"المضيق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Boğaz
        
    • boğazın
        
    • Körfeze
        
    • körfezin
        
    • Boğazı
        
    • Narrows
        
    Boğaz'a düşmesi benim hatamdı o benim yüzümden öldü Cadi, senin değil. Open Subtitles كانت غلطتي بأنها سقطت في المضيق وكانت غلطتي أنها ماتت، كادي، وليست غلطتك
    Boğaz dar ve sığ olduğundan akıntı burada daha şiddetli. Open Subtitles هذا المضيق ضيّق ومُوحل لهذا التيّار عنيف جداً هنا
    Sadece Boğaz'dan gelen nehri takip ediyorduk. Open Subtitles نتبع النهر فقط للأسفل من المضيق
    Daha aşağı tarafa, efendim. Dar boğazın iki tarafına. Open Subtitles إلى حد ما بعيد عن أتجاه مجرى النهر عبر تلك المضيق
    - Haydi. Kapayın kulaklarınızı. - Körfeze doğru ateşleyeceğiz. Open Subtitles الان غطوا لآذانكم سنضرب بآتجاه المضيق
    Sizler körfezin tepesindeki kocaman silaha sahip adamlarsınız. Open Subtitles هل انتم الرجال الذين يحملون السلاح الكبير عند المضيق
    Geçen ay Bering Boğazı'nın ortasında buna rastladım. Open Subtitles فى الشهر الماضي أنا كنت خارج في منتصف المضيق عندما صادفت هذا.
    Onu aşağı götür. Narrows tarafındaki sokakta benimle buluş. Open Subtitles خذها للأسفل، و قابلني عند الزقاق في جانب المضيق
    Boğaz'a gittiğimi bilmiyordun anne. Open Subtitles لم تعلمي لقد ذهبت إلى المضيق يا أمي
    Boğaz'ı geçmek için daha iyi bir yer var. Open Subtitles هناك مكان أفضل لعبور المضيق
    Annen Boğaz'a gittiğini biliyor mu? Open Subtitles هل تعلم أمك بأنك في المضيق ؟
    Boğaz'ın aşağısına kamp kurmuş bir yabancı var. Open Subtitles هناك غريب يخيم في قعر المضيق
    Boğaz'a bile gittim. Open Subtitles حتى أنني ذهبت إلى المضيق
    - Burası Boğaz, değil mi? Open Subtitles هذا المضيق أليس كذلك ؟
    Genişliği sadece 14 km olabilir ama Akdeniz'in Atlantik'ten gelen suyu almasını sağlayan tamamen bu boğazın yapısıdır. Open Subtitles ،قد لا يتجاوز عرضه 14 كيلومتر لكنه المضيق الذي يغدق ماء المحيط الأطلسي على البحر الأبيض المتوسط
    Hem bu aşamada hem kuşatma sırasında Konstantiniyye'ye yapılabilecek yardımları engellemek için boğazın kontrolünü bir an evvel ele geçirmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نسيطر على هذا المضيق... المترجم: يقصد مضيق البوسفور.
    - Körfeze gitti. - Tanrım. Open Subtitles لقد ذهب الى المضيق يا ألهى
    Polis memuru Valge ve kuzeni Shterp'ün, Horrigans'a, büyükbabası Dolph'un Körfeze atıldığını söylemek için kulübeye bir anda dalması çok üzücü. Open Subtitles أعني، عندما (كونستابل فالجو) ، و أندفعأبنعمه(شيترب) في تلك المقصورة لاخبار (هورجيانز) أن الجد (دولاف) ، قد ألقي في المضيق
    Bir anda, körfezin kıyısında oturan bu gezgine birşey görünmüş, denizin ruhu. Open Subtitles وفجأه بعد ذلك ظهر له فجأة على ضفاف المضيق للرحاله
    "Aklıma gelmişken, su atı, sevgili dostum, merak ediyorum, önemli bir işin yoksa, beni sırtında körfezin diğer tarafına geçirebilir misin? Open Subtitles صديقى العزيز اتساءل ان لم يكن لديك ارتباطات اخرى فهل ازعجك ان طلبت منك ان تحملنى على ظهرك وتعبر بى هذا المضيق
    Tüm göç boyunca en tehlikeli kısım Boğazı yüzerek geçmek. Open Subtitles أكثر المراحل غدرا ً... فيالهجرةبأكملها، هي السباحة عبر هذا المضيق.
    Orası Narrows'ta, Rachel. Open Subtitles "إنها في منطقة المضيق يا "رايتشل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more