuşturucu hazırlarken, parmaklarını yaktığını düşünüyorum sonra da parmakları sargıdayken, kapıyı maymuncukla açıp, gitarı çaldı. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه مدمن مخدرات لذا , أعتقد بأنه كان يقوم بصنع المخدّر الخاص به و قد أحرق أصابعه و قد كانت الضمادات على يده |
Aynı uyuşturucu benzeri etki, yüksek yoğunlukta işlem görmüş yiyecekler yediğimizde de ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | و تحدث نفس نتائج تأثير المخدّر عندما نتناول أطعمة عالية التركيز و التصنيع. |
Ada beyazının piyasada en fazla bağımlılık yaratan uyuşturucu olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | تقول أن أبيض الجزيرة هو المخدّر الأكثر إدمانًا في السوق |
Toksin laboratuvarı daha önce hiç böyle bir uyuşturucu görmediklerini söyledi. | Open Subtitles | مختبر "توكس" قال أنه لم يرَ مثل هذا المخدّر من قبل |
Eter, Las Vegas için mükemmel uyuşturucu. | Open Subtitles | الأثير هو المخدّر المثالي للاس فيغاس |
Seni uyuşturucu bağımlısı insan müsveddesi. | Open Subtitles | أنت يا مخصي الدواء المخدّر عذر للإنسان. |
Bu uyuşturucu ahırını istediğiniz gibi yok edebilirsiniz ama önce bizim kafalarımızı aynı bir kırılmış karpuz gibi ezmelisiniz! | Open Subtitles | يمكن أن تحطّم حظيرة المخدّر هذا و لك ما تريد... لكن أولاً يجب أن تحطّم رؤوسنا مثل البطيخ الناضج! |
Bayan Cutler, doktorlar ilacın etkisinin sadece panik ve korku halinde geçebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | سيدة كتلر، يقول الدكتور بأن الذعر أو الخوف هما الشيئان الوحيدان اللذان يخترقان ذلك المخدّر |
Sonunda Wraith'in beslenme sürecini engellemek için dizayn edilen ilacın bir prototipini yapmayı başardı. | Open Subtitles | كان في النهاية قادر على خلق نموذج من المخدّر للتدخّل بعملية إطعام الريث. |
Onlar olmadan ilacın gerçekten çalıştığını kesin olarak bilemeyiz. | Open Subtitles | بدونهم ليس لنا طريق لمعرفة إذا كان المخدّر فعّال. |
uyuşturucuyu burada almış olma şansı var mı? | Open Subtitles | هل يُحتمل أنّها تعاطت المخدّر هنا ؟ |
uyuşturucuyu burada almış olma şansı var mı? | Open Subtitles | هل يُحتمل أنّها تعاطت المخدّر هنا؟ |
Dr. John Grago görevinden alındı ve Depranil adlı ilacı kullanması yasaklandı. | Open Subtitles | الدّكتور جون جراجو إستبدل ومحاكمته إستعمال المخدّر ديبرانيل علّق. |
Mal bulmak için 112. Cadde'ye gittim. | Open Subtitles | هي يارجل, إضطررت للذهاب رأساً إلى شارع 112 لكي أشتري المخدّر. |
Tamamen teslim olmak zorundadır Aynı bir anestezi uzmanına teslim olmanız gibi | TED | عليه أن يستسلم ويخضع كلياً. كما يخضع المرء للطبيب المخدّر. |
Laboratuvar sonuçları Bormanis'in hazırladığı uyuşturucunun bir tür süper amfetamin olduğunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | شوّفت إختبارات المختبر التي المخدّر الذي بورمانيس كان يبتدع |