"المدار" - Translation from Arabic to Turkish

    • yörüngeye
        
    • yörüngeden
        
    • yörünge
        
    • yörüngede
        
    • yörüngesinde
        
    • yörüngesine
        
    • yörüngeyi
        
    • Yörüngedeki
        
    • yörüngesinden
        
    • Tropic
        
    • yörüngedeyiz
        
    • yörüngesi
        
    • yörüngenin
        
    • yörüngeli
        
    • Yörüngesel
        
    Yeni bir sınıf uyduların yörüngeye ulaştırılmasına da olanak tanıyor. TED ويسمح حتى بتوصيل دفعة جديدة من الأقمار الصناعية إلي المدار.
    Bu, kariyer planlarım içinde değildi, ben de ikisini yörüngeye oturttum. Open Subtitles وهذا تعارض مع خطتى ولذلك قتلت ماروتشى وبيدانكن وارسلتهم الى المدار
    Şok ediciydi çünkü bulmayı istediğimiz her şey buradaydı Daha önce yörüngeden çektiğimiz fotoğraflar. TED وهذا هو ما رأيناه. وقد كانت صدمة لأنها اظهرت كل ما كنا نريد أن نراه في الصور الأخرى المأخوذة من المدار.
    Ya da bir uydunun yörüngeden çıkmasını hızlandıracak bir teknolojiye sahip olması gerekse? TED أو ربما يجب على القمر أن يحتوي على تقنية تسرع من عملية إخراجه من المدار.
    Booster uzay aracını yörüngenin aşağısına çekecek, düşük irtifalı yörünge, sonra da şu an booster'ları getirdiğimiz gibi geri döneceğiz. TED ستقوم معززة الصواريخ بإسقاط المركبة في المدار، المدار الأرضي المنخفض، ومن ثم العودة مثلما نعيد المعززات الآن.
    yörüngeye bir dizi parçacık atarsınız, yörüngede çok uzun yıllar boyunca faydalı olmaktan çıkar. TED يمكنك التخلص من عدد من الجسيمات في المدار التي قد تجعل ذلك المدار عديم الجدوى لعشرات السنين أو أكثر.
    Bunlar küçük Volkswagen'ler boyutunda 5 kilotonluk verimli bombalar ve yörüngeye girebilmek için bunlardan 800 tane gerek. TED وهذه خمسة آلاف طن من القنابل المنتجة، حجمها يعادل سيارة فولكسفوغن صغيرة. وهي تتطلب 800 لكي تدخل في المدار.
    Zorluk oraya gitmekte ve anahtar ise yörüngeye girmek. TED ان اهم خطوة في الذهاب الى الفضاء هو الوصول الى المدار الفضائي
    Hubble Uzay Teleskobu fikir olmaktan çıkıp yörüngeye oturtulsun diye binlerce insan ve 44 yıl gerekti. TED إنها تطلب آلاف البشر وأربعة وأربعون عامًا للوصول بتلسكوب هابل الفضائي من مجرد فكرة إلي المدار.
    Aslında bu yörüngeden çekildi; kameranın yüzeye doğru yakın çekim yapmasını sağladık ve gerçekte yüzeyde Gezgin'i görüyoruz. TED لقد قمنا بجعل الكاميرا تقوم بتقريب الصورة إلى السطح من المدار و رأينا العربة الجوالة على السطح
    Havalanalım ve alanı yörüngeden bombalayalım derim. Open Subtitles نحن قادمون أقترح أن نفجر الموقع من المدار أنها الطريقة الوحيدة لقتل هذة المخلوقات
    Şimdi yörüngeden çıkmak için manevra yapmaya hazır olun. Open Subtitles سوف نقوم بالهبوط بكم علينا البدء في عملية التجهيز لدخول المدار و البدء في التسارع
    Araştırmalar gösterdi ki bu yörünge bir avuç temel sabitin 27 katının karekökü. TED اتضح أن هذا المدار هو جذر مربع 27 ضرب بعض الثوابت الأساسية.
    Deneyin anahtarı bu. yörünge bana çok küçük bir yarıçaptaki kütleyi veriyor. TED و لكنه المفتاح لتلك التجربة. يخبرني المدار كم من الكتلة داخل القطر الصغير جداً
    Ama koordinatların tutması için geminin ya yörüngede ya da bir gezegende olması lazım. Open Subtitles تلك السفينة يجب عليها ان تكون حول المدار لتعمل رموز الكوكب
    Sadece iki adamın yörüngede, uydu gibi bir hedefe... yakın bir yere gelmesini beklerdiniz. Open Subtitles حتى يصعد كلانا هناك كلانا .. في المدار بالقرب من الهدف
    Bu tamamen buzdan meydana gelmiş bir uydu, ve bunu da yörüngesinde dolaşırken ölçtük. TED و هو مكون بشكل كامل من الجليد، و قمنا بدراسته من المدار
    Örneğin, bir nötron yıldızının başka bir yıldızı yörüngesine aldığı ikili bir sistem gözlemledik. TED على سبيل المثال: لاحظنا أنظمة ثُنائية حيث يشارك نجم نيوتروني نجمًا آخر في المدار.
    Yola çıktı ya da yörüngeyi terk etti ki bu da neden dönemediğimizi açıklar. Open Subtitles ثم انطلقت او تركت المدار ما يفسر لماذا لم نتمكن من الاتصال بالوطن
    Yörüngedeki toplam uydu sayısında dev bir artıştan söz ediyoruz. TED ستكون هناك زيادة هائلة في عدد الأقمار الصناعية في المدار.
    Yani, milyonlarca şeyi yörüngesinden fırlatsanız bile bir tanesinin gelip de bize çarpması biraz uzak bir ihtimal. TED فحتى لو أن الملايين منها قذفت خارج المدار ، فإن احتمال أن يصطدم بنا أحدها لا يزال بعيدا.
    Bana inanmıyorlar. Pooh-Bear ile Tropic Motel'de buluşma ayarla. Open Subtitles يحصل على دبّ بوه للإجتماع في المدار فندق.
    Geçide çarpmak hızımızı azalttı, yani azalan yörüngedeyiz. Open Subtitles الاصطدام بالبوابة أنَقصَ سرعتُنا وهذا يعني بأنّنا في تلاشي المدار
    İlk duyacağınız şey, her gezegenin yörüngesi için bir nota olacak ve unutmayın, bu müzik sistemin kendisinden geliyor. TED أول شيء ستسمعونه هو نغمة المدار لكل كوكب من الكواكب، ولا تنسوا، أن هذه الموسيقى هي نتاج النظام نفسه.
    Pentagon yere eş zamanlı yörüngeli uydularından biriyle iletişimini kaybetti. Open Subtitles البنتاغون فقد الإتصال مع واحد من الأقمار الصناعية منخفضة المدار المتزامن مع الأرض
    TS: Şimdi sarkacı Yörüngesel bir şekilde fırlatıp öndekilerin ayakkabılarını boyamaya çalışacağım. TED تي اس: انا ذاهب فقط لرمي هذا الى المدار ونرى ما اذا كان يمكنني الطلاء أحذية الجميع في المقدمة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more