Clark ve Main sokaklarının köşesindeki depoda buluşalım. | Open Subtitles | قابلْني في زاويةِ كلارك والشارع الرئيسي في المخزنِ. |
Clark ve Main sokaklarının köşesindeki depoda buluşalım. | Open Subtitles | قابلْني في زاويةِ كلارك والشارع الرئيسي في المخزنِ. |
O depoda tamamen kendi mallarım vardı. | Open Subtitles | تلك كَانتْ كُلّ مادتي الخاصة في ذلك المخزنِ. |
markete girdiğinde sağındaki çıkışa doğru ilerle. | Open Subtitles | إدخلْ المخزنَ. أنت سَتَمْضي خارج الخروج الشرقي. ذلكلحقَّكَ بينما جِئتَ إلى المخزنِ. |
Al bu alışveriş listesini ve markete git. | Open Subtitles | الولد، يَأْخذُ هذه قائمةِ البقالةِ ويَذْهبُ إلى المخزنِ. |
depoya geri döndüğümüzde, Thurgood çukurunda hala aylak aylak dolanıyordu. | Open Subtitles | ثورغود كان لا يزال في حفرة عندما عدنا إلى المخزنِ. |
Roach bu dükkanda çalışıyor, her dediğimi yapar. | Open Subtitles | يَعْملُ رُوز في المخزنِ اذا كنت تريد أي شي سأخبره ليفعله |
Her çalışan, mağazanın farklı bir yerini kontrol eder. | Open Subtitles | المستخدميَخْرجُ a قسم مختلف مِنْ المخزنِ. لاحظتُ الطوابعَ على أيدي الناسِ. |
İkinizin depoda oynaştığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُك انتما الإثنان لَعبتُمَا في المخزنِ. |
- depoda hiç son günlerde olağan dışı bir şey yaşandı mı? | Open Subtitles | - عِنْدَهُ حَادِثُ أيّ شئُ الغير عاديُ في المخزنِ في كل مؤخراً؟ |
Az önce Liz Hawley'nin ailesinin, senin depoda bulduğun takının tanımını doğruladıklarını duydum. | Open Subtitles | عائلة ليز Hawley جَعلتْ a lD إيجابي على السحرِ وَجدتَ في المخزنِ. |
Corny'nin depoda kamerası varmış. | Open Subtitles | سَخيفة لَديهم آلة تصوير في ذلك المخزنِ. |
İkinci şüphelinin ayak izleri, depoda sona eriyor. | Open Subtitles | مثل هو عَمِلَ بآلاتِ التصوير. تَعْرفُ، موضوع B خطوات تلاش قُرْب المخزنِ. |
Gharan, bu ay bizim için depoda hangi sürprizler var? | Open Subtitles | Gharan، الذي يُفاجئُ هَلْ هم لَهُم في المخزنِ لنا هذا الشهرِ؟ |
Yarın depoda çalışıyoruz. | Open Subtitles | حَسناً، سنَعْملُ في المخزنِ غداً |
Hayır, DMV'deki işim bitti ve şimdi de markete gidiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أنتهى للتو مَع دي إم في والآن أَترأّسُ إلى المخزنِ. |
Daphne, hemen markete koş. | Open Subtitles | دافن، هَلْ تَرْكضُ إلى المخزنِ لي؟ |
markete gideceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُك أنا كُنْتُ ذاهِباً إلى المخزنِ. |
Gelmeden önce depoya uğradım, birkaç kutumuzu koyuyordum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا كُنْتُ فقط أسفل في المخزنِ وَضْع جانباً بَعْض الصناديقِ. |
Şey, o zaman hadi depoya gidelim. | Open Subtitles | حَسناً، دعينا نَذْهبُ إلى المخزنِ. |
O dükkanda asla durmamalıydım. | Open Subtitles | أنا should've أَبَداً تَوقّفَ عند ذلك المخزنِ. |
Ona Livingston'daki mağazanın yöneticiliğini önerdiler, | Open Subtitles | هم فقط عَرضوها a موقع إدارةِ في المخزنِ الجديدِ في ليفنغستن، |