| Çünkü bilmek isteyenler, bir silah taşımaz ceplerinde ve kalplerinde nefret olmaz. | Open Subtitles | لأن الذين يريدون الحقيقة لا يحملون المسدسات فى جيوبهم والكراهية فى قلوبهم |
| silah kazalarını önlemek çocukları erken yaşta Silahla tanıştırmaktan geçer. | Open Subtitles | حوادث المسدسات يمكن اجتنابها عن طريق تعريف اولادك بالمسدسات مبكرا |
| Silahlar işe yaramaz. Tüm birlikler, standart Silahlar işe yaramaz. | Open Subtitles | المسدسات لا تعمل أبلغ جميع القوات بأن الأسلحة لا تعمل |
| Dover'a güvensinler diye o silahları sokaklarda sattırdınız, değil mi? | Open Subtitles | أنتم لم تنشروا المسدسات فى الشارع لأبراز المصداقية أليس كذلك؟ |
| Sanırım hanımefendi bir silaha benzediğini söylemişti. Pek çok insan Silahlardan hoşlanmaz. | TED | أظن أنها قالت أنه يشبه المسدس. الكثير من الناس لايحبون المسدسات. |
| Benim çalışma hattımda başka bir tür silah kullanıyorum kurşunsuz bir silah. | Open Subtitles | في عملي استخدم نوعاً اخر من المسدسات مسدس لا يحتاج الى رصاص |
| Ben bir askeri savcıydım ve temel eğitimlerden beri elime silah almamıştım. | Open Subtitles | وأنا كنت مدّعية عسكريّة، فلم أتعامل مع المسدسات منذ مرحلة التدريب تقريباً. |
| Bir sürü parmak izi, silah var ve suçu ona yükleyeceğiz. | Open Subtitles | الكثير من بصمات ألاصابع والكثير من المسدسات كل شيء سيكون له |
| Taşımıyorum. silah sevmem. Ofiste var birkaç tane. | Open Subtitles | لاشئ, اننى لا احب المسدسات هناك بعض منها فى المكتب |
| Artık tek silahlarımız sosyal medya ve eğitim broşürleri, Silahlar ve bombalar değil. | Open Subtitles | كل أسلحتنا الآن هي فقط وسائل الإعلام والكتيبات التعليمية، و ليست المسدسات والقنابل. |
| Altın kaplama Silahlar Asyalı toplumumuzun popüler bir takdir nesnesi haline geliyor. | Open Subtitles | المسدسات المطلية بالذهب اصبحت مشهورة كعلامة للتقدير ضمن فئة محدده من الاسيويين |
| Ve, Asteriks: Batman, silahları sevmez, çünkü ebeveynleri yıllar önce Silahlar tarafından donduruldu. | TED | و، إشارة توضيحية: بات مان لا يحب المسدسات لأنه تم قتل أبوية بواسطة مسدس منذ وقت طويل. |
| Anlaşmamız Bizim silahları taşımamız, sizin keleşleri bize satmanız üzerineydi. | Open Subtitles | اتفاقنا كان أن ننقل كل المسدسات اليدوية وتبيعنا الأٍسلحة الرشاشة |
| Bu silahları sizin için etiketledim ama kullanmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | وضعت بطاقات على المسدسات و لكن قد لا تضطروا لإستخدامها |
| Pussy, uçakları Silahlardan daha iyi biliyorsun. Bu bir Smith Wesson .45. | Open Subtitles | تعرفى عن الطائرات أكثر من المسدسات هذا مسدس سميث ووستون 45 |
| Olağanüstü nişancılığı ile Amerika'nın en iyi tabanca ve tüfek nişancılarını mağlup etmiştir. | Open Subtitles | أمامها هؤلاء البارعين الملحوظين فى الرماية مصوبي المسدسات والبنادق العظماء في امريكا، قد هزموا |
| Benimle bir N.R.A. toplantısına gel ve eğer hala silahların harika olduğunu düşünmüyor olursan, biraz daha tartışırız. | Open Subtitles | وإذا واصلت فكرة أن المسدسات ليست عظيمه , فسنقوم بالجدال أكثر |
| Ve o silahlara küçükken yaşadığı travmalar nedeniyle ihtiyacı olduğunu söyledi. | TED | وقال أنه يحتاج هذه المسدسات بسبب الصدمة التي تعرض لها عندما كان فتىً صغيراً. |
| Yanında bir sürü silahlı adam olan, o Amerikalı kadından korkuyor. | Open Subtitles | إنه خائف من تلك المرأة الأمريكية... من أولئك الرجال مع المسدسات. |
| Bu genç adamın elini silahtan sakının | Open Subtitles | ولا تسمحوا لرجالكم الشبان بحمل المسدسات ابدا |
| Bence elimizde silahlarla içeri dalmamalıyız. | Open Subtitles | لا أظن أنه علينا أن ندخل و نحن نحمل المسدسات |
| Yani, küstahlığımızı hoşgörün bayım ama söyler misiniz bir silahın diskoyla ne ilişkisi olabilir? | Open Subtitles | إغفرا وقاحتنا ولكن ما شأن المسدسات بالديسكو؟ |
| O tabancalar olmadan sen bir hiçsin, biliyor musun? | Open Subtitles | لو اخذت منك المسدسات فلن تساوى شيئا اتعرف ذلك ؟ |
| Silahlarınızı indirin ve beni krala götürün. | Open Subtitles | ضعوا هذه المسدسات جانبا و خذونى إلى الملك |
| Peki ama tabancaları mantar mı atıyor? | Open Subtitles | وأعتقد ايضا أن المسدسات التي كانت معهما هي مجرد مسدسات العاب |