"المرحاض" - Translation from Arabic to Turkish

    • tuvalet
        
    • tuvalete
        
    • tuvaleti
        
    • tuvalette
        
    • tuvaletin
        
    • tuvaletten
        
    • Lavaboya
        
    • sifonu
        
    • banyoya
        
    • Banyo
        
    • banyoda
        
    • klozetin
        
    • klozete
        
    • banyoyu
        
    • klozet
        
    Seninle münakaşa etmeyi, tuvalet oturacağını bile özledim... - Özledim. Open Subtitles إشتقت إلى المشاحنات ,إلى الأولاد و إلى مقعد المرحاض فوق
    Büyük ihtimalle tuvalet sifonunu sıkıştırıyordur, bir daha çekmemek için. Open Subtitles حالياً, قد يكون يلصق سيفون المرحاض حتى لا يضطر لاستخدامه
    Aşağılık herifin teki onu Hong Kong'ta tuvalete atıp sifonu çekmiştir. Open Subtitles من الواضح انه جاء متسكّع من هون كونج من أسفل المرحاض.
    Şey yapsak, uh, tuvalete sıvışıp her zamanki gibi sarhoş olsak? Open Subtitles ما رأيكم إن توجهنا إلى المرحاض و نحتسي الكحول كالعادة ؟
    Jinx bu tuvaleti kullanmaması gerektiğini bilir. O yaptıysa da sifonu çekmez. Open Subtitles جينكس لا يستعمل هذا المرحاض و إذا فعل لا يجذب ذراع المياه
    O yüzden, buraya getirdiler. Tüm gece boyunca, tuvalette kustu. Open Subtitles لذا جلبوه إلى هنا وظل في المرحاض يتقيأ طوال الليل
    tuvaletin üstünde durmaya çalışıyordum ve şimdi de aşağıya inemiyorum. Open Subtitles وكنت أحاول الوقوف فوق المرحاض والآن لا أستطيع النزول، ساعديني
    Zımparaya dikkat et tatlım, tuvalet fırçalayan ellerin zarar görmesin. Open Subtitles حاذري ورقة الصقل ياعزيزتي لاتريدين جرح يدك اللتي تنظف المرحاض
    İş başındaki bekçiye üç saatte bir 5 dakikalık tuvalet molası verilir. Open Subtitles الحارس مسموح له بدقيقتين حتى خمس دقائق لأستخدام المرحاض كل ثلاث ساعات
    tuvalet ihtiyacınız mı var; yoksa ilaç falan mı bakıyorsunuz? Open Subtitles هل تبحثين عن المرحاض أم هل تريدين بعض الأدوية ؟
    tuvalet kâğıdı bulunmadan önce seninle yüz yıl boyunca sevişmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أنتظر لصنع الحب لمئة سنة. قبل أختراع ورق المرحاض.
    3 bardaktan fazlasını içersem gün boyu tuvalete gidip duruyorum. Open Subtitles شربت أكثر من 3 أكواب , وأزور المرحاض طوال اليوم.
    Bir seferinde, tuvaletler öyle kötü tıkandı ki kütüphaneyi iki günlüğüne kapatmak zorunda kaldık, tıkanmaya sebep olan sorun tuvalete atılan enjektörlerdi. TED ذات يوم انسد المرحاض لدينا أجبرنا على إغلاق مكتبتنا لمدة يومين لأن ما يسدها كان الإبر المهملة.
    Jigs'in tuvalete düşüşü bana bu diğer dünyayı gösterdi. Ormanlara karşı benim bakış açımı değiştirdi. TED أظهر لي سقوط جيكس في المرحاض الخارجي هذا العالم الآخر، وغيُر وجهة نظري للغابات.
    Eğer benimle yaşamayı kabul edersen, Her hafta tuvaleti ben temizlerim. Open Subtitles لو وافقتي علي أن تبادليني الحب, سوف أنظف المرحاض كل يوم.
    tuvaleti hiç böyle pislikleri atmak için kullanmamıştım. İyi oluyormuş. Open Subtitles لم تتخلص من القذارة عبر المرحاض من قبل، هذا واضح
    Bak, için dışın bok dolu, tuvalette sonsuza kadar durabilirdin. Hadi gidelim.. Open Subtitles انت تعلم انك مليئا بالفضلات ,في استطاعتك الجلوس علي هذا المرحاض للأبد
    Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Open Subtitles كانت تظن أنني في الحديقة لكنني كنت في المرحاض أتبول بهدوء جدا
    Ayrıca tuvaletin her yerine işeyen silahlı adamlar tutmak benim ödeyeceğim bedel değil. Open Subtitles ووجود رجال مدججين بالأسلحة يتبولون على ارضية المرحاض اليس سعراً يجب عليه دفعه؟
    Sonra da onlara tuvaletten bahsediyorsunuz ve onu modern ve moda bir kolaylık olarak anlatıyorsunuz. TED ثم تأخذ المرحاض وتقوم بتثبيته كشئ حديث ومريح.
    İşler sürekli gecikti: Ze bir şeyler içmeye gitti, bir toplantıya çağrıldı, toplantı uzun sürdü, Lavaboya gitti. TED واصلوا التأخير: ذهب للحصول على مشروب، وتم استدعاؤه لاجتماع، واستمر الاجتماع طويلًا، وذهب إلى المرحاض.
    Babam öyle mutlu olur ki... banyoya giderken ıslık çalar. Open Subtitles والدى سعيد جدا لدرجة أنه يصفر عندما يذهب الى المرحاض
    Konuşacak biri olsun diye Banyo aynasına bıyık bile çizdim. Open Subtitles حتّى أنّي رسمت شوارب على مرأة المرحاض حتّى أتحدّث إليه.
    Daha önce, ekranlarınıza Homer banyoda ve Homer tuvalette gibi klasik filmler getirmiştim. Open Subtitles في الماضي، انتجت لكم مجموعة من ..الأفلام الكلاسيكية، كهومر أثناء الاستحمام وهومر في المرحاض
    Sarhoş olup kafan klozetin içinde uyuya kaldığın zamandan bahsediyordum. Open Subtitles أخبرتها عندما سكرت ونمت برأسك في المرحاض
    Adamın biri klozete sıkıştı. Open Subtitles هناك رجل علق في الحمام والتصق في المرحاض
    Senin de, pillerden ve şişelenmiş sudan farketmiş olabileceğin gibi, sağ salim kurtulabilmek için banyoyu kullanmayı planlıyoruz. Open Subtitles من البطاريات والماء المعبأ في القنّينات فهذا المرحاض هو المكان الذي نخطط استخدامه أثناء العاصفة
    Buzz'dan özür dilemem. klozet kapağını öpmeyi tercih ederim! Open Subtitles لن اعتذر الى باز افضل تقبيل المرحاض على ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more