"المرة الوحيدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilk defa
        
    • tek seferdi
        
    • Bir kez
        
    • tek zaman
        
    • tek sefer
        
    • ilk kez
        
    • tek seferlik
        
    • sadece bir
        
    • sadece zaman
        
    • seferlik bir şey
        
    İlk defa, Aaron'ın beş parasız olması bir işine yaradı. Open Subtitles و زوج من الأحذية الرياضية. أعتقد هذه هى المرة الوحيدة
    Arzunun beni esir ettiği tek seferdi bu. Open Subtitles إنها المرة الوحيدة من أي وقت مضى أن أكون تحت سيطرة رغبتي.
    Milyonlarca kere bana ihtiyacı oldu, tam ona Bir kez ihtiyacım olduğunda... Open Subtitles ملايين المرات التي احتاجني بها و المرة الوحيدة التي احتجت له بها
    Benim kötü adamı oynadığım tek zaman, bir Kilise piyesiydi. Open Subtitles المرة الوحيدة التي كنت فيها مساعداً كانت في لعبة الكنيسة
    Müdürün odasına yollandığım ilk ve tek sefer 4. sınıftayken oldu. Open Subtitles المرة الوحيدة التي أُرسلت فيها إلى مكتب المدير كانت في الصف الرابع,
    İlk kez biri beni öldürmeye çalışmıyor. Open Subtitles أنها ليست المرة الوحيدة التي تحاول شخص ما قتلي
    Haftada birden fazla mı çıkardı yürüyüşe, yoksa tek seferlik bir şey miydi? Open Subtitles هل كان يحب فعل ذلك أكثر من مرة بالاسبوع أم كانت هى تلك المرة الوحيدة
    18, 19 -- her hafta sadece bir resim çekip kaydetmiştim ve her şey yolunda gidiyordu. İlk defa yanlışlıkla paylaşmış oldum. TED 18، 19 -- كل أسبوع وكنت ألتقط صورة وأحفظها، وكنت أجيد هذا الأمر، وكانت تلك المرة الوحيدة التي غفلت فيها عن الأمر.
    Ama ayrıldığımızdan beri ilk defa huzur duyuyorum. Open Subtitles ولكنها المرة الوحيدة التي وجدت فيها السعادة منذ إنفصلنا.
    Yıllardır ilk defa, kendimi gerçek bir insan gibi hissediyorum. Open Subtitles هذه المرة الوحيدة التي أحس فيها بأنني إنسان منذ وقت طويل
    Bana "mankafa" kelimesini kullanmadan hitap ettiği tek seferdi. Open Subtitles تلك كانت المرة الوحيدة التي خاطبني دون إستخدام كلمة أحمق
    Bu kurallara uymadığım tek seferdi. Open Subtitles كانت المرة الوحيدة التي خرقت فيها القواعد انا اسف
    Çünkü babamla gurur duyduğum tek seferdi. Open Subtitles لأنها المرة الوحيدة التي كنت فخورًا بوالدي
    Bir kez istediğin şeyi yapmadı diye ona sırtını mı döneceksin? Open Subtitles و المرة الوحيدة التي تقوم بشيء لا يعجبك تتحول عليها ؟
    Sadece Bir kez biri benden ayrılmıştı, sadece kendimi kusturmuştum. Open Subtitles المرة الوحيدة التي هجرني فيها أحدهم أجبرت نفسي على التقيء
    Koca yılda insan tasviri dersleri verdikleri tek zaman bu. Open Subtitles إنها المرة الوحيدة خلال السنة التي يوفرون فيها دراسات التماثيل
    Nozowitz'i Ashbaugh ile gördüğünüz tek zaman o zaman mıydı? Open Subtitles وهذه هي المرة الوحيدة التي رأيتِ فيها نوزويتز مع آشبو؟
    Onun bir odayı büyülediğini gördüğüm tek sefer, ...dev bir mersinbalığının kayboluşuyla ilgili verdiği konuşma esnasındaydı. Open Subtitles المرة الوحيدة التي أراه فيها متألقا في قاعة كانت عندما أعطى محاضرة عن إختفاء أسماك الحفش العملاقة
    Peki ofisinizde seks yaptığınız tek sefer bu sefer miydi? Open Subtitles وهذه المرة الوحيدة التي مارست الجنس فيها في مكتبك؟
    Son 2 haftadır ilk kez dün gece görüldü. Open Subtitles كانت ليلة أمس المرة الوحيدة التي شوهدت فيها منذ أسبوعين.
    Nasıl tek seferlik bir şey olduğunu, prova stüdyosuna has özel bir durum olduğunu duymak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد سماع كونها المرة الوحيدة وكأن هناك شيء مميز في تمارين الاستوديو
    Ceketi sadece bir sefer giydim ve o da korkunçtu. Open Subtitles في المرة الوحيدة الذي أرتديه فيه هذا الجاكيت كان مروع
    Evet, biz hiç artık gördüğünüz sadece zaman ilgilidir. Open Subtitles أجل ، لقد كانت المرة الوحيدة التي رأيناك وقتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more