"المسروقة في" - Translation from Arabic to Turkish

    • çalıntı
        
    • çalınan
        
    • bizden çaldı
        
    Ve buradan da çok açık olarak görülmektedir ki, avukatların hırsızlıkta bir payı yoksa, çalıntı dökümanlar gerçekte kabul görürler. Open Subtitles و يظهر هنا بوضوح جداً أن الوثائق المسروقة في لحقيقة يؤخذ بها إذا لم يلعب المحامي دوراً في السرقة
    Şüpheli yayan olarak yaklaşıyor, sepette çalıntı tarifler var. Open Subtitles المشبوه يَقتربُ مشياً على الأقدام، الوَصْفات المسروقة في السلةِ.
    Uçaktaki her şeyi listeleyip ülkenin her yerinde tüm çalıntı parçaları listeleyip izleyen tehlikeli adamlar onlar. Open Subtitles هناك أناس خطرون يراقبون كل البضائع المسروقة في هذا البلد للوصول لأي شيء يدلهم إلى الطائرة
    Josef Brunner, İsviçre bankalarından çalınan altının saklanmasında Hitler'e yardım eden banker. Open Subtitles جوزيف برونر، المصرفي الذي ساعد هتلر اخفاء الذهب المسروقة في البنوك السويسرية.
    Körlerle dolu bir dünyada görmemizi istemeyenler... ..bakışlarımızı bizden çaldı. Open Subtitles نظراتنا المسروقة في عالم ملئ بأشخاص فاقدي البصر مَن لم يرد رؤيتنا
    Alphabet City'deki çalıntı malcılarımızda 120 kutu daha bunlardan var. Open Subtitles تاجر السلع المسروقة في حي "الفابيت" يحاول نقل 120 صندوقًا،
    Bahama gibi bir yere gider, havuz kenarında uzanırsınız ve baban ateşte çalıntı para yakar. Open Subtitles ‎كنتم تسافرون الى مكان ما مثل ‎جزر الباهاما‫، الإستلقاء عند حوض السباحة‬ ‎و كان يحرق اموال ‎ الناس المسروقة في النار
    Yaklaşık 17 dakika sonra kendilerine gelecek ve yine bu şehirdeki her çalıntı mal satıcısını indirecek yetenekleri olacak. Open Subtitles خلال 17 دقيق، سيفيقوا ولديهم القدرة على إخبار كلّ تجار السلع المسروقة في المدينة
    Yaklaşık 17 dakika sonra kendilerine gelecek ve yine bu şehirdeki her çalıntı mal satıcısını indirecek yetenekleri olacak. Open Subtitles خلال 17 دقيق، سيفيقوا ولديهم القدرة على إخبار كلّ تجار السلع المسروقة في المدينة.
    Ve tezgahında çalıntı mücevher yoktu. Open Subtitles ولمْ يكن لديه أيّ من المُجوهرات المسروقة في خيمته.
    Ve tezgahında çalıntı mücevher yoktu. Open Subtitles ولمْ يكن لديه أيّ من المُجوهرات المسروقة في خيمته.
    Bütün çalıntı kimliklerin listesi elinde olmalı. tetikçileride buraya kadar takip etti. Open Subtitles لابدّ أنّ لديها قائمة بكلّ الهويّات المسروقة في تلك الحزمة، واستخدمتها لتعقب مُطلقي النار إلى هُنا.
    çalıntı arabadan alınan DNA'yı sizin laboratuvarınızda tekrar inceleyin. Open Subtitles اعد فخص الحمض النووي من السيارة المسروقة في مختبركم
    Balina büyük olasılıkla çalıntı silahları buradaki bir depoda saklıyor. Open Subtitles (ويل) محتمل أنه يُخزن الأسلحة المسروقة في أحد هذه المخازن.
    Yani, adamın cebinde çalıntı bir saat mı buldun? Open Subtitles لذا، هل وجدت ساعة المسروقة في جيبه ؟
    çalıntı telefonları Corso Canalchiaro'daki elektronik mağazaya satabiliyorlar. Open Subtitles أحياناً يبيع الأشخاص الهواتف المسروقة في متجر الإلكترونيات في "كورسو كنالكيارو".
    Daha şimdiden 180 nolu bölgede çalınan bir oy kayıt cihazı olduğu ihbarını aldık. Open Subtitles نعم , نحن سابقا تلقينا اتصال حول الات الاقتراع المسروقة في دائرة الانتخابات 180
    Patron, yerel polis çalınan spreyleri bir sokakta bulmuş. BZ gazı yokmuş. Open Subtitles أيها الرئيس، الشرطة المحلية عثرت على المضخة المسروقة في أحد الزقاقات، ولا أثر االغز
    çalınan tablonun sizde olduğunu düşünürsek eğer. Open Subtitles كنّا نأمل أن تخبرنا بذلك بما أنّ اللوحة المسروقة في حوزتك
    Körlerle dolu bir dünyada görmemizi istemeyenler... ..bakışlarımızı bizden çaldı. Open Subtitles نظراتنا المسروقة في عالم ملئ بأشخاص فاقدي البصر مَن لم يرد رؤيتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more